six

314 46 12
                                    

Mutluluk; Chae Hyungwon'un son zamanlarda en uzak olduğu his. Fakat şu an yüzünde oluşan gülümsemeyi silememesinin sebebi.
Mutluluk; Chae Hyungwon'un tanımlayamadığı bir his. Fakat şu an tüm vücudunda hissettiği enerji. Hyungwon en son ne zaman bu hissi gerçek anlamda tattığını düşündü. Hoseok ile ilk tanışmalarında mıydı? Yoksa Hoseok'u ilk öptüğünde mi? Şüphesiz mutluluk denince aklına ilk gelen şey Hoseok olmuştu. Çünkü ne olursa olsun onu dipsiz bir kuyudan  çekmeye cesaret eden ilk kişiydi Hoseok. İronik bir şekilde, üzüntü deyince de aklına ilk gelen isim de Hoseok olur olmuştu. Hyungwon birden başını salladı ve olumsuz düşüncelerini beyninden atmaya çalıştı. Bu gece olmazdı. Bu gece böyle şeyleri düşünemezdi. Karşısında yaklaşık 5 dakikadır mumu yakmaya çalışan gence baktı ve çakmağı elinden alarak yakamadığı mumu nihayet yaktı. Hoseok gülümseyerek derin bir 'oh' çektiğinde tüm uğraşlarla yakılan mum birden sönmüştü. Aynı anda birbirlerine bakıp bir kahkaha attılar ve bu saçma anın bile ikisi için ne kadar değerli olduğunu düşündüler.

Hoseok süslü kelimelerle arası olmayan birisiydi fakat şu an tüm sınırlarını zorlayarak Hyungwon'u Dünya'nın en mutlu insanı yapacak kelimeleri sıralamaya başladı.

"Neden böyle yapıyorsun?" Hyungwon'un sorusu üzerine düşündüler. Bu iyi yönde bir soru muydu? Yoksa kötü yönde mi?
"Seni seviyorum."
"Bu kadar mı?" Hyungwon histerik bir kahkaha attı.
Hoseok gergince gülümseyerek cevaplamaya çalıştığında saçma hareketlerini de beraberinde getirmişti. Hyungwon onu bu kadar zorlamanın yeterli olacağını düşünüp konuştu.
"Hediyeni beğendim."
"Ne hediyesi?"
"Şu az önce çiçeği devirirken cebinden düşen hediye."
Hoseok sessizce bir küfür savurdu ve sakarlığına lanet etti.
"Bu siktiğimin çiçeğini buraya kim koydu sanki?"
Hyungwon kahkahalarını daha fazla tutamayarak gülmeye başladığında karşısındaki genç de ona katılmıştı.
"Sen koydun ya şapşal."
"Doğru." Tekrar gülmeye başladıklarında bunun tüm gece süreceğini tahmin edememişlerdi. Hoseok ve Hyungwon bu gece tüm her şey onlara mutluluk saçar gibi kahkaha atıyor ve birbirlerine sarılarak sonlandırıyorlardı. Gülmelerini  sonlandıran sarılmalar her şeyin başlangıcı olup ikisini aynı yatakta çıplak bedenleriyle karşılamadan önce bu gecenin ne kadar güzel olduğunu düşündüler. Uzun zaman sonra ilk defa ikisi de bunu hissetmişti.

Sabah uyandığında, Hyungwon'un aklına dolan ve yanaklarını kızartan ilk şey gece yaşadıkları olmuştu. Hoseok uzun zaman sonra ona aşk ile sahip olmuş ve sürekli onu öperek mutluluğunu taçlandırmıştı. "Şapşal.." diyerek kendi kendine söylendi ve yataktan kalkarken duyduğu sesle donakaldı. Hoseok telefonla konuşuyor ve dün gece ona söylediği tüm aşk sözlerini bir başkasına sunuyordu. "Seni seviyorum." "Yakında yanına geleceğim bebeğim." "Lütfen bana biraz izin ver." "Kendine dikkat et, lütfen." "Ben de seni seviyorum." Hyungwon kanının donduğunu hissederken nefesi de beraberinde kesildi. 'Ne olacağını sanıyordum sanki?' diye düşündü. 'O asla değişmez ve seni sevemez.' diyen beynine sus diye çığlık atarken daha da dibe battığını hissetti ve olduğu yere çöktü. İşte mutluluk Chae Hyungwon için külkedisi masalının karşılığıydı. Bir gece süren ve ardından tüm o hislerin toz olduğu.
Mutluluk; Chae Hyungwon için asla var olamayacak bir histi. Ve bu hisse sahip olmayan tek kişi o değildi.

Lonely || 2WonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin