Dans -7-

216 27 17
                                    

*KUZEY*

"Öldüler.Araba bir kamyonun altına girdi.Şımarık isteklerim yüzünden anne ve babamın ölümüne sebep oldum, kardeşimin hayatını mahvettim onu sahipsiz bıraktım ve tüm geleceğini elinden çaldım."

İşte şimdi tüm mesele anlaşıldı, suçluluk.

Bok vardı da sordum ağlıyor işte nasıl susturucam ki.Aferin Kuzey iyi halt ettin.

Sarılsam mı?

Yok ya kızın ailesi ölmüş durumdan faydalanıyormuşum gibi olmasın.

Aklını dağıtayım.

Evet evet dikkatini başka bir şeye verirse azda olsa acısını unutabilir.

Düşün Kuzey düşün.

"Bir oyun oynayalım mı?"

Ne dediğimi anlamamış gibi anlamsızca yüzüme bakarken sırıttım.

"Doğruluk-cesaretlilik oynayacağız."

Birden gülmeye başladı, kahkahalarla.
Bu sefer etrafa anlamsız bakışlar savuran bendim.

"Beni öpmek için daha iyi bir yol bulmalısın Kuzey."

Ne öpmesi ya? Aklımın ucundan bile geçmemişti.Tamam belki biraz düşünmüştüm ama o bu durumda ağlarken öpüşme hayalleri kurmuyordum.

Ben sadece aklını dağıtması için onu biraz oyalıyordum.Yinede böyle düşünmesi iyi en azından dikkatini çekmeyi başardım.

Meydan okuma zamanı.

"Öpüşmek mi? Nereden geldi bu şimdi aklına, ben sadece oyun oynayalım dedim.Mara beni gördüğün günden beri öpüşme hayalleri mi kuruyorsun yoksa?"

Son söylediklerimden sonra bir anda eli ayağa birbirine dolaştı.

Biraz daha üstüne gidersem bana meydan okumak zorunda kalıcak ve oyun oynamayı kesinlikle kabul edicek.

Devam Kuzey.

"Yüzün mü kızardı yoksa ben mi dünyayı kırmızı görüyorum?"

Cevap yok.

"Vay canına cidden utandın Mara."

Sinsi gülüşüm suratıma yayılırken nihayet cevap vermek aklına gelebilmişti.

"Saçmalama s-sadece bu o-oyunda hep b-böyle olur d-diye d-dedim."

Kekelemek? Ahahaha az önce cidden kekeledi.Bugün kesinlikle çok eğleneceğim.

Cebimden anahtarları çıkarırken Mara'ya kalkmasını söyledim, ilk başlarda gelmemek için itiraz etsede kolundan tutup arabaya bindirdiğimde seçme şansı kalmamıştı.

~

"Nereye gideceğimizi söylemezsem gelmem."

"Gelmemek gibi bir seçeneğin yok Mara."

"Ah öyle mi sen öyle san."

Emniyet kemerini açmaya çalışırken ne yaptığını ilk başlarda anlayamasamda kemerini çözüp elini kapıya uzattığında hiç düşünmeden bağırmaya başladım.

Ben böyle bir tepki beklemediği çok açıktı.

Şaşkınlıkla yüzüme baktıktan 10 saniye sonra meydan okumaya karar vermiş olacaktı ki sırtını dikleştirip konuşmaya başladı.

"Nereye gideceğimizi söyleyecek misin yoksa kendi yöntemlerimle inmemi mi istersin?"

"Arkana yaslan ve emniyet kemerini tak Mara, şu küçük oyunumuzu oynamadan ölmek istemezsin."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 12, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MİLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin