Yazı Tura 4
Baekyeol Özel ^^
“Bir daha hiçbir kızla konuşmayacağım.”
“…”
“Kızı bırak senden başka herhangi bir varlıkla konuşmayacağım. Vallaha bak. Günlük bile yazmam artık. Hadi ama Baek.”
Buzdolabını sinirle kapıyor ve topuklarında dönerek bana ters bir bakış atıyor. Vazgeçmeye niyeti yok sanırım.
“Eğer istiyorsan üniversiteyi bırakabilirim Baekhyun-ah.”
Sinirle kafasını kaldırıyor. Benim iyiliğimi düşündüğünü ve lanet olası üniversiteyi bitirmemi istediğini biliyorum.
“Kafanı tuvalete sokup, üzerine sıçmamı istemiyorsan bir daha okulu bırakmaktan bahsetme!”
Seslice yutkunuyorum ve başımı sallıyorum. Profesörümün benim gibi güzel bir varlığı öpmeye çalışmasında ne kötülük var hala anlayabilmiş değilim. Baekhyun her şeye atarlanıyor. Bizim ailenin ata sporu trip atmak olsa gerek!
Sehun 32 diş sırıtarak mutfağa dalıyor. Beni görünce hızla yanıma gelip kulağıma fısıldıyor:
“Sonunda başardım!”
Şaşkınlıkla gözlerimi büyütüyorum. Luhan’ı alta geçmeye nasıl ikna etmiş olabilir? Tanrım, beni neden başarısızlığa programladın? Sehun’dan ne eksiğim var ki benim!
“Şanslı piç.” Diye söyleniyorum ve Sehun ceylan misali(!) sekerek mutfaktan çıkıyor. Derin bir nefes alıp cesaretimi toplamaya çalışıyorum:
“Savaşmak yerine sevişsek?”
Evet, evet. Mükemmel bir giriş yaptın! Aferin sana Chanyeol.
“Seni affettiğimi söyledim mi?”
Küçük kıçını bana dönüyor ve yememiz için bir şeyler hazırlamaya devam ediyor. Normalde Kyungsoo bizi asla mutfağına sokmaz. Burası onun çöplüğü. Ancak Kai onu oltaya getirmiş. Göt herifler! Koca evde mutlu olamayan bir tek ben varım. Zavallı ben!
Yavaşça Baekhyun’a yaklaşıyorum. Parmaklarım ucunda hareket ederek dolgun kıçını avucumun içerisine alıp sıkabilmek için elimi uzatıyorum.
Saniyeler içerisinde arkasını dönüyor. Elindeki bıçağı bana doğru tutup, kafasını psikopatça eğiyor. Bu çocuk cidden delirmiş! Gerçi ona alışmaya başladığımı söyleyebilirim. Sevgililer gününden sonra kendimi olabilecek her şeye hazırladım.
“Sevişmek mi istiyorsun Chanyeol?” Diyor elindeki bıçağı yalayarak. İçine Miley kaçmış bunun. Hazır bir şeyleri yalamaya başlamışken benimle de ilgilense hiç fena olmayacak aslında.
“Evet. Hemen. Burada.”
Gülümsüyor ve bana doğru birkaç adım attıktan sonra bıçağı yüzümde gezdirmeye başlıyor. Huylanıyorum ancak ona belli etmemeye kararlıyım.
Kasıklarıma yediğim tekmeyle nefessiz kalıyorum ve yere çöküp soluklanmaya çalışıyorum.
“Git profesörünle seviş.”
Amma da naz yapıyor bu çocuk. Korkmasam üzerine atlayacağım; ama insanların dış görünüşüne aldanmamam gerektiğini çoktan öğrendim. Boyu küçük olsa da işlevi büyük arkadaş. Yattığımız ilk gece onu içime alabilmek için neler çektiğimi bir tek ben biliyorum.
Aklıma o gecenin anıları gelince seslice inliyorum ve düştüğüm yerden kalkmaya çalışıyorum. Attığı tekme biraz sert geldi. Kasıklarımdaki acı gitmek bilmiyor. Biraz timsah gözyaşının sorun olmayacağını düşünerek dolu gözlerle ona bakmaya başlıyorum.
Endişeyle tek kaşını kaldırıyor ve soran gözlerle bana bakıyor. Hadi Chanyeol! Yaparsın sen!
Kendimi zorlayarak birkaç damlanın gözlerimden akmasını sağlıyorum.
“Ağlıyor musun sen?”
“Yok, hayır. Gözlerimden işiyorum.”
Derin bir nefes alıp olayı daha da dramatik hale getiriyorum. Tıp okumak yerine tiyatro alanında ilerlemeliymişim, bu işte kesinlikle iyiyim.
Dizlerinin üzerinde eğiliyor ve hızlıca konuşmaya başlıyor:
“İyimisin?AmanTanrım!Kısırolursanneolacak?Özürdilerim.Özürdilerim.”
Elimi yüzüne koyarak kafasını kaldırıyorum.
“Öpersen geçer belki?”
Sinirle beni itiyor ve ayağa kalkıyor.
“Benimle dalga geçiyorsun ha? Yemin ederim Yeol, tüm gece boşalmana izin vermeyeceğim. Ve sen gerçekten ağlayana kadar seni becereceğim! İbne herif!”
Oh, hayır olamaz. Şimdi gerçekten korkmaya başladım.
Luhan gülerek mutfağa giriyor. Kahkahaları daha da şiddetlenirken Baek’in sırtını sıvazlıyor ve konuşmaya başlıyor:
“Biraz daha sakin davran çocuğa. Baksana şuna, senden korkuyor.”
Korkmuyorum ben. Neden korkacağım ki. En fazla ölürüm ne de olsa.
“Luhan hyung! Kurtar beni.”
Yerde sürünerek Luhan’ın bacaklarına sarılıyorum. Bu evde Baekhyun’a karşı gelebilecek biri varsa bu kesinlikle o.
Bambi Baek’e dönüyor ve kocaman bir gülümsemeyle onun gözlerine bakıyor. Kulağına doğru eğilip bir şeyler fısıldıyor. İlk kez kocaman kulaklarım olduğu için mutluyum çünkü bu onları daha iyi duyabilmemi sağlıyor.
“Bir kere üstte olmasına izin ver.”
Diyor Luhan göz kırparak. İşte aradığım ruh bu! İşte gerçek abi! Bunu kesinlikle geri ödeyeceğim hyung!
Baekhyun derin bir nefes alıyor ve elimi tutup bir anda ayağa kaldırıyor beni.
“Bir daha başkasına bakarsan senin gözlerini oyar götüne sokarım. Parmaklarını koparır, sana yediririm. Duydun mu beni? Şimdi… Becer beni!”
Duyduklarım karşısında gökkuşağı kusmak üzereyim. Fikrini değiştirme ihtimaline karşı onu çabucak kucağıma alıyorum ve yatak odamıza taşımaya başlıyorum. Biraz kilo almış. Minnacık bir göbek yapmış ve bu onu o kadar sevimli gösteriyor ki kendime engel olamıyorum.
“Chanyeol! Kalk artık!”
Yavaşça gözlerimi açıyorum ve etrafa bakıyorum.
“Üstte olmayı anca rüyanda görürsün.” Diyor sağ tarafımdaki şeytan boynuzlarını bana batırarak. Tanrım, neden bana biraz daha acımıyorsun?