1.BÖLÜM22 haziran 2007. İzmir'de Foça'lılar, bir cinayetle uyanmışlardı.
Bir ailenin tamamen uykuya teslim olmuşken vahşice katledildiği olayda, tüm şüpheler ailenin on beş yaşındaki oğlu Y. B'ye çevrilmişti. Ne kadar on beş yaşında bir çocuğun böyle bir dehşetin sebebi olması ütopik görünse de, Emniyet Müdürlüğü'nün sürdürdüğü titiz araştırma sonucu tüm kanıtların olayla ilgili suçlanan Y.B. üzerinde odak noktası haline gelmesine sebep olmuştu.
Komşularının ifadelerine göre, hiçbir sorunları olmayan, üç çocuklarıyla birlikte yaşayan bir aile olduklarını, böyle bir olayın olabileceğini akıllarından dahi geçirmeyeceğini belirtmişlerdi.
Otopsiye gönderilen çift ve sekiz yaşındaki ikiz kızları, yapılan otopsinin ardından son yolculuklarına uğurlanmıştı.
On beş yaşındaki, ailenin ilk çocuğu olan Y.B'nin olay esnasındaki boğuşma sırasında kendi annesi tarafından başından vurulduğu belirtilmişti. Ağır yaralı olarak bulunan katil zanlısı iki ay süren tedavisinin ardından İzmir Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilmişti.
Sanığın tedavisini üstlenen doktorlarının, yaptığı açıklamaya göre; kurşun sol kulağının arkasından teğet geçmiş ve bu darbe de beyinde bulunan algılama mekanizmasına zarar vermiş sanıkta sınırlı hafıza kaybına yol açmıştı. Bu durum olay gecesine ilişkin Y. B'nin sessiz kalmasına yol açmaktaydı.
İşte bugün 22 haziran 2017'de olayın ardından on yıl geçmesine rağmen hâlâ olayın üzerimizde bıraktığı ürpertiyi hissediyor ve bu vahşete kurban giden masum insanları yad ediyoruz.
Bu vahşetin tekrar gündeme bomba gibi düşüren olaysa, Y.B'nin avukatının ısrarla müvekkilini temize çıkarmak istemesi adına ardı arkası kesilmeyen açtığı savunma davaları
....Başını hafifçe makalemin taslağından kaldırarak, siyah çerçeveli gözlüğünü yavaşça masanın üzerine bıraktı ve boğazını temizledi.
Her zaman olduğu gibi yüzünde farklı ifadeleri barındırmakta üstüne yoktu. Kırlaşmış saçlarına rağmen yüzünde, ona has bir canlılık ve hayat vardı. Ona hayran olmamak elde değildi çünkü gerek ideolojik duruşu gerekse objektif gazeteciliğiyle bu sektörde kendine özgü bir yer edinebilmişti. Aldığı kararların sonuna kadar arkasında, getirebileceği her türlü sonuca karşı hazırlığı olan bir adamdı. Yeni yetme gazetecilerin idolü haline gelen 'Mustafa Güney' aynı zamanda bu gazetenin de kurucusuydu.
"İlk olarak editörün olarak başlamak istiyorum." Dedi ve her daim eleştirmeye hazır olan patronlara özgü ses tonuyla devam etti." Merak uyandırıcı ve ilk sayfa olabilecek haberleri seçmekte üstüne yok. Eminimki üzerinde çalışılırsa mükemmel bir iş çıkacaktır ortaya, zaten bu olay yaşandığında basında bir hayli yer edinmişti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEĞİ ÖLDÜRMEK
Teen FictionÇölün ortasında yetişen bir gül gibiydi. Rengi, şarabın en koyu kırmızısıydı. Kokusu, tıpkı masumların kanı gibi kokardı, çünkü onların kanlarıyla sulanmıştı. **** Bir katile aşık olmanın bedeli çok ağır küçük