MULTİMEDYADAKİ ALLİSON! İYİ OKUMALAR!
Allison'ın Ağzından
dudaklarından ne kadar ayrılmak istemesemde nefesim kesildiği için ondan ayrıldım.belimdeki eli hala belimi okşuyordu.yüzüne baktığımda ise hain bir sırıtış vardı.tapılası gözlerinde belirleyemediğim bir parlayış vardı.evet mutluydum ama pişmandım da.fakat beni mutlu edenin yanında olmam lazımdı.brad ile deneyeceğim desemde ve aklım Brad diye bağırsada,ben kalbime uyarak justin diyeceğim.
ben bunları düşünmeye dalmışken,justin hiçbir şey demeden gözlerimi gözlerinden ayırmayarak kapıdan çıkıp gitti.yaşadıklarımı hala atlatamamış bir halde buraya neden geldiğimi hatırladım.şuan beyin hücrelerim ölmüş gibi hissediyordum.bacaklarım,ellerim her yerim titriyordu.kafamı toparlamaya çalıştım ve yine başaramadım.fakat okul zilinin lanet yüksek sesi ile irkildim.işimi hemen halledip gitmem lazımdı.odayı gözlerimle biraz taradıktan sonra 'kitaplar' yazan dolaba ilerledim.dolabı açtım ve bana lazım olan kitapları aldım.fakat hala kendime gelemedim.kafamda hala aptalca sorular vardı.
daha demin ne oldu?
justin ne hissetti?
justin nereye gitti?
neden beni öptü ki?
ve en önemlisi ben ne yapacaktım?
ağlamak istiyordum.ama en çok kafamı toparlamak istiyordum.
kitapları kucağıma alarak hızlı adımlarla buradan çıktım.ve bir daha buraya girmeyeceğime 'Yemin Ettim.'
hızlı adımlarla merdivenleri tırmandım.stres ve aşırı hızdan dolayı alnımdan ter akıyordu.okulun 1.katına geldiğimde ise birden brad karşıma çıktı.Siktir!
refleks olarak bir adım geriye gittim.brad bana endişe ile bakıyordu.
''iyi misin alli?''
''ı-ı ş-ş-ey b-ben i-iyiyim.''
''emin misin allison? her yerin ter içinde.''dedi ve yüzümü avucunun içine aldı.Tanrım! yüzüne bakamıyordum!
''e-evet dedim ya brad!''ah! ne güzel! hem çocuğa ihanet ediyorum hem de ona bağırıyorum.bravo allison! tam bir sürtüksün!
''şey ben özür dileri-''
''tamam allison ben anladım.''dedi ve arkasını döndü onu durdurmak için;
''Brad!'' diye bağırdım ama ilgisini çekemedim.en iyisi bu lanet olayları atlatıp onun yanına gitmekti.ama bunu çabuk yapmam lazımdı.en kısa zamanda kendimi toparlamam lazımdı.
gözlerimi brad'in sırtından ayırıp bizi izleyenlere baktım.tabii! bu dedikodu kaçmazdı!
gözümü herkesten çevirip,arkamı dönüp gidecektim ki bana bakan ve tek ilgimi çeken kişiye odaklandım.bakışları o kadar şeyi anlatıyordu ki.sanırım bahsettiği intikam buydu.gözlerinde tanımlayamadığım bir mutluluk ve hain bir bakış vardı.ve yüzündeki gevşekçe gülümsemesi de tabiiki eksik değildi.onu aldırmadan arkamı dönüp gittim.
daralmaya başladığım için okulun bahçesine çıkmaya karar verdim.çiçeklerle dolu bahçeye ilerlemeye başladım.bahçenin içine girdiğimde önüme birinin atlamasıyla çığlığı bastım.
''hey! hey! o iğrenç ağzını kapa kızım!''
NE! İĞRENÇ AĞIZ MI?!
''kapa çeneni ucube çocuk!''
''ucube mi?''dedi ve kahkaha atmaya başladı.
''çok mu komik?!''dedim hala asiliğimi ve kabalığımı kullanarak.
''evet güzelim en az senin kadar komik.''dedi kahkahasını bastırmaya çalışarak.
''nasıl yapıyorsun bunu?''dedim bütün tavrımı koruyarak.
bana anlamamış gibi bakışlar attı ve kapanmayan o koca çenesi ile konuşmaya devam etti.
''neyi nasıl yapıyorum?''
''beynin olmadan konuşmayı?'' dedim ve sırıtmaya başladım.bu sefer ise onun yüzü düşmüştü.
''ha-ha asi kızımız laf soktu.''dedi.Ah! tam bir aptal!
''tamam sen kazandın şimdi kaybol burada yalnız kalmak istiyorum.''dedim.
''burası herkese açık bir alan biliyorsun bebeğim.''dedi bütün ukalalığı ile.
''Ah! tamam gidiyorum kapa çeneni ucube.''dedim ve arkamı dönüp tam gidecekken kolumdan tuttu ve kendisine çekti.
''Yine ne var?!''
''anca adını söylersen gidebilirsin güzelim.''
''ne yapıcaksın ki? bırak gideyim.''dedim ama hala kolumu bırakmamıştı.
''olmaz.''dedi büyük bir ciddiyetle.
''Ah! peki allison tamam mı? oldu mu? gidebilir miyim?''
''evet güzellik git bakalım ama tekrar karşına çıkacağım.''dedi ve göz kırptı.arkamı dönüp giderken yine onun sesini duydum.
''bende dylan! tanıştığımıza ne kadar mutlu oldum bilemezsin(!).''dedi.
onu takmadan ilerledim ve bahçeden çıktım.nefes bile aldırmıyorlar ki!
nefes almak için başka bir ortam seçtim ve bulduğum banka yayıldım.tam olduğum durumdan memnunken o lanet zil çaldı.
Tanrım! bugün bu zili olduğundan daha fazla duymuştum sanki!
birkaç saniye bankta durduktan sonra ayağa kalktım ve okulun kapısına yöneldim.içeriye adımımı atmam ile bir sürü küfür ve çığlıklarla karşılaşmam bir oldu.herkes olayın merkezinde toplandığı için hiçbir şey göremiyordum.biraz daha yaklaştıktan sonra iki yüz bana çok tanıdık geldi.görüş alanım biraz daha iyileştiğinde kim olduklarını anladım.
BRAD VE JUSTİN Mİ?! LANET OLSUN! SIÇTIM!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Love (Justin Bieber Fanfiction)
Fanfic"Seni seviyorum." Yüzümü ona daha çok yaklaştırdım. Bende ne yaptığımı bilmiyordum ama onu arzuluyordum. İstiyordum. "Beni sevme." dedi duygusuz ve boş bakışlarıyla. "Ama neden?" kırgınlığım sesimden belliydi. "Fazla tehlikeliyim. Bunu göze alabili...