"Siktir Lara! " diye duyduğum sesle içimdeki korku tohumları yeşermeye başlamıştı bile.Markın hırıltı gibi çıkan sesiyle gözlerimin dolmasını engel olamamıştım.
Şimdi ne yapıcam...
Karşımda duran beden beni saklayamamıştı. Ona güvenmiştim, ama nedenini ben bile bilmiyorum ona neden güvendim. Neden gitmek yerine ona yardım ettim.
Koşar adım sesleri okulun duvarlarına çarpıp bahçeyi donatıyordu. Ama sanki bu ayak sesi bir kişiden değil bir çok kişiden çıkıyordu. Yoksa bana mı öyle geliyor.
Karşımda bana yapışmış duran beden ise anın verdiği duyguyla kaskatı olmuştu. Sonunda sonuna kadar dolan gözlerimden yaşlar firar etmeye başlamıştı.
"Sakın haraket etme, Sakin ol." diyerek belimdeki elini aşşağıya yukarıya haraket ettirdi. Tam sakinlestim derken karşımdaki bedenin hızla çevrilmesiyle öne doğru savruldum.
Son anda kendimi toparlayıp yere düşmekten kurtulmuştum ama o benim kadar şanslı değildi yüzüne gelen ağır darbeyle yere yığılmıştı.
Kafamı kaldırıp ona vuran kişiye baktığımda karşımda Mark öfke kusan gözlerinin hedefine beni almıştı. Ama benim dikkatimi çeken başka birşey vardı.
Markın omzunun hızzasından görünen on-on beş simsiyah giyinmiş yapılı adamlardı. Mark ona bakmamama sinirlenmiş olacakki elini çeneme koyup yüzüne bakmamı sağladı.
Ama gözüm hala arkadaki adamlardaydı. Birisi bizi görmüştü ve diğerlerine bizi işaret ederek bize doğru koşmaya başladılar. Elimi kaldırarak adamları işaret edip
"M-Mark adamlar" dedim çenemdeki elinde kurtuldum adamlar bize daha çok yaklaşıyordı. Aklıma hala arkamızda birinin olduğu gelince, arkamı dönüp ona baktım.
Yerde baygın gibi yatıyordu. Yorgun olmalıydı çünkü bir yumrukla bu kadar yere yığılacak birine benzemiyordu. Mark ona baktığımı fark edip tekrar ona yaklaşıp yakasını tuttu.
Tam tekrar bir yumruk aticaktı ki altta kalan beden birden haraketkenip Mark ona vurmadan Markı üstünden savurmuştu.
Ayağa kalkıp Marka vurucakken gözleri koşan adamlara takıldı ve daha fazla Marka bakmadan koşarak uzaklaştı. Adamlara baktım.
Bize çok yaklaşmışlardi dibimize kadar gelip yanımızdan geçmişlerdi. Gözlerimle yanımda geçen adamları takip ederek onun kaçtığı yere doğru koştuklarını gördüm.
Koluma yapışan soğuk ellerle Marka doğru döndüm. Yüzüme kısa bir süre bakıp beni peşinden sürüklemeye başladı. Arabanın yanına gelince beni yolcu koltuğuna oturtturup, kendide şoför koltuğuna oturdu.
Nere gittiğimizi bilmeden yolu izledim. En sonunda bir evin önünde durduğumuzda burasının onun evi olmadığını almıştım. Başka bir yerdi.
Ikimizinde aynı anda arabadan indik. Mark yanıma gelip yürümem için elini dirseğime koyarak ilerledi. Evin kapısı bizi bekler gibi daha kapıyı çalmadan açıldı.
"Amcam Nerede? "Hızlıca sorduğu soruyla affallamışti hizmetçi. Markın bundan hoşlanmadigi belliydi hiddetli bir şekilde dönüp
"Cevap ver" diye kükremesiyle ben bile yerimden sıçradım. Bana olan sinirini başkalarından çıkarıyordu. Hizmetçi ellerini birbirine sürtüp
"O-Odasında efendim" kekeleyerek cevapladı. Cevabı duyar duymaz benimle beraber aşşağıya doğru giden merdivenlere ilerledi.
Merdivenleri indiğimizde uzun soğuk bir kolidor bizi karşıladı. Kolidorun sonundaki kapıya gelince
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM MI? AŞK MI?
Mystery / ThrillerAilesinin intikamı için gün sayan biri...MARK TUAN Ailesinin yaptığı günahın bedelini ödeyecek biri...LARA SOYDERE Kızı canından daha çok seven biri...AUSTİN PATERS