S Factor

Geri Dönüş

Burada yazılanlar en son bölümün sonunda yazdıklarımdan önce gerçekleşiyor, hani Clay 'in bayıldığı anın bir sonrası neyse anladınız siz ben bölüme geçiyorum.

Uyandığımda tekrar revirdeydim. Şu bayılma olayına bir sınır getirilsin artık yeter ya. Her gün her gün bayılıyorum bir gün de kendi isteğimle uyuyayım birader biz de insanız.

Bu durumdan ben de hiç hoşnut değilim.

Bu işin bir de güzel yanı var. Saat neredeyse gece 12.00 'a gelmesine rağmen başımda kim bekliyor tahmin edin. Tabii ki Amelia! Allah'ım şunun tipine bak. Çok güzel kız be!

Saat çoktan gece olduğu ve Amelia'nın da şu an uyanmayacağını düşünerek yataktan kalktım. Dikkatli bir şekilde onu yatağa yatırdım. Üzerini de örtüp dışarıya çıkmaya karar verdim, sonuçta gece uzun ve benim de hiç uykum filan yok.

Dışarıya çıkıp yürümeye başladım. Zaten buraya geldim geleli çok fazla dışarıya çıkmadım, üstüne üstük dışarısı da fena sayılmazdı. Çok eskiden yaptığım gibi yürürken düşünmeye başladım. Cidden benim hayatım ne ara bu kadar değişti?

Bunları düşünürken beynim tabii ki durmadı ve bana en son yaptığım şeyi hatırlattı. Diğer bir deyişle yapamadığım. Ben hortum yapamamıştım. Diğer bütün element bükme olaylarını kolayca yapabilirken neden hortum yapamadım ki?

Hortum bence fazla basitti o yüzden yapamadım. Daha büyük şeyler mi düşünsek? Mesela uçmak gibi. Hava ve ateşi kontrol eden biri neden uçamasın ki ha? Bana pek fazla engel varmış gibi gelmedi.

Ah benim salak Clay 'im, canım benim düşersen ne olacak?

Ne oldu bir anda değere mi bindik?

Yok lan bana ne senden, ben kendi canımı düşünüyorum.

Vay egolu vay. Ben sana ne yapacağımı bilirdim de neyse ne yeri ne zamanı. Kendimi en fazla korumaya almak için hava elementinin özel bölgesine geçtim. Düşsem bile sonuçta yerler bulut.

Şimdi aklımızda deli sorular. Birincisi uçmak nedir? İkincisi nasıl yapılır? Bunlar hep zor sorular ama düşünürsek buluruz. Acaba ben elimdeki alevi soğuk aleve dönüştürsem bu beni uçurmaya yeter mi? Sonuçta soğuk alev normal alevden kat kat daha güçlü, belki, bir ihtimal beni uçurabilir. Ama biraz fizik kullanırsak alevin beni yerden kaldıramayacağı çok açık. Kendimi bir şekilde havaya çıkarmalıyım ancak o zaman alev beni havada tutabilir.

Buldum! Ben kendimi havaya fırlatmayı öğrendim zaten onunla fırlatayım alev ile de uçayım. Denemek ve başarmak, şu an bunların arasındaki çizgi çok ince ve mavi!

Yavaşça yere eğildim ve gözlerimi kapadım. Etrafımda oluşan hava yığınını hissedebiliyordum. Hepsini altıma yönlendirdim ve bir anda ittirdim. Evet ilk bölüm tamamlandı. Sırada havada kalmak var. Lan bir dakika ben cidden havadayım, hızlı ol Clay!

Tekrar gözlerimi kapadım ve içimdeki alevin hava ile birleştiğini hissettim. Gözlerimi açtığımda alev maviydi fakat elimde öylece duruyordu. Hızlı olup onu da alt tarafa doğru ittim. Tıpkı Iron Man gibi şaka maka iyi filmdi ha. Kim demiş film izlemek zaman kaybı diye bak, hayat kurtardı.

Uçmak cidden iyi hissettiriyordu. Etrafımdaki havanın yüzümü yalayıp geçmesi, bu bile yeterdi. Okula tepeden bir daha baktım bayağı büyüktü, hala gitmediğim yerler bile vardı.

Alevim azalmaya başlamadan çatıya indim. Ne de olsa ufak bir uçuş bile bana yetmişti. Tüm gece kendi elementlerimi geliştirmeye uğraştım. Küçük bir örnek artık ayaklarımın arkasındaki havayı kullanarak hızlı koşabiliyor ve duvarlarda yürüyebiliyordum. Bunu denerken çok defa düşüp yaralansam da değdi! Ayrıca çatıdan atlayıp yere hasar almadan da inebiliyordum.