Bölüm Bir: KARANLIĞIN KEŞFİ

740 232 305
                                    

Düzenlenmiştir...

2018

Dipsiz bir kuyuda ve sonu olmayan bir yolda hissediyordu kendini.

Ondan kurtulduğunu sanmışken yine karşısında belirivermişti.

Görüntüsü bir karaltıyı anımsatsa da dikkatli bakınca bir erkek silüetine sahip olduğu anlaşılıyordu. Ona kendince bir isim verememişti. Bir hayaletti onun için.

Hayalet, her zaman yaptığı gibi silik gamzelerini ortaya çıkarıp gülümsedi ve ortadan kayboldu. Hayal'in her mutlu olduğunda yanında beliren bu hayaletle tanışıklığı birkaç yıl öncesine dayanıyordu.

08.12.2015

Genç kız, rahat bir tavırla yolda yürüyordu. Arkadaşlarının yanından ayrılması çok olmamıştı. Şimdi ise bulunduğu semtteki, sürekli olarak gittiği bir sahaf dükkanına doğru ilerliyordu.

Yürürken, İstanbul'un en güzel semtlerinden biri olan Ortaköy'de yaşadığı için ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordu.

Köşeyi dönerek Ortaköy'ün dar sokaklarından birine girdi. İlerledikçe bulunduğu sokaktaki eski, ahşap yapıların güzelliğine hayran kalıyordu. Sağ tarafında yer alan binayı incelemeye başladı. Bina, hayatın tüm yükünü omuzlarına almışcasına harap duruyordu ama o harabe görüntüsünün altındaki yaşanmışlık hissi onu özel kılıyor gibiydi.
Kim bilir kaç insan yaşamıştı bu evde?
Kaç çift burada huzurun en özel halini yaşamıştı?
Bunları bilmeyi, o insanların hayat hikayelerini dinlemeyi çok isterdi lakin bunları yapmanın hiçbir yolu yoktu.

Derin düşüncelerinden sıyrılmak adına kafasını hafifçe iki yana salladı. Az ötedeki sahafı görünce dudakları memnuniyetle yukarı kıvrıldı. Adımlarını hızlandırarak karşı kaldırıma doğru ilerledi.

Sahafın kapısına vardı. Burası dışarıdan iç karartıcı, nefes almanın bile zorlukla yapılabileceği köhne bir dükkan gibi duruyordu. Zaten pek gelen gideni olmazdı. Belirli müşterileri vardı ve satıcı halinden gayet memnundu.

Üzerinde yeterince toz barındıran kapıyı eliyle hafifçe ittirince onu birkaç şangırtı karşıladı. Kapının üst kısmında yer alan çıngıraklara bakarak gülümsedi ve dükkanın içine girdi.

Dükkan sahibinin bulunduğu masaya doğru ilerledi ve konuşmaya başladı.

"Merhaba, nasılsın Selma abla?"

Karşısında otuz beşli yaşlarda gözüken, mavi gözlerinin her an umut ışıltısıyla yanıp söndüğü, hafif topluca bir kadın oturuyordu.

Onu gören kadın, yerinden hafifçe doğrularak en sıcak gülümsemesini bahşetti. Gözlerindeki ışıltı bir kez daha parlarken cevap verdi.

"İyiyim Hayal'cim, sen nasılsın bakalım?"

"İyiyim, bir uğrayayım dedim."

"Sen şuna yeni gelen kitaplara bakacağım desene." dedi Selma gülümseyerek.

"Biraz öyle galiba" dedi genç kız utangaçlığını saklama gereği duymadan.

Selma'nın nadide müşterilerinden biriydi bu genç kız. Selma, hayatını umarsızca yaşayan, bedenine göre kocaman bir kalp taşıyan bu kızı, kendine hep yakın hissetmişti. Diğer insanlar gibi dış görünüşe değer vermediğini, hem kitapları alırken kapağına bakmıyor oluşundan hem de bu basık, gösterişsiz dükkana sık sık gelmesinden anlayabiliyordu.

Genç kız, Selma'ya gülümsedikten sonra rafların arasında uzun bir yolculuğa çıktı. Bu dükkanı incelemek hoşuna gidiyordu. Etraftaki toz tabakalarını kaldırınca altından değerli mücevherler çıkacakmış gibi hissediyordu. Buradaki her şey ona o kadar özel geliyordu ki üzerine bastığında hafifçe gıcırdayan tahtaların sesini duyunca bile buranın büyüsünün bozulacağını düşünerek yavaş basmaya çalışıp bu durumu bir nevi önlediğini farzediyordu.

Ona daha çok hitap eden türk edebiyatı klasiklerinin yer aldığı rafa ilerledi. Öncelikle, kendi içine en çok sinen, kalbinin köşesindeki yaprakları süpürerek canlandırmaya çalışan kitabı bulmak amacıyla raftaki tüm kitapların ismine göz gezdirdi. Kitap isimlerini incelerken en üst raftakilere bakmak için bir iki adım gerileyip parmak uçlarının üzerinde durdu. Şimdi daha net gözüküyordu her şey.

İncelediği rafın bir nevi duvarla bağlantısını da sağlayan köşesine bakınca gece gibi siyah, üzerinde hiçbir yazının bulunmadığı bir kitabı farketti. Merakına yenik düşerek onu almak istedi. Parmak uçlarında biraz daha yükselerek elini kitaba doğru uzatmaya çalıştı. Ona dokunabiliyordu fakat o, duvar ve yanındaki başka bir kitap tarafından adeta kapana kısılmış gibiydi.

Yaşıtları kadar uzun olmayışı canını sıkmıştı. Hem ne olurdu şu rafları kısa boyluların da kullanabileceği boyda tasarlasalardı?
Sinirlenmemeye çalışarak son bir gayretle zıpladı ve kitabı oradan çıkarmayı başardı. Ancak ayağı kaygan zeminde kaydı ve kitapla birlikte yere düştü.

Yere düşmenin verdiği acıyla kalçasını ovuşturdu. Bir süre sızlayacak gibiydi kalçası. Ellerinden destek alarak ayağa kalkmayı başardı. Yerdeki kitaba gözü kayınca içinden "Umarım seni alırken çektiğim acıya değecek bir kitapsındır." diye geçirdi. Dükkan sahibinin hala sesleri duyup gelmeyişine şaşırıyordu ama bu durum, şu anda düşünmek isteyeceği son şeydi.

Elini uzatarak kitabı yavaşça yerden aldı. Üzerindeki toz tabakasını kaldırmak adına tozları üfledi. Tatmin olmayınca eliyle bir kaç kere de temizledi. Daha sonra kitabın kapağını açtı ve sayfaları karıştırmaya başladı. Görünürde hiç bir şey yoktu. Üstelik bu kitabın dışında yazı olmadığı gibi içi de yazısızdı. Yapraklarının tamamen siyahtan oluşması ise bu durumu daha da tuhaflaştırıyordu. Bunun bir kitap değil de defter olabileceğini düşündü.

İlk sayfasına göz atmadığını farkedince başa döndü lakin burada olan şey imkansızdı. Gözlerine inanamadı. Kahverengi gözlerini koruyan uzun kirpiklerini kırpıştırarak daha dikkatli baktı. Hayır, gözleri ona bir oyun falan oynamıyordu. Gördüğü her şey gerçekti.

Bu sayfada kitabın geri kalanının aksine bir yazı vardı. Benzersiz bir el yazısıyla yazılmış bu yazıda şunlar yazılmıştı:

"İçindeki karanlığı keşfetmeye hazır mısın Hayal Sağlam?"
.
.
.
.
.
.
Yazar Notu: Öncelikle bu bölümü neredeyse baştan düzenledim. Birtakım aksaklıklar sayesinde böyle bir değişime girmek zorundaydım. Yeni halinin eski halinden çok daha güzel olduğuna dair bir şüphem yok. Umarım siz de benim gibi sevmişsinizdir yeni versiyonu.
Bu paragrafa görüşlerinizi yazarsanız çok mutlu olurum...
Esen kalın. 💕

Karanlığa Fısılda (belki bir gün devam eder...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin