''Ne dedin sen Jason?''
diye sinirli bir sesle sordu Liam.Neden sinirli olduğunu anlamamak için deli olmak gerekirdi.Jason'ın en son kurduğu cümle Liam'ın hiç hoşuna gitmemişti.Aslında benimde pek hoşuma gittiği söylenemezdi ama öyle demesi birazcık hoşuma gitmedi de değildi yani.Jason,Liam'a sert bir bakış attı ve gülümsedi.Bu hareketinin altında yatan amaç neydi hiçbir fikrim yokdu.
''Yalancı Andrea Madly Couser dedim bir sorun mu var?'' diye sordu.Gerçekten Jason bunu sormamalıydı.Liam küçük bir kahkaha attı ama bu kahkaha hiçde hoş değildi.Tıpkı hoş olmayan bir çok şey gibi bu kahkahada hiç hoş değildi.
''Liam..'' dedim ve Jason gibi çok sert bir bakış atmamasamda elimden geldiğince sert bir bakış atmaya çalıştım.Liam öksürdü ve sustu.Çünkü susması gerekti.Burada benim için durup Jason ile kavga edecek değildi.Ona göre ortada bir sebep varsa bile bana göre hiçbir sebep yoktu.Benim için Jason'ı dövemezdi.Çünkü ben onun için hiçbir anlam taşımıyordum.Eski bir arkadaş gibiydim.Eski hala ona aşık olan acı dolu bir arkadaştım ben.
''Bana biraz etrafı gezdirmeye ne dersin Andrea?Şehri görmek istiyorum.'' dedi Liam.Diyecek bir şey bulamadım çünkü gerçekten onunla yalnız kalmaktan çok korkuyordum.Yine beni üzmesinden çok korkuyordum.Ama yinede kafamı evet anlamında salladım.''Ben gidip üstümü değiştireyim sen burada sorunsuz bir biçimde beni bekle Liam.'' dedim.Neden öyle dedim?Çünkü ben gidince Jason'a sataşabilirdi.Ben yokum diye ona iğneleyici laflar edebilirdi.
Merdivenleri ikişer üçer çıkarak sonunda odama ulaştım.Dolabın kapağını açtım ve kendime kıyafet seçimi için sadece 3 dakika süre tanıdım.Bugün kötü kız olmak istiyordum.Bu defa kötü,hiçbir şeyi umursamayan kız rolünü ben oynamak istiyordum.O yüzden siyah mini bir elbiseyi elime aldım.Üstümdekileri çıkarıp dağınık yatağımın üstüne attım ve elbiseyi üstüme geçirdim.Siyah yüksek topuklu ayakkabılarımı giydim ve dağınık biçimdeki örgülü saçlarımı çözüp elimle düzelttim.Emma'nın aldığı ve benim çok ağır koktuğunu düşündüğüm için hiç sıkmadığım parfümün kapağını açıp burnuma götürdüm ve kokladım.Gerçekten çok ağır kokuyordu.Emma bir defasında sıkmıştı ve ayrı ayrı yürüdüğümüzde bile parfümün kokusunu hissediyordum.Aynaya baktım ve parfümü tüm vücuduma sıkmaya başladım.Dağınık kıvırcık saçlarım,elbisem ve ayakkabılarım gerçekten iyi bir üçlü olmuşlardı.Parüfümün etkisiyle bir iki defa öksürdüm ve makyaj malzemelerimi alıp gözlerimi siyaha boyadım.Kendimi metalciler gibi hissediyordum.Ya da uyuşturucu bağımlıları gibi.Kırmızı rujum ile yüzüme küçük bir renk kattım.Ruju ve parfümü çantama atıp odamdan çıktım ve küt küt atıp duran kalbimle yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başladım.Sanırım kızarıyordum ve hayı hayır kızaramazdım.Heyecanlı gözükmemeliydim.Soğuk kanlı davranmam gerekti.
''Ben hazırım Bay Payne.'' dedim onu fazla umursamayan bir ses çıkarmaya çalışarak.
''Bende hazırım.'' dedi ve kapıya doğru yürüdü.Peşinden giderken Emma'ya göz kırptım.O da bana göz kırptı ve Liam ile evden ayrılıp sokaklarda yürümeye başladık.
''Senden hoşlanıyor öyle değil mi?''
''Kim?''
''Emma.Salak salak konuşma Andrea kim olacak Jason denen çocuk.''
''Haa bilmiyorum onunla daha yeni tanıştım.Ama hoşlanıyor olabilir.''
''Ryan'dan kurtuldum diye seviniyorum bu defa Jason çıkıyor.''
''Neden seviniyorsun ki sanki onlardan ayrıldığımda senin oluyorum.''
''Evet benim oluyorsun.Sen hep benimsin çünkü.''