CHAPTER 21

3.1K 241 612
                                    

Güne yeni başlarken gök gürültüsüyle sıçrayarak gözlerini araladı Harry,korktuğu için sıçramıştı ama kendisi için korkup endişelenmiyordu.Kendinden daha çok sevdiği,değer ve önem verdiği biri içindi tüm bu telaş ve korkusu.Çıplak ayaklarıyla yerde ufak sesler çıkararak her bir eşyanın yerini ezbere bildiği odaya adımladı.

Tam tahmin ettiği gibi Louis cenin pozisyonu almış şekilde elleriyle kulaklarını örtmüş titriyordu.Louis'in belkide yer yüzündeki en büyük korkusu gök gürlemesiydi.Harry sırf Louis korkuyor diye gök gürültüsünden nefret eder hale gelmişti.Usulca Louis'in arkasına uzandı ve yavaşça ellerini kulaklarından çekti.

"Şşh,bir şey yok"

Louis duyduğu huzur veren melodik sesle kafasını yana çevirip masum bakan yeşil gözlere gülümsedi."Teşekkür ederim"Titremesinin birazdan geçeceğinden emin olarak başını Harry'nin boyun girintisine gömdü ve tekrar uyumak üzere gözlerini yumdu.Onun daha uykuya dalmadığını biliyordu Harry,çünkü solukları yavaşlamamış ve yumruk yaptığı elleri çözülmemişti.

Harry'nin tüm duygularını önüne sererek Louis'e onu sevdiğini söylemesinin ama ne yazık ki Louis'in şakaya vurup kahkaha atmasının üzerinden bir ay geçmişti.Bir ay boyunca Louis çoğu şeyden habersiz okulu,işi ve kız arkadaşını idare etmeye çalışırken Harry ve Zayn'de dert ortağı olmuşlardı.

İtiraf etmeli ki Harry hala zor zamanlarında en büyük destekçisinin Zayn Malik olduğuna inanamıyordu ama şöyle de bir gerçek vardı ki ikisi de yaralarını birbirine anlatarak sarmaya çalışıyorlardı.Liam her Brock'un dudağından öptüğünde Zayn bunu hisseder gibi dudaklarını kanatana kadar ısırıyordu,Louis her sefer kız arkadaşına sarıldığında Harry boğuluyor gibi hissediyordu.

Louis'in uyuduğunu anladığında Harry rahatlıkla akıtmaya başladı göz yaşlarını,bir elini Louis'in saçlarında gezdirirken diğer eliyle sürekli akmaya başlayan yaşlarını siliyordu ki Louis'e değip uyanmasın diye.

Ağladı uzun zaman sonra Louis'le aynı yatağı paylaşmanın getirdiği sevinçle.

Ağladı uzun zaman sonra onun kokusunu doya doya içine çekmenin verdiği huzurla.

Öyle çok ağladı ki gök gürlemeye devam ederken,gök gürlemekten vazgeçip onun göz yaşlarına saygı duydu.

Ben istiyorum ki Louis sen sadece beni sev,beni öp,beni okşa,bana sarıl.Sadece benim gözlerime bakarken tebessüm et,sadece benim tenimin himayesi altında zevkten deliye dön.Söylemesen bile hissettir bana sevdiğini,bu bile yeter bana sevgilim.Benim hırçın,kristal bakışlı sevgilim.....Sana dokunabilmek,seni hissedebilmek bana bahşedilmiş en büyük armağan.Kimin yanında ya da nerede olursan ol seni her zaman kalbimde taşıyacağım,sen benim erkeğimsin Louis.Başkasını öpüp sarıldığında bu gerçek değişmiyor ki benim gözümde.

Bu gerçeği her ne kadar daha anlayamamış olsan da sen her zaman benim olarak kalacaksın,her zaman aksini iddia edip ona göre davransan da bir tek benim yanımda böyle huzurlu uyuyabiliyor ve güvende hissediyorsun.

Şımarık ama bir o kadar da tatlı sevgilim benim.....

Bedeninin her bir noktasını öpüp koklayıp,sarıp sarmalayıp istediğim Louis'im,seni seviyorum.Seni çok seviyorum....Her zerrem acı çekse de bu aşkın ızdırabı altında yine de vazgeçmem sen olmaktan,biz olmaktan.Sen benim ilk ve son aşkım ve yer yüzünde çektiğim en büyük acımsın.


"Artık ağlamayı keser misin,dünyanın sonu değil ya Harry!?"Harry Niall'a sinirle bakıp ayağa kalktı."Ama anlamıyorsun ki,o sınav çok önemliydi benim için ve ben salak gibi unuttum.Üstelik her yere not almıştım,telefonuma,defterime,bilgisayarıma ve ben unuttum Niall!"Louis duyduğu sesler yüzünden uykusundan uyanıp söylene söylene aşağıya indiğinde ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş bir Harry görünce şaşkına döndü.

"Kötü bir şey mi oldu?"Harry'nin önünde durup cevap vermesini bekledi.

"Evet Louis kötü bir şey oldu,hayatım boka sardı!"Louis yeni uyanmanın verdiği etki yüzünden yüksek sese tahammül edemezken Harry devam etti."Önceki giremediğim sınavın telafisini kaçırdım çünkü unuttum,hayatımdaki her önemli detayı unutuyorum ve bu sinir bozucu!Annem sabah arayıp hasta olduğunu söyledi ve ben hiçbir şey yapamıyorum yetmezmiş gibi hayati önem taşıyan sınavımı unuttum,hayatta hiçbir amacım yokmuş gibi hissediyorum!"

Louis ne yapacağını bilemez şekilde Niall'a bakarken Niall ağzını oynatarak 'sarıl'dedi.Niall ikisini baş başa bırakmak için uzaklaşırken Louis Harry'e umut verme düşüncesini umursamadan kollarının arasına çekti onu.Harry kolların sahibi yüzünden daha da duygusallaşıp göz yaşlarını akıtırken Louis onu oturtup yanına geçti.

"Harold bu hafta sonu anneni görmeye gidebiliriz ve sınavı kafana çok takma,sen çok çalışkan bir öğrencisin eminim ki bunun da üstesinden gelirsin"

Harry onun sırtında duran ellerini birbirine kenetledi."Söz veriyorsun değil mi?Benimle annemi görmeye geleceksin,senide çok özlediğini söyledi Louis"Louis geri çekilip Harry'nin sızlanmasına sebep olurken eski rengine dönmeye başlayan yeşillerle karşı karşıya gelecek şekilde yanaklarından kavradı."Geleceğim Harry,söz veriyorum güzelim"

Louis son söylediği kelimenin farkına varamazken Harry'nin karnında çoktan kelebekler uçuşmaya başlamıştı.Louis'ten bunu duymayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki sanki ilk defa duyuyormuş gibi hissetmişti.Gelen ani duygu patlamasıyla Louis'in yanağını sulu bir şekilde öptü.Sadece ikisinin olduğu zaman dilimlerini çok özlemişti.'Şuan bizim anımız'diye düşündü,ister istemez Louis'in tek bir kelimesiyle yine içi umut parçalarıyla dolup taşmıştı.Louis kendini geri çekmek isteyip ama bilmediği bir his tarafından karşı konulurken Harry burunlarının uçları birbirine değecek şekilde yaklaştı ona.

"Louis..."

Büyük bir kapı kapanma sesinden sonra hıçkırık ve bağırış çağırışlar doldurdu odayı.Liam titreyen eliyle telefonu zar zor tutarken hızlı hızlı konuşup araya hakaretler sıkıştırıyordu."Senden nefret ediyorum Brock,cehenneme kadar yolun var!"Telefonu kapatır kapatmaz vazonun üstüne atmasıyla ikisi de yere devrildi ve rahatsız edici bir gürültü koptu.

Niall elindeki kaşıkla içeri girip büyüttüğü gözleriyle odadaki herkesi süzdü."Yaralı var mı!?"Louis ağzını açmıştı ki Zayn'in içeri girmesiyle geri kapadı."Uykumu bölen hadsiz hanginiz lan!?"Niall parmağıyla Liam'ı işaret ettiğinde Zayn şakacığına gülümseyip hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya çalıştı."Telefon vazoya mı çarptı?"

"Ne oldu Liam,neden o kadar sinirliydin?"Liam ekranı kırılan telefonunu yerden alırken Harry'nin sorusunu yanıtlamak için ona döndü."Geçen gün sokakta yavru bir kedi bulmuştum ve onu Brock'un evine götürmüştüm,bugün gittiğimde yoktu çünkü kediyi sokağa atmış,Harry onun bakıma ihtiyacı vardı!"Zayn konunun ilgi çekici gelmeye başlamasıyla koltuğa yayıldı."Ayrıldım ondan,ne hali varsa görsün!"

Hafif bir kıkırtı duyulduğunda bütün bakışlar Zayn'e dönmüştü ki Zayn yastığı dudaklarına bastırıp kaçamak bakışlar attı."Vicdansız herif,ufacık kediden ne zarar görecekse!"

"Haklısın!"Zayn bağırınca yine tüm ilgiyi üzerine çekmiş oldu.

"Adi şerefsiz!"

"Kesinlikle!"

"Bir daha onun ne sesini duymak ne de yüzünü görmek istiyorum!"

"Tanrım işte bu,Liam bu hayatında verdiğin en doğru karar olmuş olabilir!"Zayn sevinçle mutfağa doğru kendi çapında yaptığı dans hareketleriyle giderken Liam odasına girip kapıyı çarptı.Niall yerdeki vazo kırıklarını toplamaya başladığında duyduğu heyecan yüklü ses tonuyla arkasına dönüp elinde bira şişeleri tutan Zayn'e baktı.

"Hadi bu güzel haberin şerefine içelim!"

Years (Larry Stylinson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin