Sabah olmuştu. Yetimhanede boş boş dolanıyordum. O sırada yanımdan Aylin öğretmen geçti. Beni görünce;
- Ah Dolunay seni gördüğüm iyi oldu. Bir konuda yardım isteyebilir miyim?
- Tabi ki. Nasıl bir şey?
- Gel benimle. Beni 1. sınıfların olduğu bir sınıfa bıraktı.
- Benim biraz işim çıktı da bu çocuklara bakabilir misin?
- Tabi ki. Ne yapmam gerekiyor?
- Ders işlemene gerek yok ama resim çizdirebilirsin ve ya onun gibi bir şey. Sana inanıyorum. Bunlara usluca bir şeyler yaptırabilirsin.
-Tamam olur. Aylin öğretmen gitmişti bende sınıfa girdim. Ay Allah'ım o nasıl şey çok tatlılar.
- Merhaba. Öğretmeninizin bir işi çıktı size ben bakacağım. Eminim akıllı ve uslu durabilirsiniz. Oyun oynayalım mı? Herkes evet dedi ve oyun oynamaya başladık. Yarım saat sonra Aylin öğretmen sınıfa girdi ve beni de geri gönderdi. Odama girdiğimde Güneş ve Ayla yoktu. Tam onları aramaya çıkacaktım ki lavabodan bir ses geldi. Hemen lavaboya girdim ve birde ne göreyim Ayla Güneş'in boynuna yapışmıştı. Güneş orada çan çekişerek her şeyi anlatmaya çalışıyordu. Hemen Ayla'nın kolunu ittirdim ve Güneş'e sarıldım ve onu odaya doğru götürdüm. Bir bardağa su doldurdum ve ona verdim. Sonra ayağa kalktım ve Ayla'ya bir tokat attım.
- Kendine gel Ayla! Ne yaptığının farkında mısın? Güneş sana bir şey yapmadı. Bırak sana her şeyi anlatsın. Tabi bi zahmet boynuna yapışmaz isen. Ayla sinirli bir şekilde kapıyı carparak hızlıca dışarı çıktı. Ben de Güneş'e sarıldım ve onu sakinleştirmeye çalıştım. Ağlıyordu. Ben de duygulandım ve o sağlam gözlerimden akan iki damla yaşa hakim olamadım.
- Biraz daha iyi misin? Gözlerini açtı ve bana baktı. Oldukça masumdu. Sakinleşmek için dışarı cıktık ve dolanmaya başladık. Daha fazla dayanamadığım için hiç konuşmadım.
Bu sefer hiç beklemeden yazdım. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfenn...💟💟umarım beğenirsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Kıskançlık
Teen FictionSoğuk yetimhane duvarlarının arasında büyüyen 3 kızın birbirlerini kıskanarak dostluklarını çürütmesini anlatan anlamlı bir hikaye