Eve gelmiştim sarp bırakmıştı. İçeri girince dolunayın koltukta uyuduğunu fark ettim. Elinde bir meyve tabağı karşısında da açık kalmış bir televizyon.
-Dolunay... hadi yatağına yat.
-Haa.. geldin mi? Ne zaman geldin hiç fark etmemişim. Benimde içim geçmiş neyse anlatsana ne oldu neden çağırmış seni? Bu soruyu duyunca tiz bir çığlık attım.
-kızım ne oldu söylesene.
- Tamam tamam söylüyorum. Şimdi ben oraya gidince Sarp'ı gördüm ve yanına gittim.
-Eeee sonra..
-Sonrası daha güzel benden hoşlandığını söyledi. İnanabiliyor musun beni seviyo. bu üniversite bitince evlenicez anlamına geliyo beni ilk gördüğü günden beri yani kafeye gittiğimizden beri benden hoşlanıyomuş. Ve bana kiraz çiçeğim dedi.
Kiraz çiçeği diyince yanaklarım kizardı ve hafif güldün.
-Vaaay hadi yine iyisin ayladan kurtardın.
- Derken? Ne aylası?
-Ayla onu senden almaya çalışıyodu ama artık sarp çok değişti tip olarak diyorum ben bile tanıyamadım ayla nasıl tanıyacak. Sarhoş haliyle. Düşünsene bu konuştuklarımızı duymuş da odadan içeri giriyomuş ne fena olurdu ya! (Ve içeri ayla girer)
-Ooo özlediniz mi beni gerçi beni özlediğinizi pek sanmıyorum ama..
-Ayla(ikimiz birlikte aynanda)
"Hay benim şom ağzıma" dedim içimden.
"Hay senin şom ağzina Dolunay" içinden.
Şimdi ne olacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Kıskançlık
Novela JuvenilSoğuk yetimhane duvarlarının arasında büyüyen 3 kızın birbirlerini kıskanarak dostluklarını çürütmesini anlatan anlamlı bir hikaye