Kim Jongin: Bir aşk hikayesi

Part 7

Dudakların düşüncelerinden yoksun kaldığı sırada, tekrar onun vücudunu vücuduna bastırmak istedin, ölmenin yeni adı; aşka haykırmak istedin. Hazza, fakat korkulara değil, yorgun kalbine tekrar çarpmasını emrettin. Çıkık dudaklarını bir kez daha öpüp kalbini aşkından öteye, giyinmeye götürdün. Utançtan değil, keza aşkın gerçek güzelliğinden delicesine atıyordu kalbin. Tanrı'nın böylesine bir çoşkuyu yaratmasının sebeplerinden biriydin ve daha niceleri bu tadı tatmak için, bu enfes kokuyu duyabilmek, bu sevgi hallerinde sığ sularda yüzebilmek için ne fedakarlıklarda bulunacaklardı...Mutfak tezgahına dayanıp gözlerini sıktın... Ardından büyük bir acıyla iki büklüm yere yığıldın, kalbinde taş büyüklüğünde bir yük olduğun yere seni çiviliyordu. Fazla vakit kaybetmeden Jongin'in yanına geri döndün ve yanağından kocaman bir öpücük alıp kendi evinin yolunu tuttun.

Annesinin geçen geceyi öğrenmesiyle yaşanabilecek tüm senaryoları okul otobüsünde, özellikle de tümseklerden geçerken, kafana her gelen düşüncenin dank etmesiyle birlikte değerlendirmeye çalışıyordun fakat bir süre daha annesi olanlardan bir haber ilişkinizi Jongin'in yatak odasında taçlandırdınız. Günler geçtikçe her anın tadını çıkarmaya özen gösteriyor yine de zamanın Jongin'in yanındayken denli hızlı geçmesine göz yumuyordun keza böyle zamanların hayatının büyük bir bölümünü kaplayamayacağı, eğer ki Jongin seni bırakırsa onu asla unutamayacağını ve hayatın boyunca onu özleyerek geçireceğini hissedebiliyordun.