Percy Jackson, Kız Kardeşi ve Potter

Yeni Öğretmen Cezası

Tuhaf bir masanın üstünde bir saat çalıyordu.Neyin kısaltması olduğu belli olmayan bir sınav için test kitapları ve normal bir lise son sınıf öğrencisi için verilebilecek son derece komplike bir kimya ödevi de yanında.Masada olan tek normal zerzevatlar bunlardan oluşuyordu.

Bir at adam tarafından gönderilmiş mektuplar, bir Yunan kılıcına dönüşebilen şık bir dolma kalem, dünyanın en sıradışı babasının verdiği saat ve göz korkutucu bir sarışın kız arkadaşın verdiği kendisi gelene kadar yapmayı unutmaması gereken şeyler listesi.

Percy Jackson, gözleri kapalı bir şekilde elini bu masada gezdirerek saatin alarmını susturuyordu sinirle. Birbirine girmiş jet siyahı saçlarını üfleyerek deniz yeşili gözlerinin önünden çekti.

Açık olan kapının eşiğine dayanan annesi hafiften azarlayarak, "Gitme demesine rağmen onu takip ettin değil mi?"dedi .Percy hızla doğruldu yatakta, "Anne?"

Annesi kaşını kaldırınca itiraf etti, "Kafası çok dağınık bu günlerde, Olimpos'a giderken normalde ışıl ışıldır ama bu sefer hiç de öyle değildi. Ben de..."

Olimpos. Yunan Mitolojisi 'nin en görkemli ve gizemli yeri. Percy'nin kız arkadaşı Annabeth birkaç arkadaşıyla beraber oraya gideceklerdi. Antik Yunan Tanrılarının hala hayatta oldukları bilgisine 12 yaşından beri sahipti maalesef. Babası 12 Olimposlu'dan en ıslağı olan Poseidon'du. Ve bu onun açısından hiç de iyi yahut havalı bir şey değildi.

Defalarca mitolojik mini tanrı ve canavarlarla savaşmış ölümden kıl payıyla kurtulmuştu. Hatta çirkef bir tanrıçanın oyunları yüzünden 6 ayı ismini hatırlamakla geçmiş sonradan işler iyice karışmıştı,bu bataktan kurtulalı henüz 2 ay olmuştu.

Percy somurtarak çıktı yataktan. Annesi, "Hadi tatlım. Okulun ilk ayı bitti bile. Hem az önce Annabeth aradı. Öğleden sonra burada olacakmış. Paul da seni kahvaltı masasında bekliyor."dedi ve hazırlanması için onu yalnız bıraktı.

Olası bir mitolojik felaket için silahlar, okul kitapları ve Annabeth'i takip ettiği için yapamadığı ödevleri çantasına yığdı. Mahrum kaldığı tek şey ödev yapmak değildi. Sadece 2 saatlik bir uykuyla duruyordu.Bu yüzden hayalet gibiydi.

Bir şeyler yemeye çalışırken üvey babası aynı zamanda Edebiyat öğretmeni aktör sanılanıbilecek kadar yakışıklı yüzünü buruşturdu, "Neyin var senin böyle Percy?"

Annesi mektup deliğinden atılan gazeteyi yerden almak için eğilirken, "Eve 2 saat önce geldi. Annabeth'in peşine takılmış."diye açıkladı.

"Ah, genç olmak."diye iç çekti Paul, Percy'nin annesi Sally adamın önüne gazeteyi bırakarak.Paul krebini ağzına tıktı ve yeni hatırlamış gibi, "Beca Ramirez'i bilir misin Percy?"

Percy yaslandığı yumruğundaki uykusundan uyandı aniden, "Evet, evet. Bir dakika, Beca Ramirez de kim?"

Sally hatırlamak istermiş gibi çattı kaşlarını, "Eski şarkıcılardan değil miydi? Hatta bir Yılbaşı'nda burada, Manhattan'da konser vermişti."

"Ben de öyle hatırlıyorum ama sanırım yaşlanıyoruz Sally. Beca 20 'sinde. Dün müdürün odasındayken karşılaştık. Bir süreliğine öğretmenlik yapmak için gelmiş. Percy'lerin istifa eden Latince hocası yerine başlayacakmış bugün." diye açıkladı Paul kızarıp çaktırmadan Percy'ye bakarak.