Bölüm 13

67 19 9
                                    

Medya Aybars

Miami derken? Apar topar neden Miami'ye gidilir ki?

"İyi de benim valizim yok! hemen hazırlayıp gelirim." deyip kalkmaya çalıştığımda Aybars beni oturtturarak

"O işi hallettim. Belinay hazırladı valizini." dediyince arkama yaslanıp  helikopterin tadını çıkarmaya başladım.

Aybars'a hem sinirli hemde kızgındım. Bu sabah olanların açıklamasını yapmadan ağzımı açmayacaktım.

Helikopter sesinden dolayı söylediklerini duymam için Aybars kulağıma eğilip yüksek sesle

"Mutsuz gibi görünüyorsun. Yoksa başka bir yere mi
gitmek istersin?". dediğinde Aybars'ın delirdiğini düşünmüştüm. Miami be! Miami'den bahsediyoruz kendine gel!

"Yo yer olarak bir sıkıntım yok. Asıl sıkıntı böyle güzel bir yere senin gibi biriyle gitmek." deyip kollarımı birleştirerek arkama yaslandım.
Aybars tek kaşını kaldırarak
"Bu ne demek oluyor şimdi. Benim gibi biriyle gitmeye mutlu olacağına birde üzülüyorsun." diye sırıttığında ona bakıp yüzümde herhangi bir gülümseme belirtisi olmadığını gösterdim. Aybars'ın sırıtışı yüzünden silinirken gözlerimi ondan ayırıp helikopterin camından manzarayı seyretmeye devam ettim.

....

Helikopter yolculuğumuz sessiz ve sakin geçmesinin ardından Miami'ye vardığımızda özel araçla bir otele geçmiştik. Aybars her ne kadar da aynı odada kalmak istesede resepsiyona harika ingilizcemle ayrı odada kalmak istediğimi söyledim.

Öf tamam çokta harika bir ingilizcem olmaya bilir ama en azından iletişim kurabileceğim kadar iyi bir ingilizcem vardı.

Kadının uzattığı anahtarı alıp asansöre yöneldiğimde arkamda kalan Aybars'ı merak etmiyordum bile. Hala kalbim kırıktı. Beni Miami'yle kandıracağını düşünüyordu. Ama yanılıyordu.

Tamam çok az yumuşamışta olabilirim ama hala ona sinirliyim!

Kendimi odaya attığımda buluştuğum tek şey yumuşacık yataktı. Yatağa yattığım anda mayışmıştım. Ama bu Miami'yi gezmeyeceğim anlamına gelmezdi tabii ki!

Valizimi Belinay hazırladığı icin neyle karşılaşacağımdan emin değildim. Valizi açarken gözlerimi kapatıp içimden "Allah'ım nolur abuk subuk şeyler olmasın ya nolur Allah'ım." diye söyleniyordum. Valizi açtığımda giyecek uygun şeyler arıyordum. Don kadar kısa olan şortları ve sütyen gibi, hatta resmen sütyen olan üstleri gördüğümde dudaklarımı kemirerek Belinay'a güzel küfürler yardırmaya başladım. Tamam şort veya bustiyer giydiğim olmuştu ama bu kadar kısa değil!

Valizden çıkardığım çizgili, dizimin bir karış yukarısında olan elbiseyi üzerime geçirdim. Sahil hemen otelin karşısındaydı ve güneş batmak üzere olmasına rağmen sahil bomboş gözüküyordu.

Çıkıp yürüyüş yapmak, güzel havayı içime çekmek bana iyi gelecektir.

.....

Kumda yürümenin tuhaf bir şekilde iyileştirici etkisi vardı. Ayağınızın altındaki o ezme hissinin beyninize verdiği sinyallerle bir süreliğine de olsa aklınızda ki düşüncelerden sıyrılabiliyordunuz. Sabah ki olaylar aklıma hücum edince sinirlenmiştim. Yerden taş alıp denize olabildiğince uzağa atmaya çalıştım. Kahretsin, neden değer verdiğini hissedemiyorum?

KUTUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin