Third Day

1.2K 124 9
                                    

Yoongi'nin bana tavsiye ettiği ''sevgili oyunu''nundan sonra Jimin ile Jungkook'un sinemaya gideceğini öğrenmişti. Biz de onlardan sonra gidecek ve tesadüf gibi gösterip, planımızın ilk adımını atacaktık.

Gerçi sinemaya gideceklerini nasıl öğrendi merak ediyorum. Arkadaşım olmasa ajan olduğunu düşünürdüm.

Neyse, ben hala neden bu teklifi kabul ettiğimi sorgulamakla meşgulüm. Yani bu kıskandırma işi, çok çocukça. O beni kıskandığında -ki kıskanacak mı emin değilim- elime ne geçecek? Sadece beni düşünerek bu planı yapmadığı ortada. Biricik Jungkook'un da bir şeyler hissetmesi için elinden geleni ardına koymayacak gibi hissediyorum. Günü utançla bitirmezsem düz duvarlara tırmanacağım.

Soğuk havayı iliklerime kadar çekerken, bir yandan da Yoongi'nin verdiği işaret ile alışveriş merkezinin önüne doğru ilerleyeceğimiz zamanı bekliyordum. Onlar geldiği an biz de ortaya çıkacak ve 'bu ne tesadüf' hareketlerini sergileyecektik.

Sabırsızlığım ile soğuk hava birleşince yerimde duramayacak gibi hissediyor ve olduğum yerde ısınmak için garip danslar yapıyordum.

Yoongi park alanını izlemeyi bırakıp bana odaklanınca her zamanki gibi gözlerini devirdi ve ellerini cebine soktu.

''Cidden, Jimin'i dans ederek mi kazanmayı düşünüyorsun?''

Yaptığım hareketleri durdurup dedikleriyle yüzümün ifadesizliğe geçmesine izin verdim. Benim onu tekrar elde etme gibi bir amacım yoktu. O beni unutmuşken, bir de karşısına çıkıp geri döndürmeye mi çalışacaktım? Yok öyle bir dünya.

''Onu geri kazanmaya falan çalışmıyorum Yoongi. Sırf sen dedin diye peşinden geldim. Beni tanıyor olman gerekirdi.''

Sanki az önce ağzımdan çıkan cümleleri duymamış gibi park alanına bakmaya devam etti.

Bir anda kafasını bana çevirince geldiklerini haber vermek ister gibi gülümsedi ve yanıma yaklaştı.

''Evet, oyunumuz başlamıştır. Umarım berbat etmezsin. Yoksa günün sonunda Jungkook'un fotoğraflarına bakarken dırdırımı dinlemek zorunda kalırsın.''

''Şunu yapalım ve bitsin yoksa yerle birleşeceğim. Jimin'i bıraktım, yani o kadar ciddi düşünüyoruz.''

''Konuşma da yürü.''

Yoongi'nin beni sürüklemesine izin verdim ve bakışlarımı zeminden çekmeden ona uyarak her attığımız adımı saymaya başladım. Can sıkıntısı böyle bir şeymiş demek ki.

Daha fazla dayanamadan kafamı kaldırdığımda bize bakan iki çift göz ile, Yoongi'ye daha da yaklaştım. Bizi fark etmişlerdi ve Jungkook gülerek yanlarına gelmemizi beklerken, Jimin sinirli gibiydi.

Sonunda yanlarına ulaştığımızda gülümsemesini bozmadan konuşan ilk kişi Jungkook olmuştu.

''Oh, hyung? Bu ne tesadüf. Buraya geleceğini bilmiyordum.''

''Evde canımız sıkıldı biz de film izleyelim dedik.''

Jungkook bakışlarını üzerimde gezdirirken nedense rahatsız olmuştum. Baştan aşağıya süzüyordu ve yerin dibine girmek üzereydim.

İncelemesini bitirip başıyla beni işaret etti ve sevimli olduğunu düşündüğü bir gülüş takındı yüzüne.

''Yanındaki kim hyung? Daha önce görmemiştim.''

Yoongi kolumdaki tutuşunu sıkılaştırdı ve belimden çekerek beni kendisine yapıştırdı. Bir anda çekince dengemi korumakta zorlanmıştım. O da bunu fark edince belimi iyice tuttu ve bize bakan gözlere aynı gülümsemesini gösterdi.

Winter Day | JiHopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin