Fourth Day

1.1K 118 23
                                    

Jimin ile sinemanın tuvaletinde yaptığımız konuşmanın üstünden tam olarak 2 gün geçmişti. Ortak derslerimiz olduğundan aynı sınıfa girmek zorunda kalıyorduk ve Jimin 2 gün boyunca hiçbir derse girmemişti.

İçimdeki merak gittikçe artarken mantığım beni dürtüyor ve yanlış bir şey yapmamamı söylüyordu. Ama kendimi bastırmak sandığımdan daha zor bir hale gelmişti.

Söylediklerimin ağırlığını, ağzımdan çıktıktan hemen sonra fark etmiştim ve çoktan her şey olup bitmişti. Zamanı geriye alamazdım. Bir anlık sinirle hiç istemediğim sözleri sarf edip kalbini bile kırmış olabilirdim.

Pişmanlık beni ele geçirirken istemsizce elime telefonumu aldım. Sadece nasıl olduğuna bakacaktım, başka bir amacım yoktu. Ayrıca bu günlerde havanın sıcaklığı gittikçe düşüyor ve - derecelere ulaşıyordu. Hasta olma ihtimali yüksekti hayliyle.

Jimin'in bünyesi zayıf olduğundan çok çabuk hastalık kapabiliyordu ve ne zaman hasta olsa ona ben bakıyordum. Özel çorba tarifimi tattı mı birkaç gün içinde kendine geliyordu.

Tabii şimdi yanında ben yoktum.

Belki sevgilisi ona ilaç vermiş ve uyutmuştur. Fakat Jimin'in hastalığı öyle geçmez ki.

Soğuk aldığında basit bir ilaçla kendine gelmesi çok zordu. Sıcak bir şeyler içmeli ve ateşi yükseldiğinde duş yapmalıydı.

Aman, bana ne bundan.

Gerginlikle elimdeki telefondan numarasını tuşladım ve kulağıma götürerek aramayı cevaplamasını bekledim. Birkaç çalıştan sonra uykulu olduğunu tahmin ettiğim bir ses tonuyla telefonu açmıştı.

''Alo?''

''Şey, benim Hoseok.''

Adımı duyduğunda karşı hattan birkaç tıkırtı geldiğine yemin edebilirdim. Bir şeyleri devirmiş gibi bir ses çıkmıştı.

''Oh, Hoseok. Bir şey mi oldu?''

''Yok hayır. Imm...''

Neden aradığımı söylemek için bir bahane düşünüyordum. Tabii ki 'okula gelmeyince seni merak ettim ve aradım' diyemezdim.

Ben hala bahane ararken birkaç kere öksürdüğünü duymuştum. Tahminlerim beni yanıltmıyordu işte.

Birkaç saniye sonra aklıma gelen bahaneyle gülümsedim. Dün profesör bizi grup arkadaşı yaptı, doğru ya! Niye bunu daha önce düşünemedim?

İstediğimi bulmanın sevinciyle, gülümsediğimi ses tonuma yansıtmamaya çalışarak cevap verdim.

''Profesör yeni bir çalışma verdi. Sen de okula gelmeyince haberinin olmadığını düşündüm. Grup çalışması yapacakmışız.''

''Anladım, hasta olduğumdan gelememiştim. Haber verdiğin için teşekkür ederim.''

Ben demiştim hasta oldu diye. Bünyen zayıf neden dikkatli olmuyorsun ki?

Aklımda tepinen küçük endişeli Hobie'leri çabucak savurdum ve hala açık olan telefona baktım. İkimiz de konuşmuyorduk, nefes alışlarımızın sesi çok net duyulabiliyordu ve ben bunu bile özlediğimi fark etmiştim.

Şu an ona gidip sarılmamak için tek bir nedenim vardı.

Gurur.

Biraz daha konuşmadan durduk ve kendime engel olamayarak ağzımdan kaçırdığım cümleyi son anda fark ettim. Beynim benden habersiz hareket ediyordu ve ben söylediğimi geri alamazdım. Çünkü Jimin neşeli bir tonda tüm hastalığını unutmuş gibi cevap veriyordu.

Winter Day | JiHopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin