Hıçkıra hıçkıra kurduğum bu cümleler gerçekten biraz olsun rahatlamama yaramıştı. Hıçkırıklarım arasında derin derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordum.
Ve biandan üşüyor biandan susamıştım. Ama susamak bunlardan en ağır geleniydi. Bana şaşkın şaşkın bakan Emire gözlerimi dikerek "su." Diyebildim.
Artık bana bir çöp parçasına acıyan gözlerle bakıyordu yani yine onun gözünde insan olamamıştım. Sadece, bana acıyordu. Bana kimsenin acımasına izin veremezdim. Ben acınacak bir şey yaşamadım. Sen kimisinde bana acıyorsun ki .
" Bana acıma." Diye tısladım.
"Sana acıdığım filan yok gerizekalı senden tiksiniyorum." Senden tiksiniyorum mu? Ne saçmalıyosun sen ruhsuz pislik. İstersen tiksin istersen kus ne yaparsan yap umrumda değilsin.
"Su getiriyimde geberip gitme ."
Çok mantıklı. ölmemem için bir çay bardağı su getirir bu şimdi ruhsuz. O su almaya gittiğinde ellerimi ve ayaklarımı bağlamadığı için ayağa kalkıp cama doğru yürüdüm. Burası bir depoydu sonuçta yani zemin kattaydık buradan çıkabilirdim.
Camı açtığımda soğuk hava tenime işledi. Hızla ayaklarımı camdan sarkıttım ve kendimi yere bıraktım. Camdan çıktığımda camıda kapatıp cenin pozisyonunda yürümeye başladım. Orman gibi bi yer miydi burası anlayamamıştım her yer zifiri karanlıktı.
Arkama bakmadan koşmaya başladım önümü bile görmeden koşuyordum ve çok aşırı derecede susamıştım. Biraz soluklanmak için yavaşladım. Bi yere çömelip saklandım. Kendimi birazdaha iyi hissettmeye başladığımda tekrar yürümeye başladım arkamı dönüp baktığımda hala kimseden bir ses yoktu.
Ama bu tuhaf değilmiydi ? Bu kadar kolay ellerinden kaçabilmem bence biraz tuhaftı. Bu işin içinde kesinlikle bir şey vardı.
Önüme döndüğümde sert bir şeye çarptım ve korkudan çığlığımı içimde tutamamıştım. Bu çarptığım sert şey insandı çünkü benim kafam onun göğüs hizasına geliyordu ve kalp atışını duyabiliyordum.
Kafamı yukarı doğru kaldırdığımda Emirle burun buruna geldik.
" sen benden bu kadar kolay kurtulabileceğinimi sandın gerçekten ?." İyice dibime girmişti ve korkudan titriyordum. Ama bunu onun anlamaması için bir adım geri gittim, aynı anda oda bana doğru bir adım geldi. Hadi ama Emir oyun oynamıyoruz bi dururmusun şurada. Ben bu sefer onun karnına tekmeyi basıcaktım ki o bana karşı bir hamle yaparak boynumdan tutu ve kulağıma yaklaşarak
" emin ol bu hareketini bir daha yapamayacaksın. Şimdi yürü dönüyoruz." beni bırakırken sarsmıştı. Kendime gelmek için kafamı bi sağa bi sola salladım. Sonra ona bakmadan depoya doğru hızlıca yürümeye başladım.Arkamdan bir gölge gibi geldiğini hissedebiliyordum. Bu adamın her hareketi içime korku salıyordu bu nasıl adamdı ? Depoya geldiğimizde kolumdan tutup beni içeriye sokmuştu. Ben yine aynı odaya gidiyoruz sanıyordum ama yanılmışdım bu sefer beni oraya götürürmü hiç ben onun elinden kaçmıştım hemde o odada.
Beni hücre gibi bir yere getirmişti kapısını açıp içeriye fırlatır gibi itmişti . Ruhsuz pislik ben çöp değilim insanım insan!
Odaya bir göz gezdirdim bir yorgan ve su şişesi vardı. Şu siseni görünce susadığımı unutmamış diye düşünmüştüm, fakat yanılmışım su şişesini elime aldığımda içi boştu. Hücremin kapısındaki küçük camdan dışarıya " Emir su getirirmisin?" Diye seslenmiştim. Ve gidip yerime oturmuştum. Dakikalar geçti belki 5 belki 10 ama gelen giden yoktu. Beni ölüme terketti ruhsuz pislik. Tam böyle düşünürken bianda camdan içeri su şişesi fırlattı. Allahım sana şükürler olsun. Şişeyi alıp bitirene kadar içtim o kadar susamıştımki gerçekten hayatımda ilk defa böyle susuzluk çektmiştim. Çok su içen biriydim genellikle. Şişeyi kenara fırlatıp yorgana alıp sarıldım ve yere doğru uzandım ayaklarımı karnıma doğru içeri çekip cenin pozisyonunda yatmıştım. Uykum vardı ve uyumamam için bir sürü sebebte, ama uyuyacaktım. Çünkü uyandığımda Emirden hesap soracaktım. Ne kadar daha burada beni tutabilirdiki. Bana daha ne kadar acı çektirecekti...Uyandığımda yine aynı yerimde yatıyordum. Ama heryerim tutulmuştu hem soğuk hem betonda yatmıştım. Acımasız, insan bi yere yatak koyar. Ciddi anlamda heryerim ağrıyor ve sızlıyordu. Aslında kimsenin bilmediği ama çok tehlikeli bir rahatsızlığım vardı. Bunu annem babam bile bilmiyordu hep onlardan saklamıştım. Onları üzmek istemediğimden. Ama onlar beni üzmüştü hemde hiç düşünmeden. Böbreğimin bir tanesi %25 çalışıyordu ve bu zaman zaman beni şiddetli sancılara sokuyordu. Her insanda olmayan ağrılar bende oluyordu ve ben o acılara bir kere bile ilaç kullanmadan dayanıyordum. Ama böbreğim susuz kaldıkça ağrılar şiddetleniyordu. Bu yüzden sık sık susuyordum. Ve yine o ağrılar yavaş yavaş başlamıştı. Eğer şiddetlenirse Emire belli etmeden nasıl dayanacaktım. Ama ne olursa olsun elimden gelen yere kadar Emirin öğrenmemesi için çabalayacaktım ve bu rahatsızlığımı Emir bilmeyecekti. Benim zayıf yönlerimin hiçbirini bilmeyecekti. Onun karşısında güçlü duracaktım, yılmayacaktım.
Ben güçlü bir kızdım...