Hücrenin kapısı açıldığında içeriye Emir'in girmesini bekliyordum ama Emir'in adamları gelmişti ellerinde bir tepsi vardı. Galiba bana yemek getirmişlerdi . Oh sonunda. Tepsiyi önüme bırakıp çıktılar. Tepsiyi önüme çekip yemeye başladım. Domates çorbası ekmek ve su getirmişlerdi. Aslında yemek çok azdı ama olsun bunada şükür. Emir ruhsuzunun bunu vermesi bile bir mucize niteliğinde benim için. Yemeğimi bitirip tepsiyi kenara ittim.
Hücrenin kapısı açıldı bu sefer tahmin ettiğim gibi Emir gelmişti gün ışığı yüzüne vuruyordu ve gerçekten yüzü bir erkeğe göre fazla güzeldi. Her bir uzvu kalemle çizilmiş gibi ama banane dimi banane. Bu ruhsuz isterse dünyanın en yakışıklı insanı olsun. Beni ilgilendirmez. Erkekler genel olarak beni ilgilendirmiyordu zaten.
Emir bana uzun uzun bakıp elini saçlarına daldırdı sonra geriye attı.Yavaş yavaş yanıma yürürken gözlerimi ondan ayırmadım ve kafamıda onun gittiği yöne çevirerek hareket ettirdim. Yavaşca yanıma gelirken eğilip yanıma oturdu. Ve dizlerini kırıp ellerini dizlerinin üstüne koydu ve birbirine kenetledi. Bende onu seyrediyordum. Bir şey söyleyecek gibi duruyordu.
"Eylül"
fazla iyimser bir ses tonuydu bu alışkın değildim.
"Efendim Emir."
"Seni neden burda tuttuğumu merak ediyorsun değil mi?" Yok etmiyorum salak. İki gündür türlü işkenceler yapın, beni burda hapsedin. Bende neden yaptığınızı merak edermiyim hiç ya. Hiç merak etmiyorum canım hiç. Ona bakarak göz devirdim "Emir senide hapsedip işkence yapsam neden yaptıklarını merak edersin dimi?" Sessizce kafa salladı. Emire bişeyler olmuş gibiydi sanki.
"Eylül bundan sonra seninle benim evime gideceğiz ama sen evin hizmetçisi olarak benimle geliceksin. Gerektiğinde yemek yapıp, gerektiğinde çamaşır yıkarsın. Bazende evi temizlersin. Bu işi neden yapayım ki dediğini duyar gibiyim. Çünkü mecbursun. Yani bir kaç gün belki bir hafta kadar evde duracaksın ve başında adamlarım olucak ben eve gelmeyeceğim işlerim olacak. Daha sonra seni bizim iş yerinde işe alacağım galiba babam seni benim özel asistanım yapacak ama emin ol sana burdaki işkencenin bin katını yapacağım. Asistanlarımın hepsi kendi isteğiyle istifa ederek işini bırakıyor. Ama senin öyle bir hakkın olmayacak. Zor bir iş adamıyımdır."
Bu adam ne saçmalıyordu gerçekten. Onunla hiçbiryere gitmeyecektim. Gerekirse beni öldürsün ama ona hizmet edemezdim. Hem ayrıca ona niye hizmet ediyordum ki? Şuan neden buradayım onu bile bilmiyorum ki.
"Acaba kayıp rehine hakkımı kullanabilirmiyim Emir Bey. Beni ne hakla burada tutuyorsun ve neden sana hizmet etmek zorundayım?"
Bu adam beni çıldırtacaktı. Kafayı yiyecektim. Resmen ölmek istiyordum ya ölmek. Öliyimde kurtiliyim.
"Eylül senin baban tam bir adi şerefsiz. Ve ondan intikam almadan seni bırakmıyacağım anladın mı? Babanın pisliklerini ödeyeceksin. Baban seni ingiltereye gitti biliyor ve senin peşine kimse düşmedi. Kimse seni aramıyor. Sen kimsesizsin. Ve ölene kadar kimsesiz olacaksın. Gerçek aileni filan unut. Bundan sonra sen benimsin ve benim emirlerim altında yaşayacaksın. Haa diyorsanki ben bunlara dayanamam al sana silah sık kafana kurtul."
Hahahah güleyim mi ben buna şimdi ? Öz olmayan babamın yaptığı şeyler yüzünden bu adamın mı olacakmışım hiç güleceğim yoktu ya. Beni kimse rehine alamaz . Bekle gör Emir Bey burnunuzdan fitil fitil getireceğim bu yaptıklarını. Hele bir elinden kurtulayim. Sadece bekle.
" ahahahaha Emir hayal dünyan o kadar geniş ki ben bile sığmayı başarmışım. Sen şimdi gelmiş bana öz olmayan babamın yani yabancı bir adamın fişini banamı kesiyorsun. Onun için değerli olduğumu filan mı düşündün acaba. Kafama sıksan dönüp bakmaz. Bu kadar kör olma. Haa birde sana hizmet etmeyeceğim. Seninle hiçbir yere gelmeyeceğim. Ve öz ailemi bulacağım. Özellikle son cümleme dikkat et tamam mı ben kimsesiz değilim ve ailemi bulacağım. Sen de istersen şimdi kafama sıkıp benden kurtarabilirsin. Ama istesem tek bir sözümle sizin o milyonlar yatırdığınız şirketi Batırırım. Babamın iş yaptığı şirketlerin gizli kapaklı entirikaları araştıran biri var ve o kişi benim. Meraklı olduğumdan bu işi ben üslenmiştim. Yani hala beni burada tutmaya kararlıysan bi yolunu bulup elimdeki belgeler ile şirketi iflas ettirebilirim. Tabii sen bilirsin ama Emir Özdemir."
Bu kadar zeki bir kız olduğumu sanrım bilmiyordu. Babamın mesleği tehlikeli bir meslekti ve ben tehlikeyi çok severdim. Yani değişik bir kızım anlayacağınız. Her zaman babamın iş yaptığı şirketlerin çevirdikleri entirikaları araştırmıştım. Devletten gizli yasal olmayan yollarla kazandıkları paralar gibi bir sürü suç. Ve bu şirketlerden biri ÖZDEMİRLER Holding'ti. Ve en entirika dolu olanıda bu şirketti. Yasal olmayan bir sürü işler yapmışlardı. Ve bu gizli kapallı işlerin evraklarının yedeklerini bi şekilde elime geçirmiştim. Hepsi evdeki kilitli dolabımda duruyordu. Polise verdiğim an devlet tepelerine çökecek ve iflasa kadar sürükleneceklerdi. E tabi her şey karşılıklı Emir Özdemir.