Sorgu

76 11 5
                                    

Ali,Dolunay ve ben müdürün odasının önünde Ateş'in çıkmasını bekliyorduk,

"Sence Ateş'i niye çağırdılar?"dedim.
"Bilmem,çıkınca öğreniriz."sessiz ve sakin bir şekilde cevap veren Ali'ye kafamı sallayıp Dolunay'a baktım müdür odasının kapısına yaslanıp gözlerini kapatmıştı,
"Durun tahmin edeyim, sizde babamın cinayetleri işleyen adam olup olmadığını merak ediyorsunuz.Bu yüzden bana yaklaşmaya çalıştınız,"kafasını yaslandığı duvardan çekip bize baktı,
"Dimi?"bunu söyledikten sonra yine kafasını duvara yaslayıp gözlerini kapadı.İkimizdende bir süre ses çıkmayınca Dolunay,
"Bende öyle düşünmüştüm, ama gerçektende merak ediyorsanız,"kısa bir süre durup devam etti,
"Katil değil."değil mi? 'Belki onun da bu konu hakkında pek bir bilgisi yoktur." dedi iç sesim ama eğer Dolunay böyle diyorsa Halil Cesur'un aradığımız katil olma olasılığı biraz düşmüştü.

"Ne o şaşırdın mı Dinçay?Her ne kadar kimse inanmasada, doğru bu."
"Dolu-"sözümü daha tamamlayamadan müdür odasının kapısı açıldı ve odadan Ateş çıktı ardından Sezin Hanım çıkıp Dolunay'ı çağırdı,Dolunay sakin bir şekilde müdürün odasına girdi.
"Ne oldu?Seni niye çağırmışlar Ateş?"Ateş'e bunu sorduğumda o yere doğru bakıyordu.
"Hey sana diyorum!"cevap yok.
"Ateş beni duyuyor musun?"yine cevap yok.
"Dünyadan Ateş'e,beni duyabiliyor musun?"ve cevap yok,çocuk sorgulandığı için travma falan mı geçirdi acaba?Tam da zamanını buldu travma geçirmenin.
"Babam da şüphelilerden biriymiş."Ne? O zaman bu demek oluyorki Dolunay'ın babasının katil olma olasılığı düşmeye başladı.
"Neden şüpheleniyorlarmış ki?"bunu Ali sormuştu.
"Öldürülen 10 kişiden 4'ü beş ay önce babamın fabrikasında çalışıyormuş,biliyorsunuz ki fabrikada beş ay önce bir kriz yaşandı,işte bu 4 kişide o kriz yaşanırken istifa etmiş."ben Ateş'e masal dinleyen küçük bir çocuğun merakıyla bakarken Ali,
"İyide burdan babanın katil olduğunu çıkaramazlar ki." Dedi
"Asıl olay istifa edenlerden biri istifa ettikten sonraki gün öldürülmüş, bir taneside bir hafta sonra.Zaten babamın şirketi nasıl iflastan kurtardığıda merak konusu olduğu için, aynı zamanda son bir yıl dır kasabaya nadiren gidip geldiği için ondan şüphelenmeye başlamışlar."Ateş bunu dedikten sonra bir "Lanet olsun."demeyi de unutmamıştı.

Dolunay Cesur
"Son beş aydır seri bir şekilde acımasız cinayetler işlenen Dolunay Kasabası'nda geçen hafta evinin banyosunda 3 yerinden bıçaklanmış olan Osman Direkoğlu ölü bir şekilde bulundu.İşlediği diğer 9 cinayettede hiç bir iz bırakmadan kaybolan katil bu seferde hiç bir iz bırakmadan kaçmayı başardı."Karşımda geçen hafta işlenen cinayetle ilgili haberi okuyan polise boş gözlerle baktım.
"Yani? Benim bu konuyla bir alakam yok."arkadan bir ses,
"Senin olmaya bilir ama babanın olabilir Dolunay."bu gerizekalı müdür herşeye karışmak zorunda mıydı?Başımı oturduğum sandalyede arkaya doğru attım, derin bir nefes alıp,

"Size ilk ve son defa söylüyorum benim veya babamın bu olayla bir alakası yok." Ne zaman bunlar peşimizi bırakacaktı?Karşımdaki polis ciddi bir şekilde konuşmaya devam etti,
"Baban, kurbanlardan biri olan Cem Akın'la kavgalıydı,başka bir kurban olan Murat Gencay'ıda 7 ay önce darp etmişti."
"Peki ya, öldürülen diğer 8 kişinin babamla alakası ne?" Karşımdaki polise sinir bozucu bir bakış attım.
"Evinde çıplak bir şekilde ölü bulunan Songül Keskin, babanı bir kere nezarete attığımızda ordan çıkarmamız için yalvarmıştı ardından bir gün sonra babanı çıkarınca üstüne atlayıp dudağından öpmüştü."bunu soru soruyormuş gibi söylemişti. Demek babamın yılışık sevgililerinden bir tane daha, öldüğüne üzülsem mi? Yoksa sevinsem mi? Bilemedim.
"Sanırım babamla sevgilileri hakkında konuşuyormuş gibi bir tavrım var."adam bana sabrı taşıyormuş gibi baktı.
"Ne zaman düzgün cevaplar vermeyi düşünüyorsun acaba(!)?"sesinde hafiften sinir vardı, bu hoşuma gitmişti.
"Siz bana düzgün cevap verebileceğim sorular sorana kadar."
"Dolunay, büyüklerine karşı daha çok saygılı olmalısın!" Bunu söyleyen 'iyilik meleği' Sezin Hanım'a kötü bir bakış attım.
"Ve hala babamla alakasız yedi kurban var." Bunu daha çok kendi kendime söylemiştim.
"Sorgum bittiyse çıkabilir miyim?" Alaycı bir tavırla sorduğum soruya karşımdaki polis kafasını sallayarak cevap verdi.O kafasını salladıktan sonra hızlı bir şekilde müdür odasından çıktım.Bu katil her kimse onu bulunca kendi ellerimle öldürecektim, zaten hayatım yeterince zorken birde bu çıkmıştı başıma,ben eve gitmek için adımlarımı çıkışa doğru atarken arkadan yine o gıcık ses adımı söyledi.

Arya Dinçay
Dolunay odadan çıktıktan sonra hızlı bir şekilde yürümeye başladığı için yüksek bir sesle bağırdım,
"Dolunay!"
"Sana gereken bilgiyi verdiğimi hatırlıyorum."üçümüzde o bunu söylerken yanına kadar yürümüştük.
"O yüzden değil, bak biz sadece bize yardım edecek birilerini arıyoruz."
"Yani?"sanki bu konuşmanın hemen bitmesini istiyormuş gibiydi.
"Yanisi Dolunay, bize işlenen cinayetleri çözmemizde yardım eder misin?"bunu Ali demişti.Dolunay bir süre düşündü,
"Polisler babama kafayı takmış durumda,"biraz bekleyip devam etti,
"Benimse tek istediğim polislerin peşimizi bırakması."
"Yani, boş güneş?"bunu Ateş dedi.Boş güneş nedir ya? Hayatımda bu kadar kötü bir espiri anlayışı olan birini görmedim.
"Boş güneş?!"Dolunay bunu Ateş'e sinirli bir şekilde bakarak söyledi.
"Hani adın Dolunay ya."
"Tamam boşverin şimdi iğrenç takma ismi,Dolunay, var mısın? Yok musun?"dedim.Dolunay biraz düşünür gibi yapıp,
"Varım."dedi

Dolunay Kasabası(Askıya alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin