Açıklamalar uzun olacak biraz kusura bakmayın
Eskiden 1 gün bölüm geciktirince kendime kızardım ama şimdi yeni bölüm atmayalı yaklaşık 1 yıl olmuş... bu kadar zamandır ne bok yiyordun diyenler diğer kitabımın son bölümündeki açıklamayı okuyabilirler...
Birçok kişinin kitabı kütüphaneden çıkardığını, çıkarmayanlarında neler olduğunu unuttuğunu biliyorum. Son bölümlere bir göz atsanız gerçekten iyi olur. Ama en son ne yaşandığını özetleyecek olursam; Na Shin (ana karakter, bunu bile unutmuş olabilirsiniz) Jimin'i başka bir kızla basıyordu ve Taehyung'u ani bir kararla kurguya katmıştım, Jimin'in birlikte basıldığı kızın sevgilisi olarak.
Ben bile unuttum, sizin unutmanız çok normal. Ama yine de okuyun çünkü bu bugüne kadar -ne kadar yazmasam da- yazmakta en istekli olduğum fic ve kendimce kurgusunu çok beğeniyorum sksksşfksşfskjd Yani bundan sonra sık sık yeni bölüm gelecek en azından bu kadar uzun ara vereceğimi hiç sanmıyorum...
Keşke böyle olmasaydı, pişmanım ama yapacak bir şey de yok... tekrar tekrar özür diliyorum sizden ve okumayı özlediğim yorumlarınızı atmanızı bekliyorum.
İyi okumalar, bol bol yorum atın (:
***
"Taehyung! Biraz bekler misin?"
Bu kaçıncı bağırışımdı saymamıştım ama koşarcasına yürümekten bacaklarım ağrımaya başlamıştı.
Tanrım, hayatımda gördüğüm en inatçı insan falan olabilirdi. Çünkü bütün bu ısrarlarım Kuzey Kore'yle Güney Kore'yi kardeş kılabilecek güçteydi.
Tökezleye tökezleye yetişmeye çalışırken nihayet olan oldu ve kendimi yerde buldum.
Düz yolda yürüyemeyen insanlardandım. Koşar adımlarla yokuş çıkmam ve aynı zamanda Taehyung'a odaklanmam düşmem için fazlasıyla yeterliydi.
Yerle buluşmaya alışık olduğumdan çabucak toparlandım. Ama dizimi incittiğim için ancak yerde oturmayı başarabilmiştim. Ayağa kalkamıyordum.
Ara sokaklardan birinde olduğumuz için de sokakta oynayan çocuklardan başka kimse yoktu. Onlar da beni takmamıştı zaten.
"Hey!" Kafamı kaldırdığımda Taehyung'un bana doğru geldiğini gördüm. Dikkatini ancak düşünce mi çekebilmiştim yani...
Yanıma geldiğinde kızgınca ona bakmaya başladım. "Arkandan yarım saattir bağırıyorum dönüp bakmıyorsun. İlla düşmem mi gerekirdi?!"
"Üzgünüm. Fazlasıyla kızgındım." Şu an yüzü kızgınlıktan çok endişeye bürünmüştü.
Cebinden peçete paketini çıkarıp içinden bir tane aldı ve hafifçe dizimin üstündeki yaraya bastırdı. Bu tür yaralanmalara alışkın olduğum için acısını neredeyse hissetmiyordum bile.
"Başka bir yeriniz yaralandı mı?"
"Hayır, iyiyim. Ayağa kalkabilirim sanırım."
Bir elimle dizimdeki peçeteyi tutarken diğer elimle omzuna tutundum. O da yavaşça doğrulup düşmemem için dirseğimden tuttu.
"Çok üzgünüm. Aptallık-"
Yüzüme baktığında bir şey fark etmişcesine duraksadı ve gözlerini kıstı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken o ani bir tepkiyle yüksek sesle konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
our story • pjm
FanfictionKitabımın baş karakteriyle tanışmak zorundaydım... +++ To; @ArisaAk