*6*

6.8K 333 25
                                    

2 Hafta Sonra

''Efendim lütfen buradan gelin." Liliana bir kaç adım atıp korumasının arkasından ilerledi.

"Liliana, gelebildiğine çok sevindim." Üzerindeki üstü siyah taş işlemeli önü kısa, arkası uzun incecik askılı elbisesinin tül kuyruğunu düzeltip karşısındaki Kuzeydeki Şirketin CEO'su Robert'e selam verdi. Tokalaştıkları sırada ellerine doğru bir kaç flaş patlamıştı.

Basına açık bir kokteyl için şehirin diğer yakasına geldim ah harika! Dedi kendi kendine sitem ederek. Elindeki çantasını masaya bırakıp etrafa bir göz gezdirdi. Yanına yaklaşan garsonun tepsisinden alkollü olduğunu umduğu bardağı alıp insanlara doğru döndü. Holdingin CEO'larının ve üst yöneticilerinin toplandığı bu masada kırklı yaşlarında adamlar arasında sıkışmış gibi hissetti Liliana.

Yanına gelen girişimci kadınlardan biriyle konuşmaya başladı. Kadın kendisinin Ar-Ge ekibinden bahsederken ikisi uzak bir masaya doğru geçtiler. Liliana ilgili bir şekilde karşısındaki genç ve güzel kadını incelerken dirseklerini yüksek masaya dayamış duruyordu.

Yaklaşık yarım saat dinlediği kadını incelemeye devam ediyorken arkalarından yaklaşan kalabalık ile çekilmek istedi ama elbisenin arkasındaki yere doğru uzanan tülden bir yırtılma sesi gelince olduğu yere zımbalanmış gibi kaldı.

Arkasına yavaşça döndüğünde kırmızı bir elbise giymiş, elinde kamera olan bir kadın olduğu yerde Liliana'ya baktığını fark etti. Liliana önce yarısı yırtılmış elbisesinin tülüne ve sonra kadının yüzüne baktı.

"ANABELLA!" Dedi şaşkınlıkla dudakları aralanırken. Bella gözlerini büyüterek az önce kadının elbisesini yırttığını fark edince utançla bir kaç adım geriledi. Elindeki kamerayı boynuna asıp kadının yırtılmış tülünü kavradı.

"Benimle gelin."dedi elinde tuttuğu tülü Liliana'nın avuçlarına sıkıştırarak. Peşlerinde Liliana'nın iki korumasıyla birlikte büyük bahçenin salonuna girip en yakın kadınlar tuvaletine girdiler.

"Aman tanrım bu elbise özel tasarımdı!" Liliana olduğu yerde bir sağa bir sola dönerken Bella onun tülünü kavradı ve ek yerlerinden tek hamlede yırttı.

Gelen yırtılma sesiyle birlikte Liliana'dan kulak yırtacak tizlikte bir çığlık gelmişti. Arkasına döndüğünde elinde elbisesinin tülüyle duran Bella'yı gördü. Gözlerindeki korku yerine alevler bırakırken bir kaç adım geri attı Liliana.

"Sana bu özel tasarımdı dedim."

"Yırtık mı kalsaydı?"

"Oh tanrım eve gitmeliyim. Şimdi korumalarla çıkarsam herkes beni görür."

"Arabamla geldim." Dedi Bella karşısındaki kadının telaşını izlerken. "Seni eve bırakabilirim."

Liliana karşısındaki kadını inceleyip etrafına bakındı. "Başıma zaten yeterince iş açtın." Dedi ukala tavrıyla. Bella derin bir nefes aldı.

"Tamam özür dilerim. Lütfen izin ver seni eve bırakayım." Liliana başka çaresi olmadığını hissettiğinden derin bir nefes alarak kadını süzdü. Kırmızının ona ve saçlarına ne kadar uyumlu olduğunu düşündü.

"Galiba başka şansım yok." Dedi pes ederek. Bella gülümseyerek koluna asılı kamera çantasından arabasının anahtarını ve telefonunu çıkarttı. Hızla bir numara çevirip kulağına götürdü.

"Merhaba Bay Hold, bu akşam buradan erken ayrılacağım... Ufak bir sorun yaşadım. Ama yarın ki haber için elimde fotoğraflar var. Onları size e-posta atacağım... Teşekkürler iyi akşamlar..."

Yedek PlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin