Derin bir nefes verdim ve saate baktım. Yaraya pansuman yapılmıştı. Ezgi kaç defa eve gitmemi hatta eve kendi götüreceğini söylese de istememiştim. Dün de son iki derse girmemiştim, bugün de derslere girmesem olmazdı. Ayrıca Ezgi'nin bana evime kadar eşlik etmesi de hiç iyi bir düşünce değildi. Sonuç olarak çok da şaşaalı, gösteriş budalası bir evim olmasa da villada yaşadığımı görmemeliydi.
Aslında Ezgi bana, babamın sahip olduğu yere göre muamele yapacak biri değildi. Bana ben olduğum için çok iyi davranıyordu. Zamanı gelince ona söyleyebilirdim.
Ediz'in bu yaptığı yanına kalmayacaktı. Hesabını soracaktım ya da sorduracaktım. Ezgi disiplin kuruluna şikayet etmemem için diretti. En azından abisinin okuldan atılmasını istemiyordu. Ama gelin görün ki ben çok istiyordum. Sadece Ezgi için onu okuldan attırmayacaktım ama tabi ki bir ceza alacaktı.
Pansumandan sonra derse girmeyip müdür yardımcısının odasına gittik. Hoca disiplin kurulundaydı ve benim kim olduğumu biliyordu. Kadın hocanın yanına gidip yarayı göstererek olanları anlattım. Hoca şaşkınlık ve sinirle beni dinlerken Ezgi'ye bunların doğru olup olmadığını sordu. Ezgi tüm söylediklerimi onayladı. Hoca sinirle Ediz ve arkadaşlarını odasına çağırması için bir öğrenci yolladı ve oturup beklemeye başladı.
Sonunda ayakta dikildiğimizi farkedince önündeki koltukları göstererek "Oturabilirsiniz." dedi. Ben ve Ezgi masanın her iki tarafında bulunan sandalyelere oturup gelecek olanları beklemeye başladık. Birkaç dakika sonra kapı tıklatılmasının ardından içeri girenlere kaydı gözlerimiz.
O içeri girer girmez kesişti bakışlarımız. Birbirimize nefret dolu bakışlar atarken Ezgi'ye kaydı bakışları. Kaşlarını çatmış kardeşine bakarken Ezgi bakışları kaçırıp hocaya döndü. Hoca sabırsız bir ifadeyle "Anlatın olanları!" dedi.
Ediz'in arkadaşlarından biri lafa atıldı. "Hocam biz sadece biraz eğleniyorduk."
Hoca bileğimi işaret ederek "Bu mu eğlence?" diye sordu ses tonunu yükselterek. Ediz tek elini cebine soktu.
"Evet hocam biz biraz eğleniyorduk. Sonra tartışma çıktı ve olanlar öfkeyle oldu."
Anında bakışlarım ona döndü. O da bana bakıyordu. Adamın keyfine bak! Ulan sen dua et kardeşine yoksa çoktan seni postalamıştım bu okuldan!
"Seninle de ayrı görüşmemiz lâzım. Okulda sigaranın yasak olduğunu öğrenemedin mi hâlâ?"
Ediz tepki vermemişti. Hoca hızla birkaç kağıt çıkarıp hepimize birer kağıt verip olayın nasıl olduğunu yazmamızı istedi. Hepimiz yazdıktan sonra kağıtları toplayıp bir çekmeceye koydu. "Size arkadaşınızla dalga geçercesine oyun oynadığınız için ihtar cezası veriyorum. Sana da-" deyip Ediz'e baktı. "Hem okulda sigara içtiğin hem de sigarayla arkadaşını yaraladığın için ihtar artı bir hafta uzaklaştırma cezası veriyorum. Bunları silmeyeceğim ve sicilinizde kalacak." dedi.
Okuldan atın desem tek seferde atılırlardı ama bunu onlar gelmeden konuşmuştuk. Atılma istemiyordum.
Hoca bana döndü ve isteksizce "Tabi okuldan atılmasını istiyorsan..." deyip sustu. Gelir kaynağını yok etmek istemiyordu ama ben istersem bunu yapmak zorunda olduğunu biliyordu.
Ediz konuştuğunda ona döndüm. Kaşlarını çatmıştı. "Hocam cezaları ne zamandan beri öğrenciler belirliyor?" dediğinde hocanın cevap vermesine müsaade etmeden "Gerek yok." dedim. Bir anda söylerdi maazallah okulla olan bağımı, yine en başa dönerdik. Hiç gerek yok.
"Bu ceza yeter bence hocam." deyip Ediz'e döndüm. "Adam olur bundan sonra umarım."
Ediz'in dişlerini sıktığını gördüğümde gülümsedim. Sinirinden patlarsın umarım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA DOKUNAMAZ •RAFLARDA!•
Teen FictionATEŞ YAYINLARI FARKIYLA KİTAP OLDU 🔥 Aşk mı güçlüdür yoksa nefret mi? Peki insanoğlu en çok hangisine yenilir? Duygu ailesiyle İstanbul'a taşınan genç bir kızdır. Liseye devam etmek için gideceği okul babasına ait olsa da Duygu bunu saklamayı terc...