timuçin

46 8 3
                                    

************
Bazen sadece başkalarını korumak için susarsınız fakat susmanız yanlış anlaşılır ve suçlu duruma düşersiniz ya
İste ben şuan tam olarak o pozisyondaydım.

"Bak mizgin lütfen anlat tamam mı? kaçtığıniz şey her ne ise söyle, söyle ki bizde sizi bırakalım"

"Bak sizin düşmanınız falan değiliz tamam mı? daha kaç kez söylemeliyim? Buraya gelmeden önce hiç birinizi hayatımda görmedim, nasıl suçlarsınız bizi??"dedim kırgın bir sesle.

Evet son yarım saattir aliyi buna inandırmaya çalışıyorum. Neymiş efendim bizi onların düşmanı mı yollamış?neden buradaymışız?eğer onlara doğruyu söylemezsek buradan ayrılmamıza izin vermeyecekler miş. Ya ben onları korumak için işin dışında tutmaya çalışırken,alinin bana söylediği bu sözler sinirlerimi bozmaya yetti de arttı bile.
"MiZgin bak,amacım seni kırmak değil sadece cevapları istiyorum lütfen neden burada olduğunuzu söyle"

Madem cevap istiyorlar bende verecektim istediklerini.

"Pekâlâ anlatıyorum o zaman..."
Ben başımızdan geçenleri baştan sona anlatırken (kabul yazarınız biraz üşengeçlik yapmış olabilir burada 😀) ifadesiz bir şekilde dinledi beni, hemde tek şaşırma belirtisi göstermeden.

Sözlerimi bitirdiğim 'de derin bir nefes alıp gözlerinin içine baktım.
Belkide iki dakika boyunca yüzüne baktım, en sonunda kendine gelerek ellerini çenesinin altından indirdi ve "inandım " dedi.
Düşüne biliyormusunuz?
Afallamış şekilde ona bakarken.
"Bumu yani? neler anlattım söyleyebileğin sadece bu mu?inandım mı sadece?"

Anlayışlı bir şekilde gülümseyip sağ elini uzatıp, elimi avucunun içine aldı.
Ben,çatık kaşlarla ona bakarken.

"Sana inanıyorum Mizgin tamam mı "dedi.adeta, daha fazla irdeleme der gibi.
Elimi usulca ellerinin arasından çekerken,

"Bir kahveye ne dersin"diye sordum.

Onaylar biçimde başını sallayıp.
Evet lütfen dedi.

******************
Evlerinin arkasinda ki, Ormanın mis kokusunu içime çekerken,kahvemden bir yudum daha aldım.
Sağ tarafımdaki şezlong â uzanan ali ye baktım kahve kupası elinde,gözlerini kapatmış hafif bir gülümseme ile ormanı dinliyordu.
kıvrımlı kirpikleri, birbirlerinin üzerine kapanmıştı, tek yanağındaki gamzesi hafif gülümsemesi sayesin de hafiften kendini belli ediyordu,bu da onu daha çekici gösteriyor du, ve dudakları, dolgun ve kırmızı olan dudakları insan da öpme isteyi uyand... düşüncelerimin gittiği yönü fark edince aniden önüme döndüm.nasıl bi düşüncelere dalabilirim anlayamıyorum ilkkez yakışıklı erkek görmüş gibi adamı kesiyorum. APTAL NE OLACAK.

" Ailelerinizin bundan haberleri var mı?"

Alinin sesiyle kendime gelip ona doğru döndüm tekrar. sanırım ona teşekkür etmeliyim beni bu saçma düşüncelerden çıkardığı için.

"Biz yatılı kalıyoruz otel de. Gidip gelmek oldukça zor, malum otel"
Dedim gülümseyerek.
Evet yatılı kalıyorduk otel de, çünkü ormana oldukça uzak bir yerde yaşıyorduk ve sadece hafta sonları evlerimize dönüyorduk.
Bu her zaman beni üzse de, işimi seviyordum,ve bu olay için çok işime yaramıştı,eğer yatılı olmasaydı ailem akşam bana ulasamadiklarin da anında otele gelmişlerdi, bunu asla istemezdim.o adamların onlara zarar verme ihtimallerini düşündükçe içim ürperiyor.

Düşüncelerimi bırakıp konuşmama devam ettim.

"Sabah erkenden evimizde olacağız,bu yüzden ailelerimiz haberleri görüp buraya gelip kendilerini tehlikeye atmadan biz varacağız evimize."

 KAÇAK. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin