Merhaba arkadaşlar yeni bölümle karşınızdayız. :) Biz yazarken nasıl eğleniyorsak umarım siz de öyle eğleniyorsunuzdur.Bazen birbirimize hayır bu olmamış değistir deyip kızdık sonra haklısın deyip güldük. Biz çok eğleniyoruz. Hatalarımız varsa affedin. Bu bölüm baya uzun ve Berk'li oldu ha? :) Umarım beğenirsiniz. Biz size bizim aramızdaki dostluk bağını yansıtmak için yazıyoruz.Yeni bölüm sizlerle. Yeni bölümde görüşmek üzere. Bölümün sonundaki soruyu cevaplamayı unutmayın lütfen :) Allah'a emanet olun. :)medya şarkısı : imagine dragons believer
Medya fotoğraf : Berk Demir
(Dolunay'ın koca kafası) :)Dolunay'ın Ağzından
"Hadi bakalım ufaklık kalk"diyen Berk'e baktım. Yorganımı çekistiriyordu. Ben kendime çekiyordum o kendisine çekiyordu. Komik durumdaydık ama bi insanı sabahın köründe uyandırmazlardı. Hele bu bensem bana hiç dokunmayın.
"Ya sabahın köründe ne kaldırıyorsun rüyanda beni mi gördün arkadaşım" diyip yorganı kendime biraz daha cekistirdim.
"Sen bi daha sarhoş olma Dolunay ufacık beynin vardı oda kalmamış saat sabahın körü değil saat öğlenin 2'si " yorganı kendisine çekistirdi." Benim çok uykum var rahat bırak beni vermicem vermicem yorgan benim değilmi vermicem " Bağırarak bunları söylediğimde Berk yorganı bırakıp şaşkın şaşkın bana baktı.
Şuan o kadar tatlıydı ki üşenmesem koşup yanaklarını sıkardım daha doğrusu sıkmaya çalışırdım büyük ihtimalle beni kovalayıp balkondan aşağı sallandırırdı. Berk şaşkınlığını bi kenara bırakıp bana doğru gelmeye başladı. Yorganı biraz daha kendime çekerken Berk benden daha önce davranıp yorganı çekip fırlattı. Bana yaklaştığında bianda gıdıklamaya başlayınca kahkaha attım.
Kahkaha atmaya devam ederken konuşmaya da çalışıyordum . Ama bu imkansızdı. Hala gülmeye devam ederken beni serbest bıraktı. Doğrulup gülmekten yaşlarla dolan gözlerimi sildim. Uyku falan kalmamıştı.
" Kalk bakalım sana süprizim var "
Süpriz mi ? Süprizleri severdim. Heyecan basmıştı.
"Ne? Ne süprizi kalk kalk süprize götür beni " diyip yataktan kalktım.
Elinden tutup çekistirdiğimde gözlerini devirerek ofladı. Birlikte odamdan çıkıp salona ilerlerken Berk mutfağa çekistirdi.
Mutfağa girdiğimizde yemek masasının üstünde ki pastayı görmemle çığlık attım. Pastayı çook severdim. Berk bunu bilirdi. Berk'e dönüp sarıldım.
"Ya sen benim canım mısın iyi ki varsın"
"İyi ki varım " dediğinde göz devirip ondan ayrıldım. O sırada mutfağa giren tonton susana baktm. Pasta hazır değildi kesin o yapmıştı.
Pasta ya dogru ilerleyip tadına bakacakken biri beni geri çekti.
"İlk kahvaltını güzel şekilde yapıp sonra pasta yiyeceksin şimdi bana yardım et " diyip buzdolabına ilerledi.
"Ama tonton susanım" dudağımı büzüp bunları söylerken Berk kafama vurdu.
"Çalış çalış" yemek masasına otururken annesini işaret etti.
Oflayıp tonton susanın yanına gittim. Bana buzdolabındaki kahvaltılıkları masaya götürmemi söylemişti. Aslında kahvaltı yapmayıp pasta yiyebilirdik ama izin vermezlerdi.