Yeni bir hikaye yazmaya karar verdimm. Güzel bir senaryo olacak diye düşünüyorum. Vote ve yorumları hak ediyor bence :D Bu bölümü en az 10 kez yazdım, silindi. Sabreden derviş muradına ermiş derler. Sabrettim ve yeniden yeniden yazdım. Belki tutulur ha ne dersiniz? Hadi hayırlısıı :)
"İnsanlar mutlu, insanlar eğleniyor. Ya ben, ben niye yalandan da olsa gülemiyorum? Benim suçum ne?" diyerek ağlamaya devam etti Selen. Bugün hayatının en zor gününü yaşamıştı. Okulda olanlar, üvey babası ve onun belalı oğlu...
17 yaşında, esmer, siyah saçlı, uzun boylu bir kızdı Selen. O doğarken annesi ölmüş, babası başka bir kadınla evlenmişti; Melda hanım. 17 yıl sonra da babası ölmüştü işte. Babasının daha geçen ay ölmesine rağmen üvey annesi iki hafta önce zengin, belalı ve kötü mü kötü bir adamla evlenmişti. İzmir'in en iyi Anadolu Lisesi'nde on birinci sınıf öğrencisiydi Selen. Geçen iki yılı çok sıradandı, normal insanlar vardı hep hayatında. Çok sıkılırdı yaşamaktan.
'Keşke eğlenceli bir hayatım olsaydı' derdi. Birgün bunu söylediği için pişman olacağını nereden bilebilirdi ki.
Bu yıl çok farklıydı. Okulların açılmasının üzerinden henüz iki hafta geçmişti. Her gün Selen, okuldan biriyle kavga ediyordu. Ve bu kişi hep aynı kişiydi; Mete. Mete'nin sınıf arkadaşı olmasına rağmen daha kötü bir şey vardı; Mete, Selen'in belalı üvey kardeşiydi. Hem evde hem okulda sürekli kavga ediyorlardı. Okulda bazen Selen haklı olarak düşünülse de; evde, üvey babası Selen'den nefret ettiği için kazanan Mete oluyordu. Selen'in üvey annesi Melda hanım da olanlara karşı hiç sesini çıkarmıyor, adeta destekliyordu.
Yıllar önce Selen'in büyük ailesi, babaannesi, dedesi, halaları, amcaları, kuzenleri, büyük bir konakta yaşıyorlarmış. Konakta esrarengiz bir şekilde çıkan yangın sonucu hepsi ölmüş. Öz annesinin, ailesiyle küs olmasını da hesaba katarsak, Selen'in kimsesi kalmamıştı. Üvey ailesi dışında...
Selen'in ağzından
Bugün okulda bizim kızlarla yemek yiyorduk. Arkamdan geçen kişinin kim olduğuna bakmadım bile. Tam lafa dalmışken kafama dökülen yoğurtla irkildim. Mete'yi görünce sinirden delirecektim neredeyse. Pişkin pişkin sırıtıp yanlışlıkla olduğunu falan söyledi. Tabi o sıra tüm yemekhane bana gülmekle meşguldü. Yine rezil olmuştum ya lanet olsunn! Gün boyu herkes benimle alay etti. Ukala!!
Serviste de durum değişmedi. Yine alaylar falan. Allah'ım ben ne günah işledim de bu çocukla üvey kardeş oldum?
Evde de babası. Of Allah'ım off. Üvey babamla da tartıştık. Bana tokat attı!!! Pardon, eksik söyledim; bana Mete'nin önünde tokat attı!!
Yarın okulda olacakları düşünmek bile istemiyorum.
Şimdi de bu haldeyim işte. Bu işkencelere ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. İntihar edenlere hep çok kızardım. Yoksa ben de.... Belli mi olur? 4 tane uyku hapı alıp yattım.
...
Sabah yine lanet alarmla uyandım. Bi face'e gireyim dedim. Hayırr!! OMG! Tüm arkadaşlarım mesaj atmış ve hepsi alay etmiş benimlee. Onlarca durum atmışlar beni yerin dibine sokan. Nasıl böyle bir duruma düştüm benn???! Meğer Mete herkese yaymış akşam olanları.
Allah belanı versin Mete!
Bugün sınıfa yeni biri geldi; Alperen. Mete sağ olsun tüm arkadaşlarımı benden uzaklaştırdığı için sınıfta tek boş yer benim yanımdı. Alperen benim yanıma oturdu. Tanıştık falan. Ailesi Ankara'da yaşıyormuş. Kendisinin burada evi varmış. Tek başına kalıyomuş. Esmer. Uzun boylu. Rampa saçlı değil ama çok yakışıklı. Bakışları da çok anlamlı. Yanımın boş olmasına neden olduğu için Mete'ye içimden teşekkür ettim. Alperen'i cidden çok sevdim.
Teneffüste O'na okulu gezdirdim. Tüm kızlar nasıl da yiyecek gibi bakıyolar. Köpek gibi kıskanırsınız öyle işte. Durun siz, daha neleer yapıcam size. Küstahlar.
Gün boyu kıskanç bakışlara mahkum kaldım. Arkadaş listemi sıfırlamıştım. Şu an tek değerlim Alperen. Ve bu listeye başka birini almayı düşünmüyorum.
Eve geldiğimde yine asık bir suratla karşılandım. Ne güzel ya, çok şanslıyım (!) Şu insanları tanıdıkça yalnızlığı sevmeye başladım. Hemen odama kapandım. Bu evde başka bir şey yapılmaz zaten. Yemeğe inmedim, çağırmadılar da. Bahtsızlığıma el sallayarak uykuya daldım.
...
Sabah bir mesaj sesiyle uyandım. Uzun zamandır telefonuma mesaj gelmemişti. Bugünlerde çok şaşırıyorum. Bilmediğim bir numaradan gelmiş mesaj. "Günaydın :)" yazıyor mesajda. "Tanışıyor muyuz?" diye yanıtladım. "Ben Alperen :)" dedi.
Uzun uzun konuştuk demek isterdim ama öğrenci olmak zor. Lafı kısaltarak bir şeyler söyleyip konuyu kapattım.
Okul girişinde Alperen'le karşılaştık. Konuşarak sınıfa girdik. Bize yiyecek gibi bakan gözleri sayamadım. Alperen de yalnızlığı seviyormuş. Sınıftaki diğerleriyle tanışmadı bile. Şimdiden hepsinden nefret etmeye başlamış. E haklı yani.
Birden koridordan kahkaha sesleri gelmeye başladı. Ardından Mete ve ekibi kapıda göründü. Hepsi tepkimi merak eder gibi bana bakıyordu.
Mete'ye baktım.
Elinde bir kağıt vardı. Kağıdı gösterek bana baktı ve "Güle güle Kül Kedisi" dedi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY AİLEM
Teen FictionÖnce anneniz, sonra babanız sonra da diğer akrabalarınız ve arkadaşlarınız. Hepsi sizi bırakıp gittiyse? Geriye üvey babanız, üvey anneniz, üvey kardeşiniz ve Alperen kaldıysa? Belalı şizofren aşığınız ve Bay Psikopat peşinizdeyse? Peki ya üvey baba...