Odama girdik ve öncelikle beraber banyodaki eşyalarımla başladık.
O makyaj malzemelerimi makyaj çantama koyarken bende diğer şeyleri topluyordum. Banyoda işimiz bittiğinde sıra kıyafetlerimdeydi. Bütün kıyafetlerimi önce yere döktük sonrada tek tek katlayarak valizime yerleştirdik. Daha sonra o biraz yatağımda dinlendi bende takılarımı yerleştirdim.
Kore'de az kıyafetim vardı. Bu yüzden kıyafetlerimi yerleştirmemiz de 10-15 dakika almıştı sadece.Ders kitaplarımı ve bunu gibi ıvır zıvırlarıda yerleştirdikten sonra sırada iç çamaşırlarım vardı.
"Suga sen gidebilirsin bitti" dedim Suga'ya çünkü iç çamaşırlarımı toparlamama yardım etmesine gerek yoktu.
"Daha iç çamaşırların var Melisa" dedi. "Onları ben yaparım senin yardım etmene gerek yok" dediğimde o beni takmadan iç çamaşırlarımın olduğu dolabın önüne geçti.
Oflaya puflaya yanına gittim önce çoraplarımı yerleştirdik daha sonra atletlerimi ve şimdi sırada sütyen ve külotlar vardı.
Önce sütyen çekmecemi açtı eline kırmızı dantelli sütyenimi aldı ve bana doğru tutup "yakışır bu sana" dedi. Yine çok utanmıştım hemen elindeki sütyeni aldım ve valize koydum.
Hızlı hızlı sütyenlerimi yerleştirdikten sonra sıra külotlarımdaydı. Külotların olduğu çekmeceyi açtığında o kadar utanmıştım ki eminimki vücudumdaki bütün kan şu an yanaklarımdaydı.
Artık tamamen eşyalarımı toplamıştık ama saatin farkında bile değildik.Yemek saati gelmişti.
"Hadi o zaman yemeğe inelim" dedi Suga. "Tamam" dedim ve beraber yürümeye başladık.
Yemekhane sırasındaydık. Yemeklerimizi aldık ve ben bir masaya oturmaya gittim. Arkamdan Suga gelip masaya oturdu. Onun yanımda oturacağını tahmin etmiyordum açıkcası.
Yemeklerimizi yemeye başladık ama hiç konuşmadık. Suga "ben su almaya gidiyorum istermisin?" Diye sordu. İsterim anlamında başımı salladım ve yemeğime devam etti. Suga sırada beklerken Suga'nın yerine Jin oturdu. "Nasılsın Melisa?" Diye sordu gülümseyerek. "İyi sen?" Dedim. "İdare eder" dedi bana. "Neden bir sorun mu var?" Diye sorduğumda "Yok bişey boşver" dedi. Ve tam ağzını açıp bir şey dicekken.
Suga pet şişedeki suları sert bir şekilde masaya vurdu. Jin hemen kalkıp "Görüşürüz Melisa" dedi ve gitti.
Suga karşıma oturdu ve hiç birşey demeden yemeklerimizi yemeye devam ettik. Yemekler bitince Suga "Son üç derse katılmayacağız " dedi. " sen katılma ben katılıcam" dediğimde bana sert bir şekilde baktı ve hizmetçim olduğuna göre sana ihtiyacım olucak sende katılmayacaksın" dedi. "Tamam, peki ne işimiz var?" Diye sorduğumda. Senin borcun olan adamlara paralarını vericez" dedi. "Tek ikimiz mi ya bişey olursa ya bişey yaparlarsa" derken sözümü kesti ve "uzatma, sonrada senin odanı yapıcaz" dedi. "Benim odam derken?" Diye sorduğumda "Sonuçta artık benim evimde kalacaksın, bir odan olmalı değil mi?" Dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım. O sırada aklımdan geçen tek şey 'paramı sıçıyor bu çocuk' olmuştu.
Yemeklerimizi yedikten sonra odama valizimi almaya çıktık ve önce Suga'nın evine valizimi bırakmaya gittik.
Daha sonra Suga'nın sandığım motorsiklete bindik ve ıssız bir yere geldik. Bir depo gibi biryerdi Suga buraya bir çanta bıraktı ve telefonundan birini aradı "parayı dediğiniz adrese bıraktım, eğer sizi Melisa,nın yakınlarında görürsem asla yaşatmam duydunuz mu beni?" Diye bağırdı ve sonrada telefonu kapattı.
Yanıma geldi ve "Bir daha yanına yaklaşmayacaklar korkmana gerek yok" dedi ve bana sarıldı bu sarılma çok ani olmuştu hiç beklemiyordum.Sonra Suga'da motorsiklete bindi ve yola çıktık.
Bir kaç dakika sonra boyacıya benzer bir yere geldik. Evet burası boya satan bir yerdi içeri girdik ve bana "odanın duvarlarını hangi renk istersin?" Diye sordu. Aslında en sevdiğim renk siyahtı fakat odamın duvarlarını siyah yaparsam korkudan uyuyamazdım.
Bende 2. En sevdiğim renk olan mavi rengini söyledim. "Açık mavi olabilir" dedim. Çalışan adam bana bir defter gibi birşey verdi ve mavi tonları göstermeye başldı en çok gökyüzü mavisi rengine benzeyen rengi seçtim ve "Bu olsun, çok güzel" dedim.
Adam renge baktı ve bize 3 kutu boya verdi. Suga iki tanede fırça aldı ve boyacıdan çıktık.
Daha sonra eve geldik Suga bana "Çok sevmediğin yani boyansada umrunda olmayacak şeyler giy" dedi ve odasına çıktı. Salonda üstümü değiştirdim ve Suga'yı beklemeye başladım.
Suga' da alt kata salona geldi ve beni yeni odama evin 3. Katına çıkarttı. Suga'nın odası ve benim yeni odam aynı kattaydı ve yan yanaydı.
Boyalarla beraber odama girdik. Oda Suga' nın ki kadar büyük olmasa da büyüktü. Manzarası çok güzeldi.
Fırçalarımızı boyalara batırdık ve duvarları boyamaya başladık.
Çok eğlenceliydi, ben duvarın alt kısımlarını Suga'da benim boyumun yetmediği üst kısımları boyuyordu.
Suga'ya baktığımda suratının boyandığını fark ettim ve kendimi tutamayarak gülmeye başladım.
Suga ona güldüğümü fark ettiğinde 'komik mi?' Bakışı attı ve gülmeye devam ettiğimde beni kolumdan tutarak duvarla arasına aldı. Bu çok ani olmuştu gülmem kesildi çünkü suratlarımız çok yakındı, elini boyaya batırdı ve suratıma boya sürmeye başladı. "Suga lütfen yapma!" Diye bağırırken Suga'nın kollarının arasından kurtuldum ve kaçmayı başardım. "Ödeşmiş olduk" dediğinde "ama sen kendi kendini boyamıştın ben seni boyamamıştım" dedim. Ve dudaklarımı üzgün olduğumu belirtecek şekilde aşağıya doğru sarkıttım. "Öyle yapma!" Dedi sesini yükselterek. "Nedenki?" Dedim ve yine yaptım yine beni sertçe duvara ittirdi bu sefer gerçekten çok ama çok yakındık. "Bilerek mi yapıyorsun?" Dedi. "Neyi" dediğimde "Beni tahrik ediyorsun" dedi.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
OKUMA SAYISI GERÇEKTEN BİR ANDA YÜKSELDİĞİ İÇİN BU BÖLÜMÜ ERKEN PAYLAŞIYORUM LÜTFEN VOTE VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!!
YORUMLARA BİASINIZI YAZARSANIZ EN ÇOK YAZILAN ÜYEYİ DAHA FAZLA KULLANMAYA ÇALIŞIRIM❤️ KENDİNİZE İYİ BAKIN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bts İle Hayal Et
FanfictionYeni bir hayat Yeni bir okul Yeni bir arkadaş Yeni bir ülke Hayallerime kavuşup şu anki boktan hayatımdan kurtulmak için tek şansım Kore; Annem ile babamın vefatından önce girdikleri bir işin borcu üstüme kaldı ve ben her gün o borcu ödemek için çal...