YAĞMUR
Matematikten bir şeye takılınca Rüzgar'ı aradim ve telefonu bir kadın açtı. "Rüzgar banyoda" dedi. İşte şuan çıldırmak üzereydim.
"Nasıl ya sen ne saçmalıyorsun?" diye bağırdım kadına. Çok seksi bir kadın sesiydi. Lanet olsun aklıma bin bir kötü şey geldi. Ama Rüzgar'a güvenim tamdı. Tamdı da sonuçta erkekti ve kendi ihtiyaçları vardı. Evet öyleydi ve ben onun bazı ihtiyaçlarını karşılayamıyorum. Sinirden ağlamaya başladım dersi bıraktım ve hazırlanıp Rüzgar'a doğru gidiyordum. Ağlamaktan yolu tam göremiyordum. Yüzüm kıpkırmızı burnum mor ve gözlerim pespembe olmuştu. Ah be Rüzgar ah be! Bir yakalarsam seni mahvedeceğim! Eve yaklaşmıştım ve hala kırmızı ve çirkin bir şeydim. Kendimi toparlamam gerekti. Rüzgar bu halde görmemeli beni. Hemen yol kenarında durdum ve aynamı çıkardım. Yüzüme baktım gerçekten bir ihtimal bile beni bu kadar yıkmıştı. Gerçekten onu seviyordum ve kaybetmek istemiyordum. Ona ne diyecektim. Ya onları istemediğim bir şekilde görürsem? Off yeter ne olur yeter! Eve yaklaştıkça korkum artıyordu. Ayaklarım geriye gidiyordu. Yavaş yavaş yürüdüm. Ve Rüzgar'ın evine geldim. Işıkları yanmıyordu. Lanet olsun aklıma pis düşünceler geldi yine. Fuck me pardon fuck you. Offf ve zilll. Zili çaldım. Kapı önce açılmadı sonra yumruklama ve tekmelemeye başladım. Ve kapı açıldı. Beklediğim şey filmlerdeki gibiydi. Rüzgar kapıyı açar üstünde havlu ile bana masum masum bakmaya başlar. Ardından önce kız bağırır "Aşkeaaam kimmiş?" diye. Sonra o da bornozla kapıya gelir falan. Ben ağlamaya başlarım. İşte klasik Türk filmi. Ama kapı açıldığında beklediğim gibi bir şey olmadı. Rüzgar ve çirkin bir kız gayet üstleri giyinik şekilde kapıyı açtılar. Kahkaha atıyorlardı yüzüme. Neler oluyor anlamadım. Başta afalladım ama sonra konuşmaya başladım. "Neler oluyor Rüzgar?" dedim. Gülerek "Hiçbir şey olmuyor aşkım" dedi. Sonra benim meraklı bakışlarımı gördü ve devam etti. "İşte bana yaptığın şey buydu" dedi. Anlamaya başladım o Şafak'ı kıskanmıştı. Ama bu yaptığı çok kötüydü. Yanındaki kıza delici bakış attım. Aptal o da bana gülüyordu. "Kesin!" diye bağırdım. Kız da hemen gitti. Çok sinirlendim. Bana nasıl oyun yapmıştı piç kurusu. Kız da gittikten sonra kalmıştık baş başa Rüzgar Efendi. Simdi sana gösteririm. "Yüzüme bak!" diye bağırdım. Hala pişkin pişkin gülüp duruyordu. "Ne var aşkım kıskandın mı?" dedi. Kesin döverim ben onu. Ama kıyamam ben ona. Masum masum bakışlar atmaya başladı. Yanıma geldi. "Sen bana napmaya çalışıyorsun saçmalama Rüzgar artık!" diye bağırdım. Cevap vermiyordu. Devam ettim. "Ben sana inanamıyorum sen biliyorsun seni ne kadar sevdiğimi ve gidip Şafak'ı kıskanıyorsun! Tamam onu geçtim ama böyle bir oyun yapılmaz elalemin kızının önünde beni oyuncak ettin. Yeter artık dayan-" sözümün bitmesine izin vermeyerek dudaklarıma yapıştı. Delicesine öpüşuyorduk. Önce belimden tuttu. Ama ben şuan nefessizdim. Nefes almak için ittim ama sarsılmadı bile. Nefessiz bir şekilde ciğerimde 1mm lik nefes kalmayacak şekilde öpüştük. Bir ara ayrıldı dudaklarımız. Sudan yeni çıkmış gibi nefes alınca Rüzgar hatasını anladı ve hafif tebbesümle "Özür dilerim" dedi. "Neden?" dedim. "Her şey için" dedi. Öpüşmeye devam ettik. Tabi artık nefes alabiliyordum ve her nefes almamıza gülüyorduk. Durduk. Rüzgar geri çekildi. Neler olduğunu anlamaya çalışır edayla ona baktım. "Banyoya girelim mi?"diyordu. Hayvan, abaza, pislik diye içimden yardırıyordum. Bütün erkekler aynıdır işte istedikleri tek şey var onu alınca değişirler. Salaklar. Tekrar sordu "Banyoya girelim mi?"
RÜZGAR
Bu aralar Yağmur benimle pek ilgilenmiyor. Tüm dikkati Şafak'ta. Kıskanıyorum ama sadece Safak'la geçirdiği vakti. Başka da bir şeyi kıskanmam. Ona güvenim tam. Ama sanki inadına kıskandığmı anlayınca Şafak'a olan ilgisini arttırdı. Onunla oyun oynadım ki benim neler hissettiğimi anlasın. Zaten anladı da. Eve geldiğinde suratı kıpkırmızı olmuştu. Çok seviyorum onu ve ifadesini. Aynı zamanda özlemişim de onu çok sinirliydi. Sinirli olmasa sarıldım. Komşunun kızı ilk kez bir işe yaradı. Durumu anlatınca kız gözüyle haklısın dedi. Yağmur eve gelince yardırdı bana. Ben böyle yapacağını biliyordum. Onu dinlemiyordum sadece izliyordum. Sonra hiç durmadan Eminem+Ceza hızında konuşmaya başlayınca dayanamadım o kıvrımlı dudaklar bağırmak için değildi benimle öpüşmesi içindi. Dudaklarına öyle bir atladım ki gören yıllardır sevgilisiz kalmış biri sanardı. Kızı resmen yedim. O da başlarda itti ama sonra devam etti. Baktım nefessiz kalıyor bıraktım. Nefes alış verişi bile huzurlanmama sebepti. Sonra doya doya öpüştük. Bıraktığımda aklıma muzipçe bir şey geldi. Madem beni çok kıskandı ben de onu banyoya sokarım. "Banyoya girelim mi?" diye iki kere sordum. Başta anlamadı. Tekrarlayınca "Sapık senin farklı sandım!" diye yine bağırdı. Bak diyorum o dudaklar bağırmak için değil. "Gireceğiz ama söz temas olmayacak sadece eglenecegiz çok görme seni kıskanç" dedim. "Kıskanç değilim seven insan kıskanır tamam mı?" dedi. Banyoya gittik. Önce o soyunmalıydı. Ama o da bana bakıyordu. İkimizde başladık. Onun vücudunu ilk kez görecektim. Heyecandan patlamak üzereyim. Üstündeki elbiseyi çıkardı. Şuan karşımda şort ve askılı tişörtleydi. Daha fazlasını ister gibi baktım. "Hayır" dedi. Kesin ve net. O zaman ben de sadece şortla duracaktım. Gerçekten çocuk gibiyim. Jakuzimi suyla doldurdum. Oldukça büyüktü. Keşke küçük olsaydı. İki üç temas ederdim. Jakuziye atladık daha doğrusu havuza. "Vay be çok büyük" dedi. "Temas etmemek için uğraşmayacağız istesek de edemeyiz aşkım" dedim. "Yaağaaa Rüzgaaaaaaar" dedi. Tikican sesiyle. Su sanki soğuktu. Ya da sıcak bir şey hissediyorum ama ne. Yağmur'un karnından kan akıyordu. Su birden kana bulandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluğa Yürüyorum
Teen FictionRüzgar yeni geldiği okulda öğrencisi Yagmur'la aşk yaşar. Başlarda problemli olan Yagmur'un başına bu hikayede gelmedik şey kalmaz. İlişkileri mutlu gider fakat sorunlar artmaya başlar. Bakalım bu iki gencin hikayesinde neler olacak? Nasıl bitecek?