⋆Bölüm 9: Yaklaşık otuz yıl⋆

232 38 33
                                    

Öylece karşısındaki boş koltuğu izlerken bir yandan da düşünüyordu. Rojin'in de dediği gibi cinayet hakkında bir şeyler hatırlaması gerekiyordu fakat hiçbir şey anımsamamasına rağmen düşünmeye devam etmesi gittikçe daha da mantıksız gelmeye başlamıştı. Bıkkın bir nefes verip karşısında oturan Jimin'e döndü. Ruh, camdan dışarıyı seyrediyordu. Onun bakışlarını takip ederek Yoongi'de gözlerini camdan dışarıya odakladı. Jimin'in arkadaşım olarak bahsettiği kişinin her ne kadar Seul'de olduğunu öğrenseler de şehrin diğer ucunda oturması, onları hızlı trenle bir saatlik yolculuğa maruz bırakmıştı. Yolculuğun sonuna doğru geldiklerini, Rojin'in ne olur ne olmaz diyerek ona verdiği telefonun saatinden ikide bir kontrol ettiği için bilse de sadece ikisinin olduğu boş trende daha fazla sessizliğe dayanamayarak ortaya bir konu açtı.

"Şu arkadaşının, adı ne?" Kendisine seslenildiğini fark eden Jimin bakışlarını, camdan çekerek genç adama doğru kaydırdı.

"Jeon Jungdae."

"Onun yanına gittiğimde tam olarak ne yapacağım?" 

"Oraya gittiğinde seni yönlendireceğim," dedi kısaca. Yoongi bu cevaptan hiç hoşnut kalmamıştı. Daha elle tutulur bir cevap arıyordu. Yine de ruhun sözüne güvenmeyi seçti. Oraya gittiklerinde yardımcı olacağını biliyordu.

"Daha yolun başında olduğumuzu söylemiştin. Peki bundan sonra ne olacak," diye bir soru yöneltti bu defa da.

"Arkadaşımdan anahtarı aldıktan sonra benim evime gideceğiz ve bundan sonraki tüm adımları oradan yöneteceğiz. Aynı zamanda seni temsil edecek bir yardımcıya ihtiyacın var. Tabi bir de teknolojiden anlayan birileri. Hack'lememiz gereken bazı hesaplar var..." Bunların ne işe yarayacağını anlamamıştı genç adam. Jimin fazla planlı görünüyordu. Sanki her şeyi önceden ayarlamıştı.

Birkaç dakika daha bekleyişin ardından tren bekledikleri istasyonda durunca hızla yerinden kalktı ve kendisini trenden resmen dışarı attı. Uzun yolculukları sevmiyordu. Her ne kadar yolları o kadar uzun sürmemiş olsa da Yoongi için bu bile fazlaydı.

Jimin'in yönlendirmesiyle istasyonun çıkışında otobüse binerek bahsi geçen eve kadar bir süre daha yol çekmişti. İnsan dolu olan otobüste geçirdiği bu işkence gibi olan yolun ardından ise sonunda hedeflerine ulaşmayı başarmışlardı. Jimin ona öncülük ederken, Yoongi bir daha asla böyle bir yola çıkmayacağına dair söylenmekle meşguldü.

"İşte burası," diyerek önlerindeki apartman dairesini işaret etti ruh. Yoongi daha fazla beklemek istemediği için hemen öne atılıp kapıyı çalmıştı. Artık beklemeye takati yoktu.

Kapı kısa sürenin ardından açılmıştı ve varsayımlarına göre kendinden yaşça küçük duran bir genç kapının arkasından merakla Yoongi'yi süzüyordu. Bunu fark eden Yoongi anında saygıyla eğilerek "Merhaba, ben Min Yoongi. Jeon Jungdae ile konuşacaktım," diye açıkladı geliş amacını. Gencin sorgulayıcı bakışları anında yumuşamıştı ve kapıdaki yabancının selamına karşılık vermişti.

"Merhaba. Babam maalesef şu an evde değil, geldiğinizi haber veririm Bay Min." Genç kapıyı kapatmaya yeltenmişti ki Yoongi buna engel olmak amacıyla hızla atıldı.

"Acaba ne zaman gelir? Yani babanız gelene kadar burada beklemem bir sorun olur mu? Uzun bir yolculukla buraya geldim ve şu an gidebileceğim bir yer yok." Onun bu tavrı genci ne kadar şüphelendirse de kısa bir süre düşündükten sonra kapıyı sonuna kadar aralayıp yol vermişti. Yoongi memnun bir ifadeyle içeri geçti.

❈The Puppet↠myg+pjm❈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin