⋆Bölüm 3: "Sana yardım edeceğim"⋆

340 46 51
                                    

Günler hızla akıp geçmişti ve genç doktor her gün aynı saatlerde Yoongi'nin yanına gelerek onunla konuşmaya çalışıyordu. Diğer doktorların aksine Yoongi'yi hastaların arada çıkarıldığı ortak salona bile götürmüştü fakat aralarındaki buzları bir türlü eritememiş, kendini ona bir türlü alıştıramamıştı. Pes etmemek gibi bir huyu olduğu için, biraz da inadından, bu durum onu daha çok hırslandırıyordu. Yoongi ise doktorlara ve özellikle de bulunduğu hastaneye olan nefretini her defasında kendine hatırlatıp çenesini tutmayı başarıyordu.

Yine uyandığı sıradan bir günde gözlerini diktiği tavanı lüzumsuzca seyrederken fark ettiği eksiklik, şaşırmasına neden oldu. İçinden neler döndüğünü sorgulayarak doğruldu ve etraftaki sessizliği dinledi. Tek bir ruh bile yoktu çevrede. Hiçbir anında onu yalnız bırakmayan ve buldukları her fırsatta yanına gelip yardım dilenen ruhlar, sonunda onun durumunun kendi durumlarından daha fena olduğunu anlayabilmişler miydi?

Kaşlarını çatarak yatakta biraz geriye kaydı ve her zaman yaptığı gibi kollarını, kendine çektiği bacaklarına doladı. Bunca zaman şikayetçi olmuştu onların yokluğundan. Şu an sevinmesi gerekmez miydi? Peki neden hissettiği tek şey koca bir yalnızlıktı? 

Nefret ettiği ruhların aslında manevi olarak da olsa yanında birileri varmış gibi hissettirdiğini yeni yeni kavrıyordu. Şu an ise gerçek anlamda yalnızdı. Kimse kalmamıştı yanında...

Derin bir nefes alıp daralan göğsünü bir nebze olsun rahatlatmaya çalıştı. Arkasındaki duvara başını yaslamaya yelteneceği esnada duyduğu tiz erkek sesi ise yerinden sıçramasına neden olmuştu.

"Sana yardım edeceğim." Büyüttüğü gözlerini hızla, hiç oda arkadaşı olmamasına rağmen daima orada bulunan yatağa çevirdi ve tıpkı kendisi gibi yatağa oturmuş olan ruha baktı. Uzun süre sonra ilk defa bir ruhtan korktuğunu hissetmişti. Duyduğu cümle karşısında ise ne diyeceğini şaşırmıştı.

"Buradan kurtulmana yardım edeceğim," diye tekrarladı ruh. Yoongi ise dilini yutmuş gibi tek kelime etmeden, şaşkın gözleriyle öylece izliyordu onu.

Uzun bir süre beklemesine rağmen herhangi bir karşılık ya da cevap alamayınca oturduğu yerden kalkarak saydam bedeniyle, genç adama biraz daha yaklaştı ve tam karşısında durdu. Soru dolu gözlerini bir saniye olsun Yoongi'nin gözlerinden ayırmıyor, en azından küçük bir tepki bekliyordu.

"Bana daha önce hiç ruh görmemiş gibi bakıyorsun. Beni ve benim gibileri her gün gördüğünü, hatta hepsini başından savdığını biliyorum." Rahat konuşma tarzı, hiç arafta kalmış ruhların ki gibi değildi. Yüzü acı çektiğine dair bir ifade bulundurmuyor, bunun yanında çaresizce Yoongi'nin kapısına dayanmış gibi de durmuyordu.

Başını olumsuz anlamda sallayarak diğerlerinden çokça farklı olan ruha karşı çıktı genç adam.

"Senin gibi bir ruhla daha önce iletişime geçmedim," dedi kesin bir dille. Bu, ruhun solgun yüzünde memnun bir gülümseme oluşturmuştu. Fakat bu gülümsemenin nedeni, Yoongi'nin sandığının aksine farklı olduğunu vurgulamasından değil, sonunda onunla yüz yüze konuşabilmeyi başaran ilk ruh olmasından kaynaklanıyordu.

"Eğer arafın acısını bir kez tatmış olsaydın, sen de senden haberi olan bir insandan hiç düşünmeden yardım dilenirdin Yoongi. Bir düşün; Ne dünyaya aitsin, ne de ruhlar alemine. İkisinin arasında sıkışmış bir şekilde kalmışsın ve kimse sesini duymuyor, düştüğün karanlıktan seni kurtarmak için çabalamıyor." Bir an gerçekten düşündü Yoongi. İlk defa, hiç sorgulamadan hissetmeye ve anlamaya çalıştı. Kurduğu diğer empatilere benzemiyordu bu. Daha yaşamadan, düşünürken bile hissettiği acı tüylerini diken diken yapmaya yetmişti.

❈The Puppet↠myg+pjm❈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin