Birine çok bağlanırsınız ya hani, en ufak yokluğu bile büyük bir boşluktur sizin için, Yoongi kabullenmese de çok bağlanmıştı aslında deli gibi nefret etmesi gereken ruha. O kadar bağlanmıştı ki, onsuz bir hayat düşünemiyordu. Çünkü her ne kadar kendisini kullanmış olsa da, onu kurtaran da Jimin'di, yıllar önce kaybettiği özgürlüğüne kavuşmasını sağlayan da yine Jimin'di...
Şimdi ise elinde uçak bileti, uçuş saatini beklerken aklından geçen tek şey bu işin sonunda ne olacağıydı. Bunu yapan büyücüyü bulup, büyüyü bozmasını sağlayacak ve herkes kendi yoluna diyerek eski evine dönecekti. Ona anne demek istemiyordu. Çünkü onun için anne değeri taşımıyordu o kadın. Sadece sıradan bir kötü karakterin beden bulmuş haliydi. Tıpkı bu düşündüğü gibi bir tavır takınacaktı kadına karşı da.
Fakat onun takıldığı nokta, Jimin'i bir daha görüp göremeyeceğiydi. Bu kadar çok bağlandığı birini, bu kadar kolay da bırakamazdı.
Jimin'le eve gelir gelmez konuşmuşlardı ve Jimin sonunda büyücü kadına ulaşabildiğini söylemişti. Kadını yıllarca arayan ruhlar, dünyaya bir bedenle inebildikleri için rahatlıkla her yeri arayamıyorlardı fakat Jimin bir ruh olarak dünyada yaşam sürmenin avantajlarını kullanmış, ipuçlarını takip ederek yıllardır saklandığı deliğini bulmuştu kadının. Japonya'da yaşadığı, ona göre güvenli olan hayatında birden bire çıkagelecek olan ziyaretçilerini de beklemediğine emindi.
"Yoongi, ben özür dilerim." Bakışlarını yanındaki ruha çevirdi Yoongi. Aniden işittiği bu özür onu hazırlıksız yakalamıştı. Bu nedenle kaşlarını çatarak "Ne için," diye sordu. Aslında ne için olduğunu çok iyi biliyordu ama utangaç bir şekilde yanında oturan ruha nasıl bir cevap vereceğine emin olamamıştı o an.
"Bencil davrandığım için. Kendi hayatımı kurtarmak adına seni tehlikeye attığım için. Seni kullandığım için. Kısacası senin kaçmana yardım ettikten sonraki her şey için özür dilerim." Derin bir nefes aldı Yoongi. Ardından elini yanındaki bedenin omzuna destek olurcasına koydu. En çok desteğe ihtiyacı olan kendisi olduğu halde...
"Asıl ben özür dilerim. Her ne kadar başta bunu bana söylemeyip kullanmış olsan da senin sayende ayakta durmayı öğrendim. Hastaneden çıktığım gün eğer sen olmasaydın yakalanırdım büyük bir ihtimalle. Ya da sen üzerimdeki lanete iyi tarafından bakmamı sağlamasaydın, ondan kurtulmanın yolunu da bulamazdım. Ayrıca her şeyini açtın sen bana. Evini, şirketlerini, en önemlisi de kalbini. İçinden ne geçiyorsa saklamadın, bana güvendin, kalbinden geçeni söyledin ve dürüst oldun. Ben sana yardımcı olabildiğim için değil, seninle dost olabildiğim için çok mutluyum. Teşekkürler Jimin." Jimin'in yüzünde iç ısıtacak bir gülümseme oluştu. İlk defa bu kadar içten gülümserken görüyordu onu. Aynı zamanda ona bakarken kendisinin de gülümsediğinin farkında değildi.
"İyiki seni tanımışım Yoongi. İyi ki kader bizim yollarımızı birleştirmiş. Eğer sen olmasaydın, başka birinin olaya bu şekilde yaklaşmayacağına emindim. Çok temiz kalpli ve safsın. Ben de seninle dost olabildiğim için mutluyum. Tüm hatalarıma rağmen beni kabullendiğin için ben de sana teşekkür ederim." Ortamda oluşan duygusal atmosfer yüzünden daha fazla dayanamamıştı Yoongi. Gözlerinde biriken yaşlar bir bir akarken atlattıkları zorlukları düşünüyordu. Hastaneden kaçtıkları andan, Jihyun'un yakalandığı ana kadar bir çok şeyin üstesinden gelmişlerdi beraber. Yoongi başta bazı yerlerde yalnız olduğunu düşünse de aslında Jimin'in de daima orada olduğunu öğrendiğinden beri daha anlamlı geliyordu her şey. Bu nedenle engel olamıyordu göz yaşlarına. Ağlamak istemiyordu fakat bir yandan da yüreğinin üzerine oturan ağırlığın gittikçe, göz yaşlarıyla birlikte eridiğini hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❈The Puppet↠myg+pjm❈
Fanfiction🌙Unutma! Hiçbir iyilik karşılık bekleyerek yapılmaz.🌙 Yayımlanma tarihi ↠15.05.2018 İthafen ↠ @Yoongi_Swag_Shuuya © Tüm hakları saklıdır