7. BÖLÜM

286 33 1
                                    

Kapının çalmasıyla Melissa oturduğu yerden kalktı ve oraya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında ise karşısında Allison'u bulmuştu.

"Günaydın Bayan Jones!"

"Günaydın bir sorun mu vardı?"

"Hayır..ben yalnızca...ah izninizle içeriye girebilir miyim?" Diye sordu işaret parmağıyla içeriyi göstererek.

Melissa kapıyı iyice araladı ve içeriye girmesi için eliyle işaret yaptı. Ne kadar da aptaldı. Kızı içeriye davet etmeyi unutmuştu. Allison arkası dönük, koltuklara yürürken Melissa avucuyla alnına doğru vurdu ve kapıyı kapatarak Allison'ın yanına gitti. İkisi birlikte koltuğa otururlarken Melissa boğazını temizleyerek konuştu.

"İçecek bir şeyler ister misin?"

"Hayır! Teşekkür ederim, fazla kalmayacağım. Bugün okula başlıyorum. Kimliğimi çıkarttım ve kaydoldum."

"Bu harika bir şey!" Dedi Melissa heyecanlanarak.

"Aslında ben Ethan hakkında biraz daha bilgi almak için gelmiştim." Dedi elindeki dosyayı göstererek.

"Bana odasını gösterebilirsen çok iyi olur."

Melissa her ne kadar bunu ne için yaptığını anlamasa da ona giveniyordu. Aynı anda ayağa kalktılar ve yukarıya çıktılar.

Ethan'ın odasına girdiklerinde Allison, elindeki dosyasını yatağın üzerine doğru koydu ve etrafa bakınmaya başladı.

"Sanırım en sevdiği renk mavi.." diye başladı, gözlerini etraftan ayırmadan.

"Aslında en sevdiği renk turuncudur ama odasında maviyi kullanmayı tercih etti." Dedi Melissa arkadan. Elleri bağlı bir şekilde kapıya dayanmış Allison'ı izliyordu.

Allison elini kitaplıktaki kitaplara doğru değirdi.

"Kitap okumayı seviyor mu?"

"Aslında yalnızca bir kitap okuyor. Onlar süs olarak oradalar."

"Yalnızca bir kitap okuyor derken?" Diye sordu Allison. Ardından Melissa'ya baktı.

Melissa bir şey demeden masanın üzerindeki kitabı aldı ve Allison'a uzattı.

"Sadece bu kitabı okuyor. Tekrar tekrar! Bitiriyor ve yeniden okumaya başlıyor."

Allison kitabı incelemeye başladı. Bir aşk romanına benziyordu. Kitabı masanın üzerine koydu ve cebinden çıkadığı telefonuyla fotoğrafını çekti.

Melissa sesinin çıkartmamıştı. İşini iyi yaptığından şüphe duymuyordu. Her ne kadar duymak istese de..

Birlikte odadan çıktılar.

....

"Dediğim gibi, eğer bu konuları şimdiden tekrar etmezseniz ilerde çok zorlanacaksınız." Dedi Bay Knight. O sırada zil çalmıştı.

Ethan ve diğerleri kitaplarını topluyorlardı. Hepsi teker teker sınıfı terk ediyorlardı. Ethan kitaplarını çantasına koydu ve ayağa kalktı. Tam ilerleyecekken Bay Knight onu durdurmuştu.

"Ethan 5 dakikanı bana ayırır mısın lütfen?"

Ethan, ona doğru ilerledi ve masasının önünde durdu. Yutkundu ve diyeceklerini dinledi.

"Geçen sene neredeyse kıl payı sınıfta kalmaktan kurtuldun ve bu da benim sayemde oldu...bu sene derslerine iyi çalışmalısın Ethan, bu sefer seni ben bile kurtaramam. O yüzden bir an önce şu anki bulunduğun ruh halinden çıkıp kendine gelsen iyi olur. Senin bu olmadığını biliyorum çünkü."

Ethan hiçbir şey söylemeden kafasını salladı ve hızlı adımlarla sınıftan çıktı.

Takımdan ayrıldığını söylemek üzere koçun odasına ilerliyordu. İçeriye girdiğinde birkaç kız öğrencinin orada olduklarını fark etti. Bunlar okulun ponpon kızlarıydı. İşleri bittiğinde hepsi sırasıyla odadan çıktı. Hepsi de şeker gibi kokuyorlardı. Bu hoşuna gitmişti. Ethan kızların arkasından baktı. Ellerini cebine koydu.

"Evet ne vardı Jones?"

Koçun seslenmesiyle önüne döndü. Ellerini cebinden çıkartarak iki yanına bıraktı.

"Ben sizle bir şey konuşmak istiyordum koç!"

Koç, gözlüğünü çıkartıp masaya koyarak dinleme pozisyonunu aldı. Ardından Ethan'a oturmasını işaret etti. Ethan bir şey söylemeden oturdu ve elleriyle oynamaya başladı.

"Ben takımdaki durumum hakkında konuşmak istiyordum."

"Zaten buraya başka bir şey için gelemezdin." Diye mırıldandı koç ve boğazını temizleyerek devam etti.

"Pekala seni dinliyorum."

Ethan'ın kalbi iki dakika öncesine göre hızlanmıştı. Yere doğru baktı, kafasını kaldırdı.

"Ben daha iyi bir konuma gelmek istiyorum koç!"

Ve yine...ne yazık ki yine ağzından dökülen o kelimeler, istemsizce dökülüvermişti. Bundan nefret ediyordu.

Koç hafif tebessüm ettikten sonra konuştu.

"Biliyorsun ki iltimas geçemem Jones. Diğer arkadaşlarınla eşit olarak gözleneceksin....ama...eğer kendini her antrenmanda gösterirsen, neden olmasın öyle değil mi?" Dedi ve ayağa kalktı.

"Seni gözlemleyeceğime emin olabilirsin. Kanıtla ve istediğini elde et. Şimdi dersine dön!"

Ethan burnundan soluyarak ayağa kalktı ve odadan çıktı. Geri dönüp ona bunu kastetmediğini söylemek istiyordu fakat bunu yapamazdı. Onunla oyun oynadığını düşünebilirdi. Lanet okudu ama bu sefer ki diğerlerine göre daha uzun sürmüştü.

Önünde sıralanmış olan dolaplara doğru baktı. Çantasını omzundan çıkardı ve kendini dolabın önüne atarak olduğu yere oturdu. Çantasını önüne koyarak bacaklarını kendine çekti ve kafasını içeriye gömdü. Ağlıyordu...

İçindeki ruhlar onun yerine geçmeye çalışıyorlardı. Onları daha fazla kontrol edemiyordu. Ruhlar sanki onu emiyorlardı. Ağlarken ağzından küçücük bir inleme kaçmıştı. Yakınlarda kimsenin olmaması için dua etti. Zaten çocuklar ona tuhaf gözle bakıyorlardı. Bir ucube gibi...

Dışarıdan sert bir çarpma sesinin
gelmesiyle kafasını kaldırdı ve önüne baktı. Bir kız yerdeydi. Boydan boya uzanmıştı. Çanta sapının kızın ayağına dolandığını gördüğünde, kızın çantaya takılıp düştüğünü anlamıştı. Gözlerinü belirterek ayağa kalktı ve ona yardım etti. Kız, ondan tutunarak doğruldu. İkisi de yere oturmuşlardı.

"Ups!...ben çok üzgünüm." Dedi kız, çantanın üzerindeki ayakkabı izini eliyle silmeye çalışırken.

Ethan kızın suratına baktığında onu daha önce burada görmediğini anlamıştı. Kız kafasını kaldırdı ve Ethan'a baktı. Ardından gülümsedi.

"Üzgünüm..sana yeni bir çanta borçluyum sanırım."

"Önemli değil. O çanta alışkın zaten."

"Cidden mi?"

"Hayır, yalnızca şakaydı." Dedi Ethan hafifçe gülümseyerek. Kız da gülümsedi. Hâlâ yerdeydiler. Kız doğrulmaya çalışarak ayağa kalktığı sırada Ethan da kalkmıştı. Çantasını koluna taktı ve yerdeki çantayı da alıp Ethan'a uzattı. Ethan çekinse de çantasını kızdan geri almıştı.

"Sanırım ilk güne o kadar da iyi başlamadım. Hemen sakarlığım baş gösterdi."

Ethan bir şey dememişti. Zaten kızın yeni geldiği çok belliydi. Eğer yeni gelmiş olmasaydı, Ethan ile konuşmazdı. Kız biraz bekledikten sonra elini ona doğru uzattı.

"Ben...Mackenzie Cooper."

Vote verin ve kurgum hakkındaki düşüncelerinizi yazın lütfen arkadaşlar. Yorumlarınıza ihtiyacım var

Kiralık Ruhlar (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin