26. Bölüm

188 18 1
                                    

Ertesi günü ikisi birlikte okula doğru yürüyorlardı. Bir yandan da konuşup gülüyorlardı. Okulun kapısından girer girmez yanlarına Avery gelmişti.

"Mackenzie!"

Mac, Ethan'a baktığı sırada çantasını dizeltiyordu.

"İstersen ben gidebilirim." Dediğinde Mac olumsuz anlamda kadasını salladı.

"Bir şey mi oldu Avery?"

"Hayır! Hiçbir şey olmadı. Sadece geçen sefer bana söylediğin şey vardı ya..hani şu parti konusu.." dediğinde Ethan anlamamışcasına kaşlarını çattı. Mac bunu tamamen unutmuştu.

"Ah evet o var değil mi? ee ne oldu?" Diye sordu Ethan'a bakmamaya çalışarak.

"Okulun yarısından fazlası gelecek."

"Bu harika. Öyle ise büyük bir parti olacak." Dedi Mac heyecanlı bir şekilde. Avery de gülümseyerek kafasını sallamıştı.

"Pekala!" Dedi Ethan'a doğru bakarak.
"Öyle ise daha sonra görüşürüz. Öğle yemeği için size yer tutarız." Dedikten sonra oradan ayrılarak Marcus'un yanına gitmişti. Ethan, Marcus ile kısa bir süre bakıştıktan sonra Mac'e döndü.

"Bu partide neyin nesi?"

"Sana söyleyecektim ama her seferinde unuttum. Haftasonu Jordan ile bizim evde bir parti vermeyi planlıyorduk. O kendi arkadaşlarını çağıracak. Bende okuldan çağıracağım." Dediğinde Ethan yüzünü buruşturdu.

"Umarım beni de çağırmayı düşünmüyorsundur.."

"Saçmalama Ethan tabiki ben ilk önce seni çağırıyorum. Elbette orada olacaksın."

"Mac ben böyle şeylere alışkın değilim."

"Bende değilim...inan bana!..ama değişiklik her zaman iyidir. Bu bize lazım olan bir şey...zaten yalnızca birkaç saat olacak."

"Bu çocuklar zannettiğin gibi olmayabilir. Evi mahvedecekler. Bir sürü iş çıkacak. Evi, kendileri için kullanacaklar."

"Sakin ol Ethan!" Dedi kollarından tutarak.
"Hiçbir şey olmayacak. Sadece biraz eğleneceğiz. Hepsi bu!" Dediğinde Ethan derin bir nefes almıştı.

"Geleceksin değil mi? Beni yalnız bırakmayacaksın öyle değil mi?" Diye sormuştu Mackenzie dudağını büzerek. Ethan onun bu halini görünce gülümseyerek kafasını salladı.

"Ah pekala..elbette seni yalnız bırakmayacağım." Dediğinde gülmüşlerdi. Birlikte binaya girdiler.

Kimya dersindeydiler. Bayan Harriet karşılarında konuşurken onlarda önlerinde duran malzemeleri inceliyorlardı.

"Pekala çocuklar. Herkes yapacağı şeyi anladı öyle değil mi? Ben bu elimdeki düdüğü her çaldığımda sınıfta dolaşarak eş değiştireceksiniz. En fazla iki kişi olabilirsiniz. Deneyi ilk tamalayan benden artı puan alacak. Bu arada dikkatli olun. Asitleri elinizden geldiğince bir yerlere akıtmamaya çalışın. Yoksa ortaya kötü sonuçlar çıkabilir." Dedi ve ağzındaki siyah düdüğe doğru üfledi.

Mac ile Ethan hemen işe koyulmuşlardı. Düdük tekrar çalmadan önce belli bir yere kadar gelmeleri gerekiyordu. Mac Ethan'ın ona uzattığı tüpleri sırasıyla önündeki beherglasa boşaltıyordu. Düdüğün çalması ile sınıftaki herkes aynı anda ayağa kalktı ve etrafa dağılmaya başladı. Başkalarının yaptıkları deneyi devam ettiriyorlardı. Mac bir kızla eşleşmişti. Ethan ise Nick ile eşleşti. Elini titretmemeye özen göstererek tüpleri beherglasa boşalttı.

"Geçen günkü konuşmamda ciddiydim Ethan...seninle arkadaş olmak istiyorum. Bu düşmanlığa bir son vermek istiyorum."

"Arada bir düşmanlık falan yok! Sadece bazı aptallıklar var."

"Bunu telafi etmek istiyorum."

"Gerek yok...zaten bir önemi de yok." Dedi ve diğer tüpleri de behere boşaltıp karıştırmaya başladı. Nick de elindeki deftere notlar alıyordu.

"Söylesene siz bu kız ile hangi ara bu kadar yakın oldunuz? Mac'den bahsediyorum." Dediğinde Ethan kafasını ona doğru çevirmişti.

"O benim arkadaşım."

"Okulda birlikte olduğunuzun dedikoduları var.."

"Hayır birlikte değiliz. Ben kimse ile birlikte değilim. Sadece ona arkadaşım diyebilecek kadar güveniyorum. Hepsi bu.."

"Yerinde olsam o kadar çok güvenmezdim. Bilhassa o kıza.."

"Neden?" Diye sormuştu kaşlarını çatarak.

Nick omuzlarını silktiği sırada diğer bir düdük sesi duyulmuştu. Yine bütün sınıf ayaklandı ve başka yerlere oturdu. Nick bu seferde Mac ile oturmuştu. Ethan onları izliyordu. Nick'in ne demek istediğini anlamamıştı. Neden ona güvenmemesi gerektiğini bilmiyordu. Elbette ona güveniyordu. Bunu hiçbir şey kolay kolay değiştiremezdi.

Mac kafasını kaldırmadan konuşmuştu.

"Ethan ile ne konuştunuz?"

"Niye? Yoksa kıskandın mı?"

"Saçmalama! Ne konuştunuz?"

"Hiçbir şey...sadece ondan özür diledim o kadar." Dediğinde Mac kafasını kaldırıp ona baktı ve kaşlarını çattı. Şaşırmıştı.

"Ah tabii bir de şey dedim.."

"Ne dedin?"

"Herkese güvenmemesi gerektiğini söyledim. Anlarsın işte...aramızda yalancılar olabilir. O yüzden dikkatli olmasını söyledim."

"Ne demek bu?" Diye sormuştu Mac sertçe.

"Bilmiyorum...yalnızca küçük bir uyarı anlamına geliyor o kadar!" Dedi ve gözlerini ondan ayırmadan yanındaki tüpü Mac'e doğru uzattı. Birbirlerine bakmaya devam ederlerken Mac, tüpü behere boşaltmaya başladı.

Tuhaf bir kokunun boy göstermesi ile ikisi de aynı anda oraya bakmışlardı. Nick gözlerini kocaman açarak şişmeye başlayan behere doğru baktı. Bir anda bağırmıştı.

"Herkes yere yatsın!"

Kimse ne olduğunu sorgulamadan yere yatmıştı. Mac de önündeki masadan destek alarak eğilmeye çalışmıştı ki beher bir anda patladı. Her şey bir anda olmuştu. O sırada sınıfta kulakları sağır edecek derecede bir çığlık sesi duyuldu.

Çığlık ile birlikte herkes ayağa kalktı. Bayan Harriet koşar adımlarla Mac'in yanına ilerlemişti. Çığlık atan kişi Mac idi ve ağlıyordu. Ethan gözlerini büyüterek kafasını oraya çevirdi. Patlayan beherin camları asitleriyle birlikte Mac'in eline isabet etmişti. Elindeki eldiveni bile delip geçmişti. Kanıyordu. Bayan Harriet kızın eline hafifçe dokunduktan sonra bağırdı.

"Biri hemen revire haber versin!"

Kiralık Ruhlar (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin