Minkyeong: ''Günaydın''
Kai: ''Günaydın Minkyeong''
Görevli: ''Şöyle geçebilirsiniz''
Kai: ''Teşekkürler, siz gidebilirsiniz'' dedikten sonra Kai hemen gözüne kestirdiği yavru köpeğin yanına gidip sevmeye başladı.
Kai: ''Minkyeong, sen kimsin??''
Minkyeong: ''Nasıl yani?''
Kai: ''Şöyle yani, neden sen ve ben''
Minkyeong: ''N-ne duymak istiyorsunuz ki y-yani tesadüf olamaz mı?''
Kai: ''Olabilir tabiki, ama...ah neyse sadece merak etmiştim''
***
Güneş batmaya başlamıştı ve barınaktan çıkmışlardı.
Kai: ''Hadi seni evine bırakayım''
Minkyeong: ''Hayır gerek yok, ben gidebilirim''
Kai: ''Ama sen eve gidene kadar hava kararmış olur, seni yalnız bırakamam''
Minkyeong: ''Bak seen, ne düşünceli birisin haha''
Kai: ''Peki, seni almıyorum'' dedikten sonra karşıdan gelen sarhoşlara bakıp güldü ve gaza yüklendi.
Tam o sırada Minkyeong da kafasını kaldırınca ona gelen sarhoşları gördü. Koşarak Kai'nin arabasına yetişti kapıyı açıp bindi, emniyet kemerini takıp Kai ye bakmadan dışarıya seyretmeye başladı.
Kai'nin kahkahası arabayı doldurmuştu, istemsizce Minkeyong'da gülünce Kai'ye belli etmeden ağzını kapatarak gülmesini durdurdu ve ciddi bir yüz ifadesi ile Kai'ye baktı:
''Ne gülüyon be!!''
''Hiiiç'' dedikten sonra arabayı sürmeye başladı aradan saniyeler geçmeden yüksek sesli korna ve fren sesi sokaktan geçen insanların kulaklarını doldurmaya yetmişti.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kakaotalk // Kim_Jongin
Random"Sorgusuz sualsiz çıkıp gelen kaderimsin, seni fazlasıyla seveceğim"
