İş Görüşmesi

135 4 0
                                    

Kimseye çarpmadan hızlıca koştum ve evin önüne geldim. Nefes nefeseydim.Nefesim düzene girince zili çaldım. Şirin,sarışın bir erkek çocuğu kapıyı açtı, ''kimsiniz?'' dedi. Gülümsedim ve ''ben birilerinin dadısı olmaya geldim acaba yalnış mı geldim beyefedi?'' dedim. Küçük çocuk güldü ve  ''aslında tam yerindesiniz bayan'' dedi ve beni içeri aldı. Bir anda ''anneeee yeni bakıcım geldiiii! şey yani iş görüşmesine biri geldiii!'' diye bağırdı. Korkmuştum ama güldüm. Üst kattan bir bayan indi. Sanırım patronum olacaktı. Beni baştan aşağı süzdü ve en son gülümsedi. Sanırım kıyafetimi beğenmişti. 'merhaba hayatım'' dedi bana gülümseyerek. ''merhaba'' diye cevap verdim. Tabii ki gülümsemeyi unutmadım. Bana kooltukları gösterdi ben de nazikçe koltuklara geçip oturdum.''adın neydi tatlım?'' diye sordu karşımdaki bayan. ''gece'' diye cevapladım. ''tuhaf bir isim ama çok hoş. Ben de Sibel'' dedi. Daha sonra ciddiye büründü ve  '' şu an lisedesin ve daha önce hiç çalışmamışsın. Peki çocukları sever misin?''  gülümsedim ve ''çok severim'' dedim. Çok iyi yalan söylüyordum ve karşımda şirin bir çocuk vardı. ''bu iyi bir şey ama seni uyarmalıyım, sadece Doğukan'a  bakmayacaksın.'' Ne? Anlamamıştım. ''pardon,nasıl yani?'' dedim anlamamış gibi bakarken,çünkü gerçekten anlamamıştım. ''canım benim bir tane daha oğlum var seninle aynı yaşta. Hatta aynı okuldasınız. Ona gözkulak olmanı istiyorum. Biliyorum zor iş ama sana haftada 2.000 tl teklif edyorum. Normalde bu 1.000 tl'ydi, ama seni çok sevdim ve seninle çalışmak istiyorum. Ne dersin?'' dedi. ''peki,kabul ediyorum. Ben de sizi ve Doğukan'ı çok sevdim Sibel hanım inşallah büyük oğlunuzla da anlaşabiliriz.'' dedim. ''inşallah ve ayrıca neredeyse unutuyordum,senden burada çalıştığın sürece burada kalmanı istiyorum. Odan hazır. İstersen çıkıp görebilirsin. Sadece kıyafet ve kitaplarını getir yeter.'' dedi. Ağzım açık kalmıştı. 2.000 tl ayrıca üstüne ev ve yemek? Hayır diyen aptaldır. ''tamam,kabul ediyorum Sibel hanım.'' dedim. Sonra bir anda mesaneme baskı oldu ve '' kusura bakmayın ama lavao nerede acaba?'' dedim. Sibel hanım tarif etti ve gittim. Vay canına lavabo bile kocamandı. Ellerimi yıkadım. Tam dışarı çıktım ki birine çarptım. ''b-ben özür dilerim y-yanlışlıkla oldu.'' diye kekeledim ve kafamı kaldırdığımda gördüğüme inanamadım. Gözümü 3 kere açıp kapaadım ama hala oradaydı. Beni odaların birine soktu ve duvara itti. Okuldaki gibi yine sırtım buz gibi duvarla buluştu. ''beni duvara itmekten vazgeçmelisin piç kurusu.'' dedim Çok ciddi gözüküyordu. Dişlerinin arasından ''ne işin var burada savurgan?'' diye tısladı. ''kardeşine bakıcılık yapıyorum artık. Hatta artık burada kalıyorum. ''  dedim. Afalladı,ağzı açık kaldı. ''yani benim bakıcım da artık sensin öyle mi? Bakıcı savurgan. Ne hoş bir laf değil mi dadıcım?'' dedi. Beni duvara resmen mıhlamıştı. Hareket? Edemiyordum. Nefes? Alamıyordum çünkü bana çok yakındı. Bu sefer bileğimden değil omuzlarımdan duvara sabitlemişti. ''sakın bana dadı deme piç kurusu.'' diye tısladım. Güldü,''bu evde kalıyorsan,güvenliğin yok demektir savurgan. Sakın unutma. '' diye kulağıma fısıldadı ve benii bıraktı. Bir bu eksikti?????

Karanlık Gecenin Soğuk PoyrazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin