Arkadaşlar talihsiz bir kızın bölümlerini önceden yazmıştım bu yüzden yeni bir hikaye daha yazmıştım ve bunu da paylaşmak istedim. Umarım beğenirsiniz.
Ben Gece. Evet Gece dalga geçmiyorum. Böyle söyledim çünkü genelde insanlar duyunca ''dalga geçmeyi bırak salak adın ne?'' diyorlar. Bu da beni sinirlendiriyor. Bu yüzden ailemden nefret ediyorum ve tekrar bu yüzden ben istanbul'da ailem hala İzmir'de yaşıyor. Sadece benim kredi kartlarımı ve evimin taksitlerini ödüyorlar. Eh zengin olunca kredi kartında limit de olmuyor. Çok güzel,2 katlı bir evim var. İşin güzel yanı yalnız yaşıyorum ve evim sahilin hemen yanı bu yüzden taş çocukları kesebiliyordum. Her zamanki gibi sabahın köründe alarm çalmıştı. ''lanet olsun,lanet olsun,lanet olsun!'' diye bağırarak alarma yastığımı fırlatım ama kalktım. Pazartesi sendromu bu olsa gerek. Acaba pijamayla gitsem beni kovarlar mıydı? Risk almak istemiyordum. Ben asosyal bir kızdım bu yüzden aynı zamanda çok ders çalışırdım. Yani okuldan atılırsam olmazdı. Kıyafetlerimi giydim ve kitaplarımı alıp çıktım. Ben kahvaltı etmem.Yani sabahları aç olmam. Okula yürüyordum. Bir kedinin ağaçta kaldığını gördüm ve ağaca çıkıp onu indirdim. Biraz pisicikle oynadım. Saatin nasıl geçtiğini fark etmemiştim. 5 dakika gecikmiştim ve okula saatte 10 km koşarsam anca yarım saatte okulda olurdum. Bir sağlık ocağına gidip rapor aldım. Artık okula gidebilirdim. Koşuyordum hem de son hızla koşuyordum. Biraz soluklandım. Tam koşmaya devam edecektim ki bir çocuğa çarptım. Benim yaşlarımda,sarışındı ve yeşil gözlüydü. ''ben şey özür dilerim çarpmak istemedim sadece okula geç kaldım ve okula yetişmek için koşuyordum ki sen önüme çıktın.'' diye tek nefeste konuştum. Çocuk acayip acayip bakıyordu. ''önüne dikkat et savurgan.'' dedi ve geçip gitti. Adeta bir piç kurusu demetinden oluşmuş gibiydi. Bu kadar da kaba olunmaz ki canım diye düşünmüştüm. Bunları düşünürken ''piç kurusu'' diye tıslamıştım. Arkadan yine o çocuk ''duydum savurgan'' dedi. Yüzüm kızardı ve okula gittim. Müdürün odasına girdim ve yalandan bir öksürükle ''doktordaydım'' dedim. ''tamam Gece ama bir dahaki sefer okuldan SONRA gitmeye çalış.'' dedi. Kafa sallayıp çıktım. Çıktığımda gülüyordum. Herkes tenefüsteydi ben de en yakın arkadaşımın,Eylül'ün yanına gittim. Aslında tek arkadaşım diyebileceğim kişi oyd sanırım. Ona olanları,piç kurusu çocuğu anlattım. ''piç kurusu diye tısladı o da. ''bende öyle tıslamıştım ama 'seni duydum savurgan' diye arkamdan seslendi öküz.'' edim. Gülmeye başladık ve zil çaldı. Sınıfa girdik. Ders başladı. Ders tarih,normalde severim ama şu an o koyu yeşil gözlü,sarı saçlı piç kurusunu düşünüyordum. Acaba kimdi? Bunları düşünürken sınıfın kapısı çalındı ve içeri müdür girdi. ''oturun çocuklar size sadece yeni arkadaşınızı getirdim.'' dedi ve içeri bir çocuk girdi. Daha ben çocuğa bakamadan İrem ''hocam arkadaş yeni biliyorum ama söylemeden yapamam Kızlar yeni çerez bulduk.'' dedi. müdür yeni çocuğu sınıfa soktu ve İrem'i yanına aldı. Kafamı kaldırdığımda şoka uğramıştım. Bu,o piç kurusuydu!! ve yanım boştu bu yüzden oraya oturmuştu!!!
umarım ki beğenir ve okursunuz ^^ sizi seviyorum okurlarım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Gecenin Soğuk Poyrazı
RomanceGece asosyal bir kızdır. Genellikle evde oturup kitap okumayı tercih eder. Diğer kızlar gibi gece barlara gitmeyi sevmez ama Daha sonra bir gün biriyle karşılaşır. Acaba bu çocuk onu değiştirebilir mi?