Mükemmel Dünya

Bölüm 143 - Tarihi Kalıntılarda Değerli Hazine

İmparator arabası ışık yaytı. Bu yolculuk için hem sıradan bir araba hem de eski bir savaş arabasıydı. Şimdilik, semboller birbirine karışıyordu ve içerdeki insanları taşırken bir perde oluşturuyordu. Dağlık vadiyi tamamen dolduracakları gibi sık sık dolaşan yoğun miktarda dolu simgeler. Vadinin duvarları her taraftan ayrılmaya başlandı ve devasa kayalar çöktü ve gökyüzüne çıkan toz çıktı.

Küçük adam, savaşmak için değerli eşyalarını kullanırken sürekli kaçıyordu; Bir krizle karşı karşıya kaldı. İlahi bir ışıltı çizgisi, daha önce taş gibi duran zemini parçalayıp, taşlar dışarı doğru sıçradı.

Vadi, duvarları çöktüğünde gürültüyle doldu. Dev kaya parçalarının ardındaki yığınlar, gökyüzüne doğru yükselerek vuruldu. Vadi dövüldü ve mahvoldu; Duman ve toz havayı doldurdu, imha manzarası ortaya koydu!

"Beyaz Kaplan, beni sinirlendiriyorsun! Seni yiyeceğim! "Küçük adam kızdı ve kaşları bir araya getirildi. Parlayan kemik pagodan uzaklaşmak için elinden gelen çabayı gösterdi, ancak White Tiger'ın aceleye getirip her şeyi tamamen mahvedebileceğini hiç düşünmemişti.

Bu spotlessly beyaz kemik pagoda gerçekten benzersiz. Aşağı yukarı sallanmaya devam etti ve nazik bir sallama ile uygun görülen buharlar artmaya başladı. Kemik makaslarını ve değerli aynayı birbirine itti, yaklaşımı zorlaştırdı.

Gerçekten saldırı olmadığını anlamalısınız! Bu sadece doğal olarak yaydığı kutsal dalgalanmalardı!

Sonunda, küçük adam, onunla iletişim kurmak için 'Gerçek Primordiyal Kayıt' içinde oyulmuş antik yöntemleri kullandı. Pagoda röntgenci yapmak için sembollerin gücünü kullanıyordu, ancak başardı en kısa sürede Beyaz Kaplan, hemen ilahi kemik pagoda şaşkına çevirdi.

Beyaz Kaplan, araba üzerinde dik durdu. Vücudu o kadar büyük kabul edilemedi, yine de tehdit edici bir tavır sergiledi. Gözleri soluk bir altın rengi yaytı ve sanki hançerleri ona dikmiş gibi vuruyorlardı.

"Benimle mi konuşuyorsun?" Nihayet insan konuşmasında konuştu. Yüzü kokuşmuş ve soğuktu ve soğuk ışık, öğrencileri arasında titreşiyordu; Kuyruk tüyleri ateş etmeye hazır gibiydi.

"Sen söylemiyorsun değil mi? Fat Cat, kendi yıkımını getiriyorsun! "Küçük adam öfkeyle bağırdı. Halen o kemik pagoda ile iletişim kurmaya çalışıyordu, ama zaten işe yaramıyordu. Bir sis dışa doğru hızla çoğaldı ve onu uzaklaştırdı.

"Vadiyi kapatın ve öldür onu! Benimle böyle konuşan insanlardan nefret ederim. Acele edin ve o değerli eseri toplamalısınız! "Beyaz Kaplan konuştu ve hareket ettirdi. Kaplan pençesini kaldırdığınızda, düştü. Hemen, bir dağ sanki aşağıya doğru parçalandı sanki. Toprak sarsıldı ve dağlar sarsıldı ve sembollerin beyaz genişliği dağ vadisini su altına aldı.

Taşıtın üstünde beyaz kaplan canavar cilt kese çıkardı. Yaşlı bir adam ilerledi ve kabul etti. Çevresindeki halatları gevşettikten sonra, o çanta hemen birden fazla ışıkla çiçek açtı. Vadideki her şeyi emmek isteyen benzersiz çekim gücü dalgasına sahipti.

Hong!

Böyle art arda ajite edildikten sonra, o kemik pagodan nihayet uyandı. Okyanus dalgasına benzeyen, dört yönde sarsan beyaz bir ışıkla patladı.

Küçük adam şok oldu. Uzaklığına hızla geri çekilmeden önce kendi bedenini korumak için kemik makaslarını ve değerli aynasını çabucak çekti.

"Ne kadar büyük bir hazine. Fiyat ne kadar büyük olursa olsun, yine de onu almalıyım! Hepiniz Cennet ve Dünya Çantasını birlikte elde etmek için kullanın! "Beyaz Kaplan hoş bir şaşkınlık yaşadı ve art arda kükreme başladı.