Bade ile yemeklerimizi alıp okulun son katına yani 3. katına çıktık ve kaloriferlerin birinde durup tüm bahçeyi gören camdan aşağı bakmaya başladık.
Dünkü mesajlar üzerine şuana kadar bir şey olmamıştı ama insan yine de endişeli oluyor.
"Bade,"
Ağzı dolu bir şekilde bana döndü,
"Hı?" Evet lanet olsun ki hala güzeldi. Allah'ın belası.
"Şey diyeceğim, sence bir şey olur mu?"
"Neye kime ne olur mu?" Güzel ama mal.
"Lan dün mesajlaştıkya Batur ile. Konuşmalarımızdan bahsediyorum."
"Ben karışmıyorum demiştim, neyse ben susadım hadi su alalım sınıftan."
Bir kat aşağı indiğimizde öylece kalmam bir oldu, bizim kapımızda Batur, bir kız ve bir erkek bekliyordu. Bade beni merdivenlerden hızlıca geri itti ve kendisi sınıfa doğru gitmeye başladı. Bense duvarın köşesinden gizlice izlemeye çalıştım.
Sessizce, "Bunlar beni mi arıyor lan?" dedim. Keşke duvara resmimi koyup üzerine 'Wanted' yazsaydınız.
Bade sınıftan çıkıp bana doğru gelirken ellerini geri git diye sallıyordu. Tabi ben çok bilmiş olduğumdan duvarın köşesinden çıkıp Batur'ların beni görebileceği yere çıktım.
Bade bu sefer bağırıyordu, "Gitsene geri zekalı!" Evet ben artık 'Wanted' birisiydim, kesinleşti.
Sınıfın kapısına gittiğimde karşımda 1.89'luk Batur vardı. Kafamı resmen doksan derecelik açı ile kaldırdım.
Bade, "Allah'ın belası," diye mırıldandı.
"Çağla sen misin?" dedi. Yok ben ikizi.
"Evet," Sesim normala göre daha sessiz çıkmıştı. Bu iş mesaj atmaktan daha zormuş. Ellerim terlediğinden avuç içlerimi pantolonuma sildim.
Koridora kafamı çevirdiğimde içimden 'Kaçsam mı lan?' diye geçirdim. Evet kaçacağım. Hızlıca merdivene doğru gitmeye başladım. Tam merdivenden inmeye başlarken, koluma Batur'un yanındaki kız girdi.
"Nereye?" dedi.
Hadi yalanını konuştur Çağla! "Kimya hocasının yanına gideceğim. Performans ödevi ile ilgili bir şey soracağım." Konuşturamadım.
"Onu sonra yaparsın, hadi gel." Sonra yapabileceğimden emin misin?
Koluma ahtapot misali yapışmış beni sınıfa geri götürüyordu.
"En azından kolumu bıraksan, koluma girilmesini sevmiyorum." dedim. Peki tepsiki neydi?
"Bırakacağım zaten,"
Sınıfa girip kapıya yakın olan en ön sıraya beni oturttu. Yanıma baktığımda Şule oturuyordu. Lanet girsin.
Batur kapıyı kapatıp tam önünde durdu. Kapı kadardı neredeyse. Boyun devrilsin kardeşim. Birde gülüyordu. Ne çektin sen kanka? Söyle de bende az çekeyim ve rahatlayayım, şuan diken üzerinde otursam daha rahat olurdum.
Şule, "Benim için dünya onun etrafında dönüyor felan demişsin. Ne anlamda dedin sen onu?"
Ağzımı açacakken, sınıfın bana takığı Aras, "Çağla öyle lafları bilmez kanka." dedi. Aferin, şimdi seni sevdim.
"Ben öyle bir şey demedim," dedim. Katiyen yalan, çarpılacağım o olacak.
"Kim dedi o zaman?" Şule şuan sakinliğini korumaya çalışıyor gibiydi ama neyse.
"Şey dedi, Deniz."
"Bu Deniz dediğin kim?" dedi bu sefer adını hala bilmediğim kız.
"O şey, yandaki okula gidiyor. Instagram'dan tanışmıştık." Gözlerini öpeyim Çağla, canım kendim.
"Soyadı ne bunun?" dedi Şule.
Bu sırada Batur Şule'nin arkasına, benim görebileceğim bir şekilde durup kaşlarını, 'söyleme' gibisinden yukarı kaldırıyordu. Şule rahatsız olup Batur'u göğüsünden duvara ittirdi. Kız ince mince ama kapı gibi çocuğu yerinden fırlattı.
"Bilmiyorum, zaten çok tanımıyorum." dedim.
Adını bilmediğim şahıs, "Ben bilmem yan okul, şu okul. Ya soyadını söylersin ya da yarına konuşursun gelir buraya, gelmezse senin ruhuna El-Fatiha." dedi. Tövbe Bismillah. Ne diyor lan bu?
"Ne diyorsun lan sen?" diye Bade çıkıştı ama sanırım kimse duymadı ya da takmadı.
Hepsi sınıftan çıkarken bende kendi sırama geçmek için kalktım. Sırama doğru giderken sınıftakiler bana bakıyordu. Hem cam hemde kalorifer yanı olan VIP sırama oturduğumda Aras ve arkadaşları yanıma geldi.
"Ne oldu Çağla?"
"Aynen ne oldu?"
Gibi sesler arttıkça sinirim bozulmaya başlamıştı. Hani şu sınıfın kendini havalı sanan çocuklar ve tekrar kendini havalı sanıp onlarla takılan yalaka kızlar vardırya? İşte o kızlardan biri, Buse, yanıma gelip sinir bozucu gülüşüyle gülmeye başladı,
"Kimseyi bulamadın ona mı yavşıyorsun kız?" deyip gülmeye devam etti.
"Sus." dediğimde gözlerimin dolduğunu ve nefesimin titrediğini hissettim. Sinirlendiğimde bunun olmasından nefret ediyorum!
Aras'ın bir diğer sinir bozucu arkadaşı gelip kafama vurdu. Lan bunların hepsi bugünü mü buldular?
Kendimi tutamayıp ayağa bir hışımla kalktım ve Aras'ın arkadaşını duvara ittirdim, "Senin ağzına sıçarım lan! Siktir git!" Normalde aynı anda çok küfür etmezdim ama çıktı ağızdan bir kere.
Aras ve Bade beni iki yanımdan tutup sıraya oturttu. Bu Aras hangi ara bana karşı ilgili olmuştu?
Ayşin'e baktım. Ne de olsa ateşi körükleyen oydu. Sırasında hiçbir şey olmamış gibi oturuyordu. Peki. Bir başka huyum daha; insanlara çok çabuk güveniyordum ve sonrasında çok çabuk kırılıyor, üzülüyordum.
๑
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesaj
HumorBir mesaj bir insanın hayatını ne kadar değiştirebilir? ❁ Gerçek bir hikayedir.