3. Bölüm: Özür Dilerim

641 43 4
                                    

Herkese yeniden merhaba arkadaşlar. Bu bölümde deli kızımız ve sarı komutanımız diğer bölümlere kıyasla daha çok birbirlerine yaklaşıcaklar. Neyse ben daha fazla lafı uzatmıyayım. Umarım beğenirsiniz. Sevgiyle kalın ,takipte kalın ve Yavbah'la kalın.

Bahar'dan:

Yavuz'un benim korumam olduğunu, 24 saat boyunca her gün, burdan başka bir şehre tayinim çıkana kadar, benim yanımdan hiç ayrılmayacağını duyduğumdan beri hala şoktaydım. Taki Murat'ın sözüyle irkilene dek.

Murat: Ee hadi gitmiyo muyuz?

Yavuz: Gidelim tabi buyrun Bahar hanım

(dedi gıcık gıcık sırıtmasıyla)

Bahar: Tabi gidelim Yavuz komutan!!!!

(dedim kızgın bir bakışla!!!)

Mücahit ve Murat arkamızda biz de yan yana önde yola koyulmuş hastaneye gidiyorduk. Az önceki bizi karargaha getiren arabanın yoldaki kuyuya girdiğini ve ekiplerin arabayı oradan çıkarmaya çalıştıklarını öğrendik. O yüzden biz de mecburen yürüyerek hastaneye gitmek zorunda kaldık. Bizim aramızdaki sessizlik hala sürüyordu ama Murat ve Mücahit muhabbette çoktan dalmışlardı bile.

Murat'tan:

Biz yolda yürürken hayranlıkla Yavuz ve Bahar'ı izliyordum o kadar güzellerdiki yan yana yürürken birbirlerine fark ettirmek istemezcesine ikisinin de bir araya gelince gözlerinin içi gülmeye başlamıştı kesin bunların arasında bir şey var düşüncesiyle aynı cümleyi Mücahit'ten duyarak irkildim

Mücahit: Ya bunların arasında kesin bir şey var .

Mücahit'in sözlerini yarım bırakmayarak ona bencede cevabını verince benim onu duyduğumu anladı ve

Mücahit: Kusura bakmayın Murat bey ben öyle kendi kendime konuşuyodum ama sizin beni duyacağınızı tahmin edemedim. Tekrardan kusura bakmayın.

Murat: Ne kusuru Mücahit. Ben de aynı şeyleri düşünüyodum zaten.

(ikimiz de hunharca gülmeye başladık ve bir anda Yavuz ve Bahar bize şaşkın şaşkın bakmaya başladılar ve biz susunca yürümeye devam ettiler)

Bahar'dan:

Onların gülüşlerinden sonra yolumuza devam ettik ama yine sessizliğimizi koruyorduk. Sessizliği ilk bozan kişi Yavuz oldu.

Yavuz: Hemen kanka oldular demi.

(ben sanki hiç duymamış gibi yoluma devam ettim.)

Yavuz: Yapma ama Bahar özür diledim işte başka napabilirim ki beni affetmen için.

Bahar: 1'incisi benden özür dilemene gerek yok.
2'ncisiyse senin korumalığına falan ihtiyacım yok benim beni rahat bırak yeter. Karagahta da sırf Erdem yarbaya ayıp olmasın diye sesimi çıkarmadım zaten. Onca şeyi söyle sen bana sonra sütten çıkmış ak kaşık ol oh be ne âlâ memleket. Bi sensin akıllı demi. Şunu o kalın kafana iyi sok Yavuz Karasu ben senin deneme tahtan değilim her kafan estiğinde bana onca hakareti edip sonra bi özürle işin içinden çıkamazsın.

Yavuz: Meğer ne çok nefret ediyomuşsun benden içini döktüğün iyi oldu. Ben seni daha fazla meşgul etmiyeyim hem senin korumaya falan ihtiyacın da yokmuş. Bakarmışsın kendi başının çaresine. O zaman hadi bana eyvallah.

Bahar: Yavuz ben öyle demek istemedim (diye fısıldadım kulağına kolunu tutup ama o kolunu bıraktırdı ve hastaneye doğru gitti.)

İşte yine her şeyi mahvetmiştim sevdiğim bir insan daha bana arka dönmüş gidiyordu ama sırf benim yüzümdendi. Onun hiçbir suçu yoktu.
.
.
.
BİR SAAT SONRA
.
.
.
Hastalarla tek tek ilgilenmeye başlamıştım. Yavuz bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Tüm hastalarımın son kontrollerini yapar yapmaz kendimi hastanenin dışına attım. Hastanenin dışındaki ilk banka kendimi attım. Bankta bu gün olanları düşünüp durdum. Hiç aklımdan çıkmamıştı ki. Acaba şu an napıyordu, acaba şu an benim hakkımda neler düşünüyordu?

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin