Will kapıya doğru hızlı adımlarla hareket ederken içeri kirli sakallı, orta yaşlı bir adam girdi.
Will silahını çıkardı:
- Hey! Olduğun yerde kal seni pislik.William'ın bu sözlerini duyan adam hızla çıkış kapısına doğru depar attı.
William'ın adamı kovalayışını ve ona ettiği lafları duyan bina sakinleri evlerinden dışarıya fırladılar.Will adamın kaçmasını önledi ve bina kapısından 20 metre ilerisinde adamı enseledi.
-Söyle lanet pislik evime nasıl girdin?
Amacın ne?+Bırak beni dostum. Benim bir suçum yok.
Olan biteni bina sakinleri izliyorlardı.
Hepsi binanın önünde adeta bir duvar örmüşlerdi.-Olan biteni anlatmak için 30 saniyen var. Yoksa daha önce iki kez soyguna maruz kalan karşıda gördüğün insan sürüsüne atarım seni.
+Yemin ederim bir suçum yok.
Ben evsiz bir adamım sadece. Dün akşam yanıma bir adam geldi ve bana az önce girdiğim evin anahtarını verdi. Bana acıdığını ve o yüzden sıcak bir evde konaklamamı istediğini söyledi. Evinizin size ait olduğunu bilmiyordum bayım. Yemin ederim.-Tamam burada bekle polis çağıracağım.
Dedektif Mathews adamı merkeze götürdü ve sorguya çekti.
Gerçekten evsiz olduğu anlaşılan adam kendisine anahtarı veren kişiyi tarif ettikten sonra serbest kaldı.
Tarif edilen kişiye uygun bir profil bulunamadı. Kuvvetle muhtemel adam peruk ve gözlük takmıştı.
Ayrıca uzun bir palto giymişti.
Mathews bu olayın peşini bırakmayacağına söz verdi.Öte yandan 63 numaralı bina evlerine dağılmış, herkes kafasında soru işaretleriyle kalakalmıştı.
Kevin yine binayı inletercesine bağırıyordu.
Ama bu seferki bağırma farklıydı.
Evinin soyulduğunu iddaa ediyordu.- Evimi soyan piçin ortaya çıkıp itiraf etmesi için 3 dakikası var. Yoksa olayı polis çözer.
Bunları duyan Will'in kafasından kaynar sular döküldü.
Kevin'la konuşmak için evden çıktı.+ Dinle Kevin. Galiba büyük bir oyun oynandı bize karşı.
Evime gelen adamı kovalayacağımı biliyorlardı. Bina sakinlerinin de evlerinden dışarı çıkıp olan biteni izleyeceğini de biliyorlardı.
O sırada kimin evi müsaitse gerçek hırsızlar o evi soyup soğana çevirdi.Olay yerine dedektif Mathews geldi ve herkesi sorguya çekti.
Polisler yine iz bulamadılar.-George emaneti yerine ulaştırdın mı?
+Evet amca. Peki o zarfta ne vardı?
-Merak sana göre değil George. En kısa zamanda ödüllendireceğim seni.Harry konuşmaları işitmişti. Olan bitene bir anlam verememişti.
-Benim için birine yine bir şey vermelisin.
+ Amca ben korkmaya başladım. Lanet kumar borçlarını mı ödüyorsun anlayamıyorum.Mathews bina kameralarına bakmayı unutmamıştı fakat kimse kameralara da yakalanmamıştı. Bunun üzerine her kata bir kamera yerleştirilmesi uygun görüldü.
Evsiz adam da takibe alındı.Sabah olmuştu. Julia markete gidiyordu ki önüne George çıktı.
-Bu zarfı amcam Mick yolladı hanımefendi.
+Teşekkür ederim yakışıklı. Al bu parayı kendine eğlenmek için bir şeyler alırsın.Julia'nın erotik kahkahalarını işiten George ondan daha da soğumuştu.
Eve doğru giderken önünü Harry kesti.-Bunca yıllık dostum benden habersiz sevdiğim kadınla buluşuyor. Bu kabul edilemez.
+Harry burada ne işin var beni takip mi ettin?
-Konuyu saptırmaya çalışman anlamsız.
+Dostum dinle. Sana söyleyecektim ama amcam engel oldu. Kimseye söylememem ve görünmemem konusunda beni uyardı. Julia'ya bir zarf vermemi istedi.
-Aptallık yapıp zarfa bakmadın mı yoksa?
+Baktım dostum. Ilk başta bir aşk mektubu sandım ama yazılanlar hiç o türden değildi.
"Yemek saati bir saat ileri alındı. Dikkatli ol!"
Bunlar yazıyordu.-Amcan basbaya aşık. Belli ki yemeğe çıkacaklar. Ne kadar aptalsın.
+ Yazanlar sadece bu kadar değildi Harry. Yöneticiye görevini hatırlat gibi bir şey de yazıyordu. Ha bir de 14 numara 2 gün sonra yazıyordu.
Olan bitene bir anlam veremedi her ikisi de.
Kafarı çok karışmıştı.
Ama bu işin peşini bırakmayacaklardı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soygun
Mystery / ThrillerBir soygun düşünün. Her şey planlanmış.. Düşündüğünüzden daha iyisi yazıldı bile.