İlk Konuşma

625 17 0
                                    

Gözlerim karşımdaki kişiyi bırakamıyordu, gözlerimi başka yöne yönlendirsemde, her seferinde onu buluyordu. Dudaklarını yukarı doğru kaldırdığında ve her zaman ki tatlı bir gülümseme gösterdiğinde istemsizce ben de gülümsüyordum. Her zaman farklı kızlarla çevrili olduğunda kıskanırdım, Onlarla sarıldığında, veya öpüştüklerinde... kendimi o kızın yerinde hayal ederdim. Ama korkuyordum o ezbere bildiğim yüzünden, onun varlığı sadece beni mutlu etmesi beni korkutuyordu, ona karşı olan duygularımın yoğunlaşması, tek bir ve bir derine girmesinden korkuyordum. Aklımda ona olan sevgim yüzünden yarattığım kargaşayı o hiç bir zaman bilmeyecek,çünkü ona olan aşkım asla, ama asla karşılıklı almayacaktı. Ben onun yüzünü görmeden dayanamazken, o yanımdan geçince durup ikinci kez de bakmayacaktı. Bunu ne kadar aklıma söylesem de, ne kadar 'alıştım ben artık' desem de üzülüyordum, sevdiğim erkeğin onunla olan hayallerimi başka biriyle yapması... Acıtıyordu, içimi alevlere atıyor, yakıyordu kalbimi.

Ve Ne Zaman Onu Anlatmaya Çalışsam, Tekrar Aşık Oluyorum....

...

"İşe alındın." Karşımdaki bayan söylediğinde, teşekkür amaçlı eğilip içten bir gülümsememi yolladım. Bayan kibar davranışımı beğenmiş gibi küçük bir gülümseme verdi bana.

"Yarından itibaren başlayabilirsin, Min Young-Ssi." Dedi bayan, bana verdiği küçük gülümseme belirdiği gibi direk gitmiş ve soğuk bir ton kullanıyordu.

"Evet, kesinlikle! Çok teşekkür ederim." Dedikten sonra marketin otomatik kapısından çıktım, yeniden gülümsedim, bir part-time işe girebildim, bilirsiniz bir öğrencinin aldığı burs bir yere kadar yetiyordu. Karanlık boş sokaklarda yavaş adımlarla ilerliyordum. Yan tarafımda bulunan ıssız sokakta iki çiftin öpüşüyor olduğunu gördüm. Umursamayarak ilerledim. Ama bir kelime duraksamamı sağladı.

"Seni seviyorum Jungkook."

"Ama ben seni sevmiyorum." dedi alaylı bir tonda. CİDDEN Mİ?

"Ne yani sevmiyormusun? O zaman neden benimle ilgilendin neden seviyormuş gibi yapıp öptün!!!"

"Erkeklik hormonları." dediğinde kız ona tokat atıp, ağlayarak uzaklaşmaya başladı. Ne yani bir kızı hormonları yüzünden kullanıp tatmin olunca bırakıyormuydu. Sokağın başında olduğumdan Jungkook'un beni görmesi kolay olmuştu.

"HEY." sesini duymamla koşmaya başladım. Beni bulamayacağına emin olduğum zifiri karanlık sokağa girdim. Adımlarımı hızlı tutarak yürüyordum. Gözümden akan yaşlara engel olmadan gözyaşlarımı serbest bıraktım. Aniden arkamdan gelen ayak sesleri ile irkildim. Bulmuş muydu yani? Adımlarımı durdurup arkamı döndüm. Neden kaçıyordum ki.

"Güzellik burda ne yapıyorsun." bu ses kesinlikle Jungkook' a ait değildi.

"Ne yapabilir, bizim gibilere sürtüklük yapmaya dolaşıyordur." diyip kahkaha attıklarında 2 kişi olduklarına kanaat getirmiştim. Arkaya doğru yavaş adımlarla gittiğimde biri bileğimden tutup kendine çekmişti ben ellerinden kurtulmaya çalışırken ellerini çoktan arsızca vücumda gezdirmeye başlamıştı bile.

"Bırak beni."

"A-ah güzelim bırak da bu gece bizim olsun." diğeri söylendiğinde yanıma gelip ellerini arsızca gezdiren ellerini vücumdan çekmiş diğeri ise tişörtümün hafif yakasını açıp boynuma yaklaştı.

"BIRAK." diye bağırıp adamın mühim olmayan yerine tekmeye geçirdiğimde ani reflexle yere yatıp bağırmaya başladı. Arkamda ki ise ellerini daha sıkılaştırdı.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen." arkamdaki söylendiğinde bunu düşünmeyeceğini bildiğimden karnına dirseğimi geçirdim. Ellerini serbest bırakıp karnını tuttu. Bende fırsattan ziyade koşmaya başlamıştım ki diğeri elimden tutup kollarımı sıkıca kavradı. Beni sıkıca tutmuş hareket etmeme engel olmuştu. Alayla kahkaha atıp

"Demek sert kız he." dedi. Bu sefer kaçamıcaktım ama iki sapık tarafından tecavüz edilmeyede gözlerimi yumamazdım.

"BIRAKIN BENİ İMDAATTT." diğer adam yanıma yaklaşırken arkasından gelen yumruk ile yere yığıldı beni tutan adam ise arkasına bakmadan kaçmaya başlamıştı. Yumruk atana baktığımda Jungkook olduğunu gördüm. Konuşmak için azını araladı. Alaylı bir tonla

"Seni buralarda beklemiyordum, prenses." diye söylendi ben ise onunla ilk defa karşı karşıya geldiğim için kendime engel olamadan kızarmıştım. Lanet olsun.

"Ne demek istiyorsun?" diyebilmiştim sadece. O ise gözlerini devirip beni baştan aşağıya süzdü ve sonunda konuşmak için ince pembe dudaklarını araladı.

"Demek aynı okuldayız."

"Ah şey öyle mi? Her neyse sen olmasan ne olurdu bilemiyorum bu yüzden teşekkür ederim ve gitmem gerek." diyerek hızlı adımlarla yanından uzaklaştım. Eğer kalıp konuşmaya devam etseydim kalbimin sağlığı için hiç iyi olmayacaktı. Caddenin ışıltılı yollarını bulduğumda gülümsedim. Sonunda aydınlık..

...

Alarmın sesini duymamla aniden sıçradım. Yine kabus görmüştüm her gece gibi. Alarmı kapatıp lavaboya ilerledim. Yüzüme su çarpıp kendime gelmemi sağladım. Hızlıca hazırlandım. Hızlı hazırlandığımı bildiğim için alarmı hep geçe kurardım. Çantamıda alıp okula doğru yürümeye başladım. Etrafta dolaşan sarmaş dolaş çiftler artık midemi bulandırıyordu. İlişkininde halk içinde bir sınırı var yahu. Kolumdaki saatte baktım. Derse 5 dakika kalmıştı. Adımlarımı hızlandırıp hafif koşmamı sağladım. Okuldan içeri hızla girdiğimden bekçiye el sallamakla yetindim. Merdivenlerden koşarak çıkmaya başlamıştım ki bir bedene çarpmamla arkaya doğru sarsıldım. Düşeceğimi hissederken bir el belimi kavrayarak buna engel oldu. Gözlerimi açıp elin sahibine baktım. Jungkook'tu.

"Prenses?" utancımdan kızardığımı hissediyordum.

"Oh." diyip gözlerimi hızlıca kırpıştırdım. Lanet olsun her utandığımda bunu yapardım. Derse geç kaldığımı hatırlayıp ellerinden kurtuldum. Ve sınıfa doğru koşmaya başladım. Çoktan öğretmen girmişti bile kesinlikle dersten atılacaktım. Sınıfa girdiğimde bütün bakışlar beni bulmuştu.

"Young tam olarak 10 dakika geç kaldın bir açıklaman var mı?" bir açıklamam olmadığından başımı yere eğmekle yetindim.

"Tam da düşündüğüm gibi Min Young bu ilk yapışın değil bu yüzden bu sefer seni derse alamam." bakışlarım hala yerdeyken mırıldandım.

"Özür dilerim." diyerek öğretmene baktım eliyle çık işareti yaptığında üstlemeyip sınıftan çıktım. Kapıyı kapatıp kafamı kaldırdığımda bir Jungkook beklemiyordum.

"Demek Min Young he."

Smurf - Jeon Jungkook√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin