Yanlış Anlıyorsun

189 10 0
                                    

"Young bu kaçıncı uyarım birazcık derse odaklan."diyen öğretmene bakmıştım. "Ah özür dilerim dalmışım."dediğimde ellerini göğsünde birleştirerek sinirli bir hal aldı. "Her seferinde dalmışım diyorsun yeter artık dinlemeyeceksen çık."dalgınlığıma gelip sınıftan çıkmıştım. Ah ben neden çıktım ki?? Herneyse en iyisi çatı katına çıkıp bir hava almaktı. Çatıya çıkıp korkuluklardan baktım. Aynı sahneyi yaşıyordum. Yine Jungkook'u bir kızla görüyordum. Ne 1 dakika bir kızla mı? Aşağı iyice baktığımda bir kızla yakınlaşan Jungkook'u gördüm. İnanmayarak gözlerimi bir kez daha kırpıştırarak baktım. Bunu bana yapıyor olamazdı değil mi? 2 günde nasıl gözümden düşebilmişti anlayamıyordum. Ben ona kalbimde bu kadar yer vermişken onun bana bunu yapışı..  Kalbimi bir kez daha kırmaya yetiyordu. Jungkook'un beni görmesi ile geri çekilmeye çalıştığında kız ona yaklaşıp öpmüştü. Şuan kız onu öpüyor ve Jungkook hiçbirşey yapmıyordu. Akmaya yer arayan gözyaşlarım artık kendini tutamayıp akmıştı. Daha fazla bu görüntüye maruz kalmayıp içeri girdim. Ağlayarak kantine ilerlediğimde bir bedene çarpmıştım. Jungkook'u görmemle adımlarımı değiştirmiştim. Bileğimden tutup beni durdurduğunda arkamı dönmeyerek soğuk ve net bir şekilde konuştum. "Bırak beni." o ise ısrarla bırakmayıp bileğimi daha çok sıkıyordu. "Hayır Young dinle beni. " dediğinde patlama noktasına gelen sinirlerimi dışarı püskürttüm. "Neyi dinleyeceğim Jungkook o kız seni öperken geri çekilmeyişini mi?" sesim tüm okula yankılandığında derste olduklarını hatırlayıp sonlara doğru bağırmayı kesmiştim. "Yanlış anlıyorsun Young onu itmiştim." alayla gülüp sinir olacağı bir tonda konuştum. "Klişeleri oynuyorsun Jungkook. Kesin ben gidince geri çekildin değil mi? Ben bakarken itme zaten."dediğimde o da sinirlenmiş olacak ki kaşlarını çattı. "Düzgün konuş Young bu dediklerine pişman olacaksın."dediklerimin neyine pişman olayım bunu anlamıyordum. Açıkca doğruları söylüyordum zaten. "Biliyor musun Jungkook bu kalp seni neredeyse 4 yıl boyunca kırılarak sevdi. Sonunda sana kavuşmuşken sevincinden her yaşadığına inanamadı. Ama sen ne yaptın bu masum kalbe ihanet ederek başka kızla öpüştün. Seni o kadar seviyordum ki senin için canımı bile verebilirdim. Ama bu yaptığından sonra sevgim kendini geri çekiyor Jungkook."dediklerim beni ve onu şaşırtırken bileğimi çekip ilerledim. Bu dediklerim sonradan canımı acıtacak olsada o da şuan benim canımı acıtmıştı. Onu bu kadar sevmişken beni bu kadar kolay savuracak olması kalbimi yıkıp geçiyordu. Ve aptal kalbim hala onun için atıyordu.

Çıkış saati geldiğinde sınıfa girip çantamı almıştım. Sınıftakilere aldanmayıp dışarı çıktım. Şuan kalbim Jungkook'un yanına git ve onu dinle diye yalvaryordu. Cidden kalbimi bu kadar kırışına rağmen nasıl onun yanında durabiliyordu hala. Daha fazla umursamayıp çıkışa ilerledim. Karşımda duran Yoon Gi'ye bakıp önüme döndüm. Bir de Yoongi'yi dinleyecek yüzüm yoktu. "Hey."diyerek koşarak yanıma gelmişti. "Young Jungkook cidden perişan oldu. Sadece yanlış anlaşılmaydı."dediğinde sinirlenerek ona baktım. "Yanlış anlaşılma olduğunu ben de biliyorum. Benim asıl kırıldığım nokta kızın onu öpmesine rağmen Jungkook'un itmemesi."bakışlarını öne eğerek sustu. Bu konuda kesinlikle ben haklıydım. Onun karşıma geçip kendini savunmasına hakkı yoktu. "Herneyse aranızda çözün bu konuyu daha fazla uzamasını istemiyorum."kaşlarımı çatarak ona döndüm. Bu konuda bize emir verebilecek en son kişilerden biriydi. Omuz silkip yoluma devam ettim. Yoongi ise üstelemeyip evine doğru ilerledi. Ne kadar gitmek istemesem de markete doğru ilerledim.

...

Yeni bir güne gözlerimi açtığımda istemeyerek geri kapattım. Bugün okula gidecek hali kendimde bulamıyordum ama gitmek zorundaydım. Devamsızlığım kendini fazlasıyla aşmıştı. Olacakları umursamayarak hazırlanmaya başladım. Dün fazlasıyla ağladığım için başım ağrıyordu. Çantamı alarak kendimi dışarı attım. Aldığım hava bana iyi gelmişti.

Okula vardığımda kenarda üzgün bir şekilde oturan Jungkook 'u gördüm. Onu umursamamaya çalışarak okula girdim. En az benim kadar üzüldüğü her halinden belliydi. Bu durum beni o kadar yıpratıyordu ki. Eğer çıkmasaydık bu kadar yıprayacağımı düşünmezdim. Ne de olsa bana sahip değildi ve ona kızma hakkım yoktu. Ama şuan sevgiliydik ve ona kızma hakkım var. Ona sahip olmuşken nasıl 2 günde elimden kaçırdım anlamıyordum.

Öğle arası zili çaldığında dünden beri birşey yemeğimden acıkmış olan karnımı doyurmaya götürüyordum. Kantine girerek birkaç şey alıp masaya oturdum. Yemeğimi yerken karşıma oturan Sung dikkatimi çekmişti. Hangi yüzle yanıma gelebiliyordu anlamıyordum. "Young biraz konuşalım mı?" dediğinde birşey demiyerek yemeğime devam ettim. "Lütfen Young."diye ısrar ettiğinde üstelemeyip kafamı olumlu anlamda salladım. "Biliyorum bana fazlasıyla sinirlisin. Evet yaptığım aptalcaydı ama lütfen aramızı bozmayalım. Eski halimize geri dönelim."ses tonundan kırgın ve yıpranmış olduğunu anlayabiliyordum. Ama bu bana yaptıklarının yanlış olduğu gerçeğini değiştirmezdi. "Bak Sung ne kadar özür dilesende boş. Ben sana o zaman ikinci bir şansı verdiğimde hakkını kaybettin. Eğer bana onları yapmış olmasaydın şuan aramız asla böyle olmazdı. Bizi bu duruma sen sürükledin. Şimdi karşıma geçmiş özür dileme."kırıcı konuştuğumun farkındaydım ama onun yaptıkları bunu hakediyordu. "Young cidden pişmanım. İstersen vur söv ama aramızı bozmayalım. Bu sefer cidden içtenlikle barışalım diyorum. Eğer birdaha böyle birşey yapıcak olursam yüzüme dahi bakmana fırsat vermeyeceğim. Lütfen sadece bir şans daha."söyledikleri ne kadar doğruydu bilmiyordum. O gün cidden yaptıklarına kırılmıştım. Ama ikinci bir şansı verme isteğimdende kendimi alıkoyamıyordum. "O zaman eğer birdaha böyle birşey yapacak olursan popona tekmeyi yersin ona göre."dediğimde ikimizde kıkırdamıştık. Sung'un arkasından gelen Jungkook'u görünce şok yaşamıştım. İkinci bir şoku ise Sung'a yumruk atınca yaşamıştım. Ne olduğunu anlayamadığım için sadece duruyordum. En sonunda olanları idrak edip yanlarına ilerledim. Sung'un üstünde bulunan Jungkook'u çekmemle ağır bir darbe almıştım. Kendimi yerde bulduğumda yanıma gelen Seungri'ye baktım. "İyi misin."kafamı evet anlamında sallayarak sorusuna yanıt vermiştim. Arkadan sinirle gelen Yoongi'yi görünce ayağa kalkmak için Seungri'den yardım aldım. Yoongi Jungkook'u çekerek tuttu. "Young sen Sung'u al ve ben mesaj atana kadar gelme."dediğinde onu onaylayıp Sung'u tutmuştum ki Jungkook kolumdan tutup engel oldu. Yoongi "Bırak."diye bağırdığında Jungkook sitem ederek konuştu. "Ama hyung o çocukla gidiyor."dediğinde Yoongi "Sen benimle geleceksin Jungkook bırak onları."dediğinde kolumu bırakarak Yoongi'yi takip etti. Ben de Sung'u alarak revire soktum. "Şey Sung sen burada biraz bekle geleceğim."beni reddetmeyip onayladığında çatıya çıktım. Yoongi'nin sesini duymamla durmuştum. "Sen kafayı mı yedin okulun ortasında kavga etmekte ne oluyor. "

"Hyung o çocuğun ne kadar pislik olduğunu biliyorsun. Gözümün önünde öyle gülüşmelerine göz yumamazdım."dediğinde sinirlenmiştim. Bunu sevgilisini aldatan çocuk mu söylüyordu. "Öyle olabilir ama anlamadan dinlemeden kavga hakkı vermez bu sana. Hem daha dün kızı ağlatan sen değilmiydin?"

"Hyung bu konuyu açmayalım. Dün o kız yüzünden aramız bozulduğunu biliyorum ama onu üzmek asla ve asla istemiyordum."ama üzmüştü. Hemde fazlasıyla.... Adımlarımı çatıya ilerletip konuşmalarını böldüm. "Hey sana mesaj atana kadar gelmemeni söylemiştim."dediğini umursamayarak yanlarına gittim. "Şimdi gelmek istedim."diyerek Jungkook'a döndüm. "Jungkook herşeyi yanlış anladın ve dinlemeden kavgaya karıştın."dediğimde sinirle soluklanarak bana döndü. "Neyi yanlış anladım gülüştüğünüzü mü?"sinirle soluklanma sırası bana geldiğinde söylendim. "Evet sadece barışmak istedeğini söyledi."dediğimde yüzüne saçma sapan bir ifade koyarak söylendi. "Sende buna inandın mı. En son neler oldu unuttun galiba."kaşlarımı sinirle çatarak ona döndüm."Ben ne olduğunu çok iyi hatırlıyorum. Galiba sende onun çocukluk arkadaşım olduğunu unuttun."

Smurf - Jeon Jungkook√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin