Final~

193 12 5
                                    

Birbirimizden ayrıldığımızda yüzünde aptal bir sırıtış oluşmuştu. Utandığımı bildiğimden kafamı yere eğdim. Ama bir el çenemden tutarak geri kaldırdı. "Artık benden utanma Young."cidden neden bu kadar utanıyordum ki olan olmuştu. Ayrıca sevgililerin bu gibi şeyleri gün içinde yapması gayet normaldi. Gözlerine bakıp gülümsediğimde alnıma yaklaşıp ufak bir buse kondurdu. Ardından geri çekildi. Bir buse bile kalbimi bu denli hızlandırıyorsa diğer öpücükler nasıl hızlandırıyor aklım almıyordu. Elini çenemden çekip ellerimle buluşturdu. Markete doğru usulca yürümeye başlamıştık. Sevgili olalı neredeyse 1 ay olmuştu. Daha yeniydik ve ben hala her hareketimden utanıyordum. Onu bunca yıl sevmeseydim sanırım bu kadar utanamazdım. Önceden onunla bugünlerin hayalini kurardım ama utanma duygumu hiçbir zaman hayallere katmamıştım. Utangaç biri değildim aslında ama konu Jungkook olunca kesinlikle utangaçlığa vuruyordum. Onu bu derece sevmem belki de ileride bana büyük acılar verebilirdi. Belki de ileride benden sıkılıp ayrılacaktı. Ve bu durumda çöken taraf ben olacaktım. Markete geldiğimizde ellerimi çekip ona baktım. Gülümseyerek bana baktı ardından yanağıma bir buse kondurup geri çekildi. "Görüşürüz sevgilim." dediğimde tavşan dişerini öne sürecek kıvamda gülümseyerek yaklaştı. "Bakıyorum da sevgilim demeye iyi alıştın, sevgilim."dediği şey ile kıkırdamıştım. O da kıkırdayıp geri çekilmişti. "Yarın görüşürüz. Dün dediğim gibi eve hızlıca git ve eve vardığında ara. " diyip ilerlemişti. Arkasını dönüp el salladığında bende ona sallayarak markete girdim.

2 yıl sonra:

Bugün mezun olacaktık. İçimde tuhaf bir duygu vardı. Heyecan ve üzüntü. Karmakarışıktı. Jungkook'la tam olarak 2 yıldır sevgiliydik ve hiç ayrılma aşamasına gelmemiştik. Çeşitli kıskanma kavgalarımız olmuştu fakat en sonunda dayanamayıp barışırdık. Asla ileriye gitmezdik. Ayna karşısına geçip diz boyuma gelen elbiseye baktım. Cidden harika görünüyordu. Yüzümde bulunan sade makyaj ile birbirlerini tamamlamış gibiydiler. Gözlerimi aynadan çekip telefona baktım. Saat çoktan 6 olmuştu bile. Parti saat 8 deydi. Ve biz önceden orada bulunacaktık. Saçlarımı tekrardan tarayıp kendime göz gezdirdim. Hiçbirşeyim eksik olmadığını görünce küçük el çantamı alarak içine telefonumu yerleştirdim ve kapıya çıktım. Jungkook arabasına yaslanmış bekliyordu. Gözlerim biran onu görünce yuvalarından çıkmıştı. Şimdiden kızların gözleri onun üzerinde olacağını hissediyordum. Jungkook arabasından çekilip bana doğru yaklaştı. "Benim sevgilim sanki fazla güzel olmuş." diyerek dudaklarıma ufak bir buse kondurup geri çekildi. Bende sırıtarak onun gibi söylendim."Benim sevgilim sanki fazla yakışıklı olmuş."dediğimde kıkırdayıp kapıyı açtı. Bende bekletmeyerek hızla bindim. Ardından kapıyı kapatıp kendi yerine yerleştiğinde arabayı çalıştırdı. Yolumuz uzun olduğundan bir müzik açmıştım.

Neredeyse 1 saatlik yolumuzun ardından mekana varmıştık. Erken olmasına rağmen müziği açmışlardı. İçeri adımımızı attığımızda midem bulanmıştı. İçeride hararetli dans eden kişiler yüzünden fazlasıyla mide bulandırıcı bir koku çıkmıştı. Yavaşça Yoongi'nin ve diğerlerinin olduğu masaya doğru ilerlemiştik. Onlara selam verip yanlarına oturmuştuk. Neredeyse tüm kızların giydiği elbiseler popolarına değecek kıvamdaydı. Ve Jungkook'un onlara bakışı tamamiyle sinirlenmeme sebep olmuştu. Elimle gözlerini kapattığımda onlara baktığını anlamış olacakki elimi çekip bana döndü. "Hayatım bu kadar kıskanç olma."diyip sırıttığında kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Ne demek olmayayım. Sevgilime bu iğrenç kızlardan kurtarmak zorundayım."dediğimde burnumu sıkıp sallayarak söylendi. "Zorunda değilsin. Çünkü sevgilin hiçbir zaman o gözle onlara bakmayacak."dediği şey ile gülümseyip önüme dönmüştüm. Beni bu kadar mutlu etmeyi nasıl başarıyordu. Okulun sinir tiplerinden bir kız yanımıza yaklaştı. "Haydi Yoongi kalk da dans edelim." diyip Yoongi'yi tahrik edecek hareketlerde bulunmuştu. Yoongi kızdan çekilip Jin ile Taehyung'un ortasına geçmişti. "Ama Yoongi ben o kadar sene bugünün hayalini kurmuştum." dediğinde Jin söze dalmıştı bir büyük olarak. "İstemiyor işte git işine."dediğinde kız kendini tatlı bulduğu ama iğrenç gözüktüğü dudak büzme harekettini yaptığında Yoongi Jin'e dönerek söylendi. "Özürlü galiba dalga geçmeyin." kız duyduğu kelime ile birden yanımızdan gitmişti. Ah Yoongi'nin böylesine swag oluşu...

Sung hala değişmemiş olan hareketleriyle yanımıza geliyordu. Elini önüme tutup "Bu dansı bana lütfeder misiniz?"dediğinde kıkırdayıp uzattığı elini tuttum. Gülümseyerek ayağa kaldırmış ve piste çıkarmıştı. Jungkook lavaboda olduğundan şuanlık rahattım. Yavaş hareketlerle dansa eşlik ediyorduk. Sonlara doğru hareketlerimiz hızlandığında zar zor Jungkook'un geldiğini görmüştüm. Yanımıza yaklaşıp elini bize uzatmıştı. "Sevgilimi alabilir miyim Bay Sung?"dediğinde Sung kıkırdayarak beni ona uzatmıştı. Dans pozisyonu alıp kaldığımız yerden devam etmiştik. Gözlerinde bulduğum huzuru hiçbir yerde bulamamıştım. Karşımda dursa saatlerce ona bakabilirdim. Yüzüme yaklaşıp alnını alnıma yasladı. "Sensiz olabilme hayalini bile kuramıyorum."diyip dudaklarıma yönelmişti. 2 senedir sevgili olduğumuz için artık ondan utanmıyordum. Hatta bunu sıksık yapıyoruz bile diyebilirdim. Eski utangaç Young kesinlikle gitmişti. Nefessiz kaldığımızda geri çekilip tekrar alnını alnıma yasladı. Anın verdiği huzuru müziğin bitmesi bozmuştu. Pisten çıkıp yerimize geçmiştik. Jin her zamanki gibi acıkmış ve ikram edilen yemeklerin hepsini yiyordu. Diğerleri onu hayretle izlerken o ise yemeğe devam ediyordu. "Jin yavaş ye boğulacaksın."dediğimde başparmağını gösterip onaylar gibi başını salladı. Ah yemek yerken kesinlikle kimseyi tınlamıyordu. Jungkook'un göğsüne kafamı yaslayıp kokusunu içime çektim. O da elini sırtıma atıp kafasını başıma koydu. Şuan oldukça huzurlu hissediyordum. Müzik yüksek sesini devam ettirdiğinde Jungkook başını çekip 1 dakika gibisinden işaret ederek piste girdi. DJ'den mikrafonu alarak müziği kapattırdı. Herkes isyan sesleri çıkarmıştı. Jungkook mikrafonu kontrol edip konuşmuştu. "Bu güzel günde bu güzel bayana sürprizim var." diyerek beni göstermişti. Bende parmağımla kendimi göstererek "Ben mi."demiştim. Jungkook başını sallayıp gelmemi istemişti. Bekletmeyerek piste doğru ilerlemiş ve en önde durmuştum. "Bu zamana kadar kimsenin vermediği duyguyu sende almıştım. Hiçbir kıza karşı asla ilgi duymazken sana karşı ilk günden ilgi duymuştum. Kalbim ilk defa birisine atmıştı. Ve ben kendime bu duyguyu yedirememiştim. Seninle daha fazla konuşma isteği duymuş ve sana yakınlaşma gereği duymuştum. Seni herşeyden çok sevdim Young.2 sene boyunca hep yanımda oldun. Peki bir ömür boyu yanımda olacak mısın?" diyerek diz çökmüş ve cebinden bordo kutu çıkarmıştı. Ben sulu gözlülüğümü engellemeyip ağlamaya başlamıştım bile. Kutuyu açarak parlayan gözleriyle gözlerime baktı. "Benimle evlenir misin Young?"dediğinde hızla kafamı sallayarak gözyaşlarımı sildim. Ardından parmağımı uzatarak yüzüğü takmasını izledim. Yüzüğü takınca koşarak yanına gittim ve ona sarıldım. Sevdiğim adamla evlencektim. Yanlış duymamıştım. Sevdiğim adam bana evlenme teklifi etmişti.

Smurf - Jeon Jungkook√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin