Okula gidebilmem için 2 gün daha vardı ama annemi zor zar ikna ederek okula gelmeyi başarmıştım. Şoför okulun önünde durdu. İnip okula doğru yürümeye başladım. Sınıfa girdiğimde bizimkiler be o kız gelmemişti. Sırama oturup onları beklemeye başladım. Anıl'ın o gün dedikleri sürekli kafamı kurcalıyordu. Aslında Anıl'ın böyle davranmasına alışıktım ama zavallı kalbim sürekli enkaz altında kalmaktan yorulmuştu. Asla vazgeçmeyecektim. Kafamı sıraya koyup gözlerimi kapattım.
***
Bu sabah Ceren tarafından dürtülmeden uyanmıştım. Saate baktığımda Çokta erken değildi. Ağır ağır hazırlanmaya başladım. Hazırlandıktan sonra Ceren'in yanına gittim. Hala uyuyordu. Galiba gece uyumamıştı şimdide kalkmak bilmiyordu. Ceren'i dürtükledim. Mızmızlanıp uyumaya devam etti. Biraz daha dürttükten sonra uyanabilmişti. Söylene söylene kalkıp hazırlanmaya başladı. Yemekhaneye inip kahvaltı etmeye başladık. Kahvaltıdan sonra Ceren ve Önder'le vedalaştım. İkisinin arasında bir şey olmuş olmalıydı birbirlerine karşı soğuktular. Onlar gittikten sora servis geldi. Okula geldiğimizde servisten indim ve okula doğru gittim. Sınıfa giderken birden birisi kolunu omzuma attı. Bu kişinin Anıl olduğunu biliyordum. O yüzden kolunu ittirdim ve ona doğru döndüm. Döndüğüm kişi Anıl değil Enes'ti. Şaşkınlıkla ona bakarken o bana gülümseyerek baktı:
"Günaydın yok mu?"
Hala şaşkınlıkla bakıyordum. Birisi bitiyor diğeri başlıyordu. Aslında Enes Anıl'dan daha sempatik duruyordu ama o yaşadıklarımdan sonra asla onlara yaklaşmazdım. Korkmamıştım ama başıma bela almak istemiyordum. Onlarla uğraşmak beni aşardı. Şaşkınlığı bir kenara bırakıp Enes'e cevap verdim:
"Yok."
Enes kaşlarını çattı:
"Ne yok?"
Gözlerimi devirdim. Salakmıydı bu çocuk:
"Günaydın."
Kaşlarını çattı:
"Anıl'ın dediği gibi kaba birisin galiba ama bana sempatik gelmiştin."
"Sadece sizinle uğraşmak istemiyorum."
"Ama biz istiyoruz."
Kaşlarımı çatıp sinirli bir şekilde ona baktım. Kendimden bağımsız bağırmaya başladım:
"Derdiniz ne?! Ben size hiçbir şey yapmamışken bana bulaşıyorsunuz!"
Enes bu ani çıkışımdan dolayı şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Bağırmamdan dolayı çevredekilerin bazıları bana bakmıştı:
"Sakin ol şampiyon sadece takılıyordum."
"Özür dilerim. Berfin ve grubu Benimle uğraşıyorlar ve siz onlarla berabersiniz bundan dolayı biraz gerginim. Berfin galiba Anıl'dan hoşlanıyor Anıl sürekli yanıma gelip durduğu için beni sıkıştırdı."
Enes kaşlarını çattı ve ardından kahkaha atmaya başladı:
"Birincisi Berfin Anıl'dan hoşlanamaz yoksa Hazal onu oyar. İkincisi biz sürekli onlarla beraber değiliz onlar bize yapışıyor doğrusu Hazal sürekli Anıl'ın peşinde tabi Hazal yüzünden diğerleri de ona uyuyor. Üçüncüsü merak etme ben varken sana bir şey yapamazlar. Şimdi sınıfa gitsek iyi olur yoksa derse geç kalacağız."
Bir şey söylememe izin vermeden kolunu yine omzuma attı ve beni sınıfa doğru sürükledi. Sınıfa girdiğimizde Nida'nın hala gelmediğini gördüm. Enes'in kolunu omzumdan çekip sırama doğru gittim. Ona baktığımda bana bakıp göz kırptı. Onu umursamadan sırama oturdum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZ KARDEŞ
ChickLitO okul bana, hayatımda gerçek olarak bildiğim her şeyin bir yalan olduğunu gösterdi...