1.5

2.7K 232 416
                                    

Chanyeol ile birlikte eve gelmiştik. Annem, meraktan bitap düşmüş bir haldeydi. Beni, sağlıklı gördüğü zaman gülümsedi ve uzunca bir süre sarıldı.

'' Şu çocuk için söylediğim her şeyi geri alıyorum. Sana, deli gibi aşık. Senin kayıp olduğunu öğrendiği an halini görmeliydin... ''

Annem, parmağıyla Yeol'u işaret ettiğinde Yeol'e bakmıştım. Bakışlarını halıdan çekmiyor, utangaç bir şekilde sırıtıyordu. Çok, tatlıydı.

'' Ah, onu ısırıp yemek istiyorum. Lütfen bizi yalnız bırak anne. ''

Söylediklerimle birlikte hem annemin hem de Yeol'un yüzü kızarmıştı. Bir tek benim, yüzümde kızarıklık yoktu. Kendi halime ufak bir kahkaha attıktan sonra annemin mutfağa doğru gittiğini görmüştüm. 

Hızlı adımlarla Yeol'e ulaşıp onu bir hışımla kanepeye fırlatıp ben de yanına oturmuştum. Gözleri şaşkınlıktan açılıyor, söyleyecek bir kelime dahi bulamıyordu.

'' Demek, beni çok merak ettin ha. Çok, tatlısın Yeolllie. ''

Kanepeden kalkmak için yeltendiğinde tekrar onu kollarından çekip yanıma oturtmuştum.

'' Neden utanıyorsun ki? Tek ikimiz varız sadece. ''

'' Utanmıyorum. Her neyse ben kalksam iyi olacak. ''

'' Yeol, senin ailen nerede? ''

Aniden, aklıma gelmişti. Yeol'un ailesiyle ilgili hiçbir şeyi bilmiyordum sonuçta. Ve, onu hiç ailesinden bahsederken de görmemiştim.

'' Bilmem, Junmyeon'a göre benim hastalığımı şizofren sandıkları için benden kaçmışlar. ''

Onu daha çok yanıma çekmiş ve sarılmıştım. Usulca saçlarını karıştırıyordum.

'' Sen, benim tanıyabileceğim en doğru ve en özel kişisin. Her zaman senin yanında olacağım. ''

Usulca, kulağına fısıldamıştım. Ailesinin onu bu şekilde hiçe saymasından nefret etmiştim.

İnsanların, diğer insanların duygularını hiçe saymasından daha çok nefret etmiştim.

İnsanların, korkaklığından ve bir şeyleri düzeltmek için çabalamamasından nefret etmiştim.

Yeol, uzun  uzun gözlerimin içine baktı ve gülümseyerek konuştu.

'' Sen olmasaydın, dünyaya gelmemin hiçbir kıymeti yokmuş. Ve ben bunu, gözlerinde kendimi gördüğümde fark ettim. Ne acınası, sana daha uzun uzun bakmalıyım. ''

Saçlarımı karıştırıp gıdıklamaya başladığında bağırıyor, çırpınıyor ve kahkahalarla gülüyordum. O sırada annem içeriye girmişti.

'' Yeol yavrum, hadi sen ufaktan evine git. Sizi zapt edemiyorum ben. ''

Yeol ile, utanarak halıya bakmaya başlamıştık. Hemen, olduğumuz durumdan sıyrılmıştık. İkimiz de utancımızdan bir şey konuşamıyorduk. Annem, hala orada dikilmeye devam ederken sıkıldığımızdan olacak ikimiz de gözlerimizi birbirimizle buluşturmuştuk. Gülmemek için, kendimizi sıkıyorduk. En sonunda dayanamadık ve kahkahalarla gülmeye başladık.

'' Hadi ya, git. ''

En sonunda dayanamayarak kahkahalarımın arasından konuşmuştum. Yeol, ayaklanıp kapıya doğru gittiğinde ben de peşinden gidiyordum. Onu uğurlamak için.

'' Yarın erken kalk, işe gitme ve bana gel. Junmyeon, sen ve ben muhteşem bir intikam planı yapacağız. ''

-

CHANYEOL OC STORY - FREGOLI. ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin