Bölüm 1: Ah İstanbul Yalnızlığın Başkenti

79 8 14
                                    

EYLÜL

Bugün aklıma geldin de sana yazmak istedim. Sana seni yazmak. Oysa tek dileğim yaşamaktı seni. Ama hayat buna bile izin vermedi.
İstanbul'a sordum seni dün gece " O yok, yok artık." dedi. Belki bir yerlerde seni saklıyordur diye aramaya koyuldum koca bir ömür gittiğinde de öğrendim ki: " Aşkım hayır ya İstanbul seni saklayacak kadar büyük bir şehir değil ki..."
Hem hatırlıyor musun tanışmamıza da İstanbul sebep olmuştu. Seninle ilk karşılaştığımız gün Kızkulesi'nin önünden geçiyorduk vapurla. Sen arkadaşına bu güzel şehrin tüm olumsuz yönlerini anlattın sonunda da;"Yaşanacak yer değil." dedin. Daha fazla dayanamayıp söze atlamıştım. "Şuan karşınızda İstanbul'un harikalarından biri duruyor ve siz ısrarla bu güzellikleri eleştiriyorsunuz. Benim asıl merak ettiğim bu hakkı kendinizde nasıl buluyorsunuz?" demiştim.
Başta biraz sinir oldun. Çatılan kaşların öfkenin habercisiydi. Ama sonra dinlemeye koyuldun haklı olduğumu anladığında da bize İstanbul'la paylaştıklarını anlattın. Ve bize biriktirdiğin özel anılarından söz ettin. Hem benden hem de sözlerinden dolayı arkadaşından özür diledin.
Vapurdan inerken de kartını çantama atmıştın evde fark etmiştim. Mutluluktan uçmuştum ama arayamamıştım seni. Hem arasam ne diyecektim ki?
Düşünürken bile seni çırpınıyorsa kalbim yaralı bir kuş misali sesini duyduğumda duygularıma nasıl söz dinletecektim nasıl...

1 Hafta sonra

Bir hafta uykusuz ve yorgun geçen dolu, dolu bir hafta ömrümden ömür almıştı o yeşil gözlerin sahibi.
Nasıl arayacaktım ne söyleyecektim ki Allah'ım nefes alamıyorum.
SEDA
Buda kim ya iyi ki ayrı eve çıktık.
"Eylül canım bir sorun mu var?"
Ne oldu bu kıza ya bir haftadır bir şey yemedi, içmedi okula gitmedi, uyku uyumadı, anlatmıyor da ne oldu? Acaba yine eski sevgilisi mi bela oldu yüzü gülmedi ki kızın bu pislik yüzünden.
"Yok, balım azcık depresyona girmiş olmam dışında sorun yok."
"Çabuk dökül yoksa bu odadan tek parça çıkamazsın yavrum."
"Galiba sanırsam azıcık âşık olmuş olabilme ihtimalim yüksek..."
"Dur be dur sakin ol nasıl, nerde, kime, ne zaman?"
"Bana sakin ol diyene bak of tamam anlatıyorum geçen hafta senle gittik ya Sirkeci'ye hani sen beni arkadaşlarına satıp gitmiştin de ben sonra tek dönmüştüm."
"Şunu laf sokmadan anlatmayı dener misin canım arkadaşım."
"Tamam, tamam anlatıyorum işte dönerken vapurda bir çocuk vardı. Arkadaşına İstanbul'u kötüledi benim zaafımı biliyorsun ben de lafa atladım öylece boş gözlerle dinledi. Sonra bana hak verdi. İşte güzel hikâyelerini falan anlattı."
"Yemin ederim çatlattın beni kızım sonuca gel; Tanışmadınız mı, adı ne, numarasını verdi mi?"
"Hayır, ama çantamda bir kart var. Bilmiyorum ama o atmıştır diye düşünüyorum."
"Bence aramalısın hem ne kaybedersin ki"
"Aslında haklısın hem ne olacak ki?"
"Aynen öyle canım ben çıkacağım hazırlanmam gerek bana haber ver ararsan olur mu tatlım ?"
"Tamam, canım iyi eğlenceler."
EYLÜL
Geçmek bilmeyen günler sonlanmalıydı. Evet, bugün ne olursa olsun konuşacaktım onla, ne olursa olsun kaybolacaktım o güzel gözlerinde hakkımda ne düşüneceği artık gerçekten umurumda değil. Bu telefonda en olmadık zamanlarda çalmıyor mu ah cinayet sebebi 
"Alo annelerin en güzeli nasılsın?"
"iyim kuzum sen nasılsın? Sınav haftasına bir girdin unuttun bizi bakıyorum."
"Yok, anne hep aklımdasınız inan bana."
"Evet, aklındayız kızım aklının bir karış havada olduğunu saymazsak tabi  "
"Anne ya"
"Seviyorum seni, kızlara selam ."
"Görüşürüz. Babama selam söyle."
EDİZ
Bu problemli insanlar bana denk gelmek zorunda mı? Hayır, anlamadığım sözleşmen bitmiş, olmaz diyoruz bu neyin inadıdır?
En iyisi bu güzel işi sevgili ortağıma vermek oradan artistlik yapmak kolay Ozan Bey çözün bakalım bu işi e ne demiş değerli Ahmet Şerif İzgören;
"Bedava peynir sadece fare kapanında bulunur."
Her şey bir yana da of bu kız aklımı karıştırdı. Adı ne acaba? Fiziği' de çok güzeldi, maşallah Allah sahibine bağışlasın. Sahibine mi?
Sahibin olasım var güzel kız...
Kafam bu kadar doluyken nasıl çalışacağım. Ne yapsam da karşılaşsak aksam gözlerinden yüreğine?
Odayı dolduran telefon sesi heyecanımı tavana vurdu.
"Evet Sedef"
"Ediz Bey, Ozan Bey geldiler."
"Gelsin."
Niye sen değilsin güzelim, niye aramadın hâlâ kartım da sende idi niye?
OZAN
"Ediz kardeşim, ne bu şiddet bu celal sabah, sabah terör estirmişsin şirkette ne oluyor? Bu sen değilsin farkındasın dimi."
Kendin kaşındın koçum hatun güzel, birbirinize de boş değilsiniz. Kıvranın böyle o gün takip edelim demiştim. En azından şimdi yerini yurdunu biliyordun şapşal âşık gibi dolaş şimdi 🙂🙂🙂
"Ne gülüyorsun oğlum hayırdır?"
"Gülüyorum. Çünkü kafa yok sende."
"O niye Ozan Bey pardon ama adını bile bilmediğim kızı nasıl bulacağım ben."
"Yani sende istiyorsun o zaman git ilk karşılaştığınız yere işte hem belki aramaya cesaret edemiyor da bekliyor seni kendine âşık ettiği yerde."
"Ozan anlamıyorsun hayır derse yediremem sen bana hayır diyen kız gördün mü? Şimdi olmazsa neyse boş ver işimize bakalım kardeşim. Şu sorun yaşadığımız firma var ya orta yol bulunamadığından sözleşme feshedildi. Ama adam tutturdu yineleyelim diye hem de sorun yaratıyor, onla uğraşıyorum."
"Bu mu sinirlendirdi seni? Hadi ama yeme beni asıl konuya gelelim."
"Bu tabii başka ne olacak?"
"Haklısın karışmıyorum."
"Eyvallah şu şantiyeye bakmaya gideceğim ararım seni dönüşte bitirelim işi de Kerem muhabbeti bitsin."
"Tamam."
Olmuyor adam kıvranıyor yine de gitmiyor. Ah bu Ediz adeta insanları delirtmek üzerine gelmiş dünyaya hayır vapurdaki kızı unutamadın. Ayrıca kartını verdiğin halde aramadı. Tüm sinirin buna iken bizim şirketimizle alıp veremediğin ne? Allah'ı var bizimkini iyi bozdu.
Ya Ediz Efendi sen misin İstanbul'a laf eden çarpılırsın tabii esmer güzele aha telefon hadi be yenge.
"Evet, Sedef ne oldu."
"Ozan Bey Eylül Hanım aradı. Ediz Bey'le görüşmek istiyor."
"Bağla Sedef"
"Buyurun Eylül Hanım, Ediz Bey'le görüşmek istemişsiniz ama kendisi burada değil konu nedir?"
"Rahatsız ettim. Kusura bakmayın çantamda kartı varda kim diye merak ettim ondan aradım."

Süper zamanlama kullan bunu Ozan hadi oğlum kullan.
"Alo Ozan Bey?"
"Pardon beklettim, bir sorun vardı. Eylül Hanım müsaitseniz bugün saat 4'te Sirkeci Vapuru'nda olur musunuz? Bir paket düşürmüşsünüz de size ulaştırayım."
"Ben bir şey düşürmedim ama..."
"Orada olun lütfen."
Harika kesin gelecek ilk defa bir kızın bu kadar meraklı olması işime yarayacak sıra geldi bizim keçiye şimdi de olmaz de bakalım Ediz Efendi.
"Aç şu telefonu... Alo kardeşim Kerem işini çözdüm ben bugün 4'te gelecek Sirkeci Vapuru'nda ol bende geleceğim."
"Kimse bulamıyordu herifi nasıl düşürdün ."
"Boş ver şimdi nasıl düşürdüğümü orada ol bende geliyorum zaten."
Bu eğlence kaçar mı? Yüzyılın şapşallarını tabi ki izleyeceğim.
"Ne oldu yine kardeşim?"
"Sahi aradı mı senin hatun hiç söylemedin?"
1.O benim hatun değil,
2.Benim olsa yanımda olurdu.
3.Ben ne zamandır sana hesap veriyorum oğlum?
"Valla ne zamandır hesap veriyordun bilmiyorum ama bence aşk sana yaramadı."
"Ozannnnnnn"
"Tamam, söyleyen gitti." 😂😂😂😂

İKİ SATIR ÖMÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin