T.A.R.D.I.S

128 10 3
                                    

      Bir kaç saat içinde boş bir araziye geldik.Etrafı çitlerle kaplıydı bizi bir kaç saatliğine koruyabilirdi. Sakin bir mekandı. Sanırım burayı sevmiştim. Arabadan indim yavaş yavaş yürüyerek yaklaşık 6 metre ötede durdum ve olduğum yere yattım, yuvarlandım. Çimenlerin kokusunu bile özlemişim..Her şey harika gidiyordu ta ki Tardis'i görene kadar..

      Hani evrendeki son Tardis patlamıştı? Hani patlamıştı? Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Öyle bir şaşırmıştım ki gözlerim yerinden çıkacaktı sanki. İsmini söylememem gerekiyordu ama boşluğuma geldi "MATT!"  Usulca yanıma geldi. Papyonunu düzeltti ve devam etti.Endişeli ve şaşkın bir şekilde Tardis'e doğru gitti tabi bende peşinden gittim.Tardis'in yanındaydık. Elini uzatttı ve Tardis sallanmaya başladı. Elini çektiği anda durdu. Durduğu anda da içinden birisi çıktı. A MAN TAN RIM.Bu Rose idi.Saçlarını savurarak dışarı çıktı. Doktor ve ben iki adım geri çekilmiş, ağzımız açık ona bakıyorduk. Yani en azından ben bakıyordum. Çünkü Doktor Tardis'ine bakıyordu. "Ah, seksi bebeğim." dedi ve Tardis'in etrafında bir tur attı. Ben ise Rose'a kocaman sarıldım. O da kahkaha attı ve sarıldı. Mutluluktan ağlamak üzereydim. "Nerelerdeydin?" dedim ve ağlamaya başladım. Gülmemi sağlamak için gıdıklamaya başladı ve bu sefer gülmekten gözümden yaşlar döküldü.

Sonra gözü ayağıma takıldı. Felaket şaşırmış ve korkmuş gözüküyordu. Başımı öne eğdim. Başımı iki elinin arasına aldı ve kaldırdı. "Ne oldu?" dedi. "Sadece küçük bir kazaydı." dedim. Kestirip attığımı anlamıştı ve o da başıyla onayladı.Bir kez daha sarıldık ve Tardis'e girdik. Doktor Tardis'in duvarlarına adeta bir koala gibi yapışmıştı. "Oh Tanrım!! Nasıl da özlemişim. Nerelerdeydin?" Tardis'le konuşuyordu. Evet evet. Tardis'le konuşuyordu. Sözünü kestim. "Çok özür dilerim Doktor ama Tardis'le konuşmayı kesebilir misin? Çünkü o seni duymuyor." Konuşmayı ve Tardis'in duvarlarını öpmeyi kesti. Arkasını döndü, papyonunu düzeltti, hiç belli olmayan kaşlarını çattı bir iki saniye bu şekilde durduktan sonra büyük bir kahkaha attı. "Oh hayır hayıııır. O beni kesinlikle duyuyor." Lafı uzatmak istemediğimden gülerek geçiştirdim. Bizimkilerin haberi yoktu. Onlara haber vermek gerekirdi ama ben yavaş hareket ediyordum. Rose'dan rica ettim. "Memnuniyetle majesteleri." dedi, güldü ve gitti.

Her şeyin bu kadar mükemmel gitmesi hiç de mükemmel değildi. Eninde sonunda bu mükemmellik bozulacaktı ve kötü bir halde bozulacaktı.Aklıma kötü şeyler getirmemeliydim. Unutmaya çalışırken bizimkiler Tardis'in yanında bittiler.Gözümle yoklama almaya başladım. Daryl burada. Rick burada. Carl burada. Glenn? Glenn öldü..Michonne burada.Hershel burada. Maggie burada.Dean burada.Sam burada. Castiel burada.Rory? Rory öldü.. Doktor Matt zaten burada. Doktor David burada.Amy burada. Ve Rose. Sonunda o da burada. Evet herkes buradaydı.

Ben yoklamayı bitirdiğimde Doktor Tardis'ten çıktı. Kapıyı kapattı. Bana döndü göz kırptı ben de gülümsedim. Bir konuşma yapacak gibi duruyordu.Başladı. "Merhaba millet! Bu gördüğünüz alet, kurtuluşumuz olabilir." Rick söze atladı kızgın görünüyordu. "Rose. Bizi bu adamın saçmalıklarını dinlemeye mi getirdin Tanrı aşkına? Tam on altı kişiyiz. Birinci sorum, hepimiz nasıl sığacağız? İkinci sorum bir polis kulübesi nasıl kurtuluşumuz olabilir? Üçüncü sorum ise, bu adama neden inanamıyorum?!" Rose "onu sadece dinleyin " dedi. Doktor Rose'a teşekkür etti ve konuşmasına devam etti. "Şimdi hepiniz teker teker içeri gireceksiniz. Ve Rick, herkes içeri girdiğinde ilk iki sorunun cevabını alacaksın arkadaşım." Bunu duyduktan sonra Rick önce atıldı Doktor'u kenara attı ve içeri girdi. Kızgınlığın yerini büyüüük bir şaşkınlık almıştı."A-a-ama..." "İnanmazsın ama, bunu duymaktan sıkılmaya başladım Rick. Sakın cümleni tamamlama." Rick'ten sonra diğerleri teker teker girmişti ve şaşkınlıklarını koruyamıyorlardı. Amy, ben , Rose ve iki Doktor arkada kıkırdıyorduk.David "Herkes sıkıca tutunsun dostlar!" diye bağırdı. Arkasından iki Doktor birbirine baktı sonra bize döndüler ve aynı anda "Allons-y!" "Geronimo!" dedikten sonra o özlediğim büyük sarsılmayla sağa sola dağıldık.

Living With ZombiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin