Protez

222 9 2
                                    

         

       Bütün gücümü topladım ve bağırdım "Yardım edin!" Hepsi bir anda başıma toplandı. Amy kolumdan tutup koltuğa güzelce oturttu. "O kadar ağlamana gerek yoktu." dedi sulu gözleriyle. Bir kaç dakika boyunca yanımda durdular ve gözlerini dikip bana baktılar daha sonra gittiler. Jo hariç. Jo kaldı. Arabanın etrafında dolanıp diğer kapıyı açtı ve arabaya bindi. "Hey. Artık böyle duygusal olmamalısın. eğer böyle her şeye ağlarsan her şeye üzülürsen ve duygusal olursan, ölürsün. Güçsüz kalırsın. Dünya artık eskisi gibi değil. Hayat daha da acımasız." dedi. Gözlerimin içine bakıyordu. Sanki bir şeyler yaşamıştı. Sanki bir şeyler biliyordu. Bana öğüt veriyormuş gibi bir havası vardı.Eliyle saçımı okşadı ve arabadan çıktı. Sanırım Jo çok haklıydı.Dünya artık eskisi gibi değildi. Ölenler ölü kalmıyordu, yaşayanlar ise duygularını kaybetmişlerdi. Sanırım artık hayat gerçekten acımasızlaşmıştı. Ve benim de acımasız olmam gerekiyordu.Kafamı koltuğa yasladım ve arabanın tavanına dakikalarca baktım.Sonra kafamı dışarı uzattım ve "Bu gece burada mıyız?" dedim. Rick başıyla onayladı.  Kafamı geri çektim. İçimden şarkı söylemek gerekiyordu. Önceden Ellie Goulding'in çok sevdiğim bir şarkısı vardı. Onu söylemeye başladım. "I chased your love around a figure 8.I need you more than I can take, you promise forever and a day, and then you take it all away and then you take it all away."  Uzun zamandır hiç şarkı söylememiştim. Resmen ilaç gibi gelmişti.Bu arada hava yavaş yavaş karardığı için herkes arabalara binmeye başladı. Uyuma vakti gelmişti.Ve ben de yeterince yorgun hissediyordum. Gözlerimi kapattıktan dakikalar sonra uyumuştum. Sabah uyandığımda arabalarda sadece ikişer kişi vardı. Benimle birlikte ise Carl kalmıştı. "Hey. Günaydın" dedim. "Sana da" dedi. Yüzünü bile çevirmemişti. "Diğerleri nerede?" "Erzak ve benzin bulmaya gittiler. Geldiklerinde yola çıkacağız." 

         Bileğimin nasıl olduğunu merak ediyordum. Ayağımı koltuğun diğer ucuna doğru uzattım. Gördüğüm şey hayatımın en harika sürpriziydi. Olduğum yerde tepinmeye koltuğa vurmaya başladım. Carl'da pis pis sırıtıyordu. Demek ki yüzüme bakmamasının sebebi buymuş. Sabahtan beri bıyık altından gülmesiymiş. Tanrım!! Artık yürüyebilecektim. Hershel ayağıma protez gibi bir şey yapmıştı. Çok mutluydum. Son zamanlarda ilk kez kahkaha atıyordum.Hemen emniyet kemerini çıkardım ve dışarı çıktım. Yürümeye çalıştım. Ouh. Yürümek ne güzel bir şeymiş. Bu kadar kısa sürede nasıl unutabilmiştim?!Bir kaç adım attım ve arabaya geri bindim.  Ben daha büyük sürprizin şokunu atlatamadan karşıdan diğerleri gözüktü. Arabadan indim hızlıca yürümeye çalıştım. Ama bu beni çok zorladığı için işi yavaştan almaya karar verdim.Yavaş yavaş onlara doğru ilerledim. Hepsi gülümsemeye başladı. En sonunda ortada buluştuk. Hershel'a öyle bir sarıldım ki, biraz daha sıksaydım bir kemiğini kırardım tahminimce. "Canımı yaktın evlat! Nasıl da güçlenmişsin öyle."  dedi.  Hep beraber arabalara doğru yürüdük. Herkes teker teker arabalara bindi ve yola koyulduk.

Not: Sözleri geçen şarkının linkini Youtube kapatıldığından veremiyorum. Ama şarkı 'Ellie Goulding- Figure 8' isimli şarkıdır.

Living With ZombiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin