Yaz Aşkım -Düzenlendi-

On Dört

Sellam!

Naber?

Oy ve yorumu unutmayalım.

İyi okumalar
Güneş'ten

"Ya tamam gidelim. Ne kadar korkunç olabilir ki?" Gece yerinde zıplayıp bana sarıldı.

"Sonunda be Günışığım! Ben abimlere haber vereyim. Sen de Denizler'e haber ver hazırlansınlar." Kafamı salladım.

Denizler ve biz korku evi planı yapmıştık. Ben istememiştim ama iki günlük ısrar sonucu ikna olmuştum.

Gece abimlerden izin alırken ben Deniz'i aradım.

"Çikolatam?" Öksürdüm.

"Şey,gidiyoruz bugün korku evine.Hazırlanın isterseniz."

"Tamamdır. Bir saate sizin kapının önündeyiz." Cevap vermeden telefonu kapattık.

Bana sürekli çikolatam diyordu. Başlarda baya sorun etsem de artık alışmıştım. Öyle seslenmeyince garip geliyordu.

"Abimle konuştum. Dikkatli olun dedi sadece."

"Bende Deniz ile konuştum. Bir saate buradalar." Kafasını salladı.

"Hazırlanalım o zaman." Hilal

"Kot pantolon giyelim bugün. Değişiklik olsun." Kafasını telefondan kaldıran Gece konuştu.

"Çağan Amerika'ya gitmiş."

"Veda etmeden mi?" Kafasını bana çevirdi. Gözleri doluydu.

"Tamam teklifini reddettim ama kaç yıllık dostluğumuz var,bi'hoşçakal diyebilirdi." Hilal ile sarıldık.

"Evet ama onun için de oldukça zor. Sevdiğin seni sevmiyor. Veda etmek ona zor gelir. Habersizce gitmek istemiştir." Gözyaşını akmadan sildi.

"Haklısın. İkimiz içinde en iyisi. Neyse hadi hazırlanalım o zaman. Hiloşum dediğin gibi kot pantolon giyelim. Abimler laf eder şimdi." Biz bir saat içinde hazırlanırken kapı çalındı.

"Hazır mısınız?"

"Evet. Hadi gidelim."

"İki araba mı gideceğiz?" Çınar kafasını salladı.

"Evet. Biz yeri biliyoruz bizi takip edersiniz." Kafamızı sallayıp arkadan çıktık. Gece gergindi. En son burada babasıyla karşı karşıya gelmişti.

Yarım saatlik yolculuğun ardından sonunda varmıştık.

Burası baya korkunçtu.

~~~~~~~~~~~~~~

"Keşke daha önce getirseydim seni."

"Ne alaka Deniz? Korkmamdan zevk mi alıyorsun? Sadist misin sen?!" Kahkaha attı.

"Hayır saçmalama. Bana sarılman hoşuma gidiyor." Gözlerimi devirip omzuna vurdum. Tam ağzımı açmıştım ki bileğimden bir odaya doğru çekildim.

Bizimkilerin bana seslendiğini duyuyordum. Oyun boyu gülen Gece endişelenmişti.

Bizi hoparlörden yönlendiren kişi kalın ve korkutucu bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Sen siyah saçlı kız,adın ne?" Korkuyla cevap verdim.

"Güneş."

"Odadaki resimden gözünü ayırırsan oyun biter."

Korkuyla resme baktığımda Samara'yı gördüm. Bu sırada resim döndü ve benim yüzümün kanlı hali, yani kanlı bir ayna ortaya çıktı.

Çığlık atıp geri çekildim. Ama gözümü aynadan ayırmadım.

Bu sırada ise saçımda bir tırnak hissettim,ardından ensemde. Tekrar çığlık attım. Arkamda duran,bana tırnaklarını değdiren yüzünde maske olan insana dirseğimi geçirdim ve çocuk inledi.

"Bana bak maskeli şey,bana Kanlı Güneş derler,temas yok! Çıkar artık beni buradan yoksa uzak doğu sanatımı sende kullanırım." Çocuk uzaklaşırken tekrardan ses geldi.

"Mavi Kız oyunu kazandı. Güneş odadan çıkabilirsin. Arkadaşların kapının önünde. Sağdaki merdivene gidin ve inin."

Maskeli çocuğa kötü kötü baktım ve kapıyı açtım. Çıktığımda bizimkileri gördüm. Hemen yanlarına gittim.

"İyi misin?" Hilal sarıldı.

"İyiyim kuzum."

Merdivenlerden indiğimiz sırada önümüze testereli bir adam çıkmasıyla Hilal ve ben çığlığı bastık.

Gece ise gülmeye başladı. Şaşırmadım.Korku evinden çıkar çıkmaz konuşmaya başladım.

"Ben gelmeyelim demiştim,fazla korkunçtu."

"Bunu fark etmiş olmalılar ki seni seçtiler."

"Oda da ne gördün?"

"Önce Samara'yı sonra da kendimin kanlı halini. Sonra da maskeli insan takma tırnaklarıyla saçlarıma ve enseme dokundu-

"Sıçarım onun ağzına nasıl dokunur sana?" Deniz'e hayretle baktım.

"Deniz sakin ol, adama dirsek attım zaten. Sıkıntı yok." Hilal araya girdi.

"Gece sürekli güldü!"

"Komikti ama.Keşke odaya da beni alsaydı." Hepimiz güldük.Fazla korkunç olsa da gayet eğlenceli bir gündü.

Arabaya binerken yine de o evden uzaklaştığımız için mutluydum.

Korku filmlerinin elini öpeyim ben!

•••••••••••••••••••••

Nasıl buldunuz?

Oy ve yorumu unutmayalım.

seviliyosun