EXO & BTS OC │ Ordu. ✔

-İkinci Bölüm.

Seçimlerin üzerinden 1 hafta geçmişti. Biz, komutanlar olarak hazırlık yapmaya başlamıştık ama askerlerin bir hafta izni vardı. Ailesiyle vedalaşıp valizlerini hazırlayıp buraya geleceklerdi. Yarın sabah, burada olmaları gerekiyordu.

-

Odama geçmiş ve dinlenmek için başımı masamın üzerine koymuştum. Seçilen askerlerin, fiziksel muayenesi vardı ve kesinlikle ben yapmıyordum.

Hiddetle kapım açıldığında, orta yaşlarının sonunda kır saçlı Komutan Lee kapımda belirmişti.

'' Sorun ne? ''

Sorunun ne olduğunu biliyordum ama kesinlikle ona bir şey söylemeyecektim.

'' Sen seçtiğin askerlerin farkında mısın? Üçüncü Dünya Savaşı zaten bunlar bir araya gelirse çıkar. ''

Gülme isteğimi bastırarak yerimden kalktım.

'' Komutan Lee, beğenmediğin askerlerin içine torpille giren yiğenin Jeon Jungkook da dahil mi?  ''

Gözlerindeki suçluluk duygusunu hissetmiştim. Saniyelik geçmişti çünkü hemen bakışlarını yere sabitlemişti.

'' Ben de böyle düşünmüştüm. ''

Ona hiçbir şey söylemeden omuzuna biraz dokunmaya çalışarak odadan çıktım. Fiziksel Muayenede elenmelerinin imkanı yoktu çünkü hepsi fiziki olarak iyi görünüyorlardı.

Evet, incelemiştim.

İçtima alanına geldiğimde karşımda sadece 10 asker olması benim için alışılmadık bir durumdu. Genelde, 2000 kişilik ordular içerisinde görev almıştım. Ama şimdi olan durum başkaydı, bu askerleri biz yetiştirecek ve güçlü askerler yapacaktık. Bağırarak konuşmak ve sesimi yormak yerine normal bir tonda konuşmayı seçtim.

Yardımcılardan biri görüş alanında beni görünce askerleri hizaya getirmek için bağırdı.

'' Hazır ol! ''

Sesle birlikte ben de içeriye girmiştim. Hepsi hazır ol konumunda bekliyorlardı. Askeri selamımızı karşılıklı olarak birbirimize verdikten sonra konuşmaya başladım.

'' Rahat. ''

Hepsi, ayaklarını yana açıp kollarını arkalarında birleştirdiğinde  göz teması kurmaya çalışarak konuştum.

'' Jeon Jungkook kim? ''

Şaşkın gözleriyle birbirlerine bakıyordu.

'' Jeon Jungkook kim! ''

Bu sefer sesimi daha yüksek çıkartınca birisi öne çıktı. 

'' Benim, komutanım. ''

'' Seninle görüşme yapmadım. Sen nasıl seçilebilirsin, asker? ''

'' B-ben, bilmiyorum komutanım. ''

Bu yüzü ezberlemeliydim. Torpille geldiği için ona türlü türlü eziyetler yapacaktım. Şimdilik, onu rahat bırakmayı seçtim. Konuşacaklarım vardı.

'' Çoğunuz, bu görev için yeterli değilsiniz.  Yaklaşan savaş için, alarma geçmek zorundayız. Bazılarınıza gerçekten inandım, bu yüzden burada. Bazıları ise basit bir inat sebebiyle. Aşamalı ve elemeli bir sistem olacaktır. Maaşı yüksek diye buraya kayıt olan kişilerin, elemelerde elenmeyeceğinin bir garantisi yoktur. Umarım, iyi anlaşırız. ''

Gideceğim sırada, askerlerden biri konuşmaya çalışmıştı.

'' Komutanım, beni ne zaman elersiniz tam olarak? ''